Davranış Bilimleri Uzmanı, Çocuk & Ergen ve Aile Danışmanı Sultan Uncu, darbe girişimi sonrasında yaşanan süreçte çocukların psikolojilerinin olumsuz etkilenmemesi için yapılması gerekenleri anlattı

“ÇOCUKLARI GEÇİŞTİRMEYİN”

Davranış Bilimleri Uzmanı, Çocuk, Ergen ve Aile Danışmanı Sultan Uncu, özellikle darbe girişimi sonrasında yaşanan süreçte çocukların psikolojilerinin olumsuz etkilenmemesi için yapılması gerekenleri anlattı. Özellikle küçük çocukların mümkün oldukça televizyon ve sosyal medyadan uzak tutulmasının daha yararlı olacağını da belirten Uncu, “Bu süreçte çocuklarımızı televizyon,  internet gibi sosyal medya araçlarından uzak tutmalıyız. Çocuklarımız yaşanılan olaylarla ilgili sorular sorduğunda da onları geçiştirmemeliyiz” ifadelerine yer verdi.

“GELECEKTE İLETİŞİM SORUNU OLABİLİR”

Her geçen gün değişen teknoloji çağında nasıl çocuk yetiştirmesi konusunda bilgiler de veren Uncu, sosyal medya ve sosyal medya bağımlılığının insanlar üzerindeki etkisi hakkında da konuşarak, “Televizyon, tablet ve sosyal medyayla sürekli iç içe olan çocuklarımız gelecekte iletişim sorunu yaşayabilirler. Bu konuda ailelerin hassas, duyarlı ve bilinçli davranmaları gerekmektedirler” dedi.

ERSES: Öncelikle Sultan Uncu Kimdir, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

UNCU: 1988, Zonguldak doğumluyum. 2012 yılında California Janus Üniversitesi  Davranış Bilimleri & Psikoloji bölümünde lisans eğitimini tamamladım. Aynı yıllarda Anadolu Üniversitesi Sosyoloji  bölümü lisans eğitimime devam ederek 2013 yılında da mezun oldum ve bu süreçte aile danışmanlığı eğitimimi tamamladım. Üniversite eğitimim sürecinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki  Çocuk Evlerinde çalıştım. Çocuk evlerinde çalışmak, çocuk psikolojisine yönelmemdeki en önemli etkendir ve benim için hayatımın dönüm noktasıdır. Bunun yanı sıra, 2012 yılı itibariyle, çocuk, ergen ve ailelerle terapi çalışmalarıma devam etmekteyim. Ağırlıklı olarakÇocuk, Ergenlerde Duygu Durum Bozuklukları, Kaygı Bozuklukları, Öfke Kontrol Problemleri’, Çocuk İstismar ve İhmali, Çocuk & Ergenlerde Davranış Sorunları, Boşanma/Ebeveyn Ölümü sonrası Duygusal Problemler, Dikkat Eksikliği, Öğrenme Güçlüğü, Aile içinde Çatışma ve İletişim Sorunları’ gibi sıkıntılarla başvuran danışanlarla ‘Bilişsel-Davranışçı Terapi’ ve ‘Oyun Terapisi’ teknikleri ışığında çalışmaktayım. Çeşitli Psikoloji dergilerine ‘Aile İçi İletişim, Çocuk & Ergen Psikolojisi ve Anne & Çocuk İlişkileri’ üzerine makale ve köşe yazıları yazmaya devam etmekteyim ve aynı zamanda ‘Ailelere ve Eğitim Kurumlarına’ seminerler vermekteyim. Bir meslektaşım ile birlikte ‘Aile ve Çocuk Psikolojisi’ adı altında bir oluşum gerçekleştirerek;  sosyal medya aracılığıyla Çocuk & Ergen Psikolojisi üzerine bilgi paylaşımlarında bulunmaktayım. Ayrıca hazırlanma aşamasında olan ‘Çocuk ve Ergen Psikolojisi’ üzerine bir kitap projem bulunmaktadır.

ERSES: Zonguldak’ta insanlar psikolog veya psikiyatr desteği almaktan kaçınıyor. Bu yaklaşımın altında yatan gerçek ne?

UNCU: Maalesef insanlarımız önyargılı davranıyorlar. Bunun en önemli sebebi, sanırım yaftalanmaktan çekinmeleri. Fakat ruh sağlığı en az beden sağlığı kadar önem verilmesi gerekilen bir konu ve zamanla aşılacağını düşünüyorum. Örnek veriyorum, tırnak yeme, parmak emme veya alt ıslatma gibi sorunları ailenin tek başına aşmaya çalışması hem çocuk hem de aile için zorlayıcı ve yıpratıcı olabilir. Bu konularda bir uzmana başvurmanın anormal olmadığı gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Özellikle danışmanlık alma konusunda ailelerin bu ön yargıyı da kırmalarını temenni ediyorum.

Erses: Peki bu önyargı nasıl geçilebilir?

UNCU: Bunu artık toplum olarak normalleştirmemiz gerekiyor. Biraz önce dediğim gibi ruh ve beden bir bütündür ve buna önem vermemiz gerekmektedir. Sağlıklı bir nesil yetişmesi için yardım almaya çekinmemeleri gerekiyor. Bu bir eksiklik değil, destek almak daha sağlıklı ilerlemeyi de beraberinde getirecektir. Özellikle bir çocuk için düşündüğümüzde onu hayata hazırlamanın yolu ona geç kalmamaktan geçiyor. Toplumsal tabulardan korkarak destek almaya çekinmek çocuğa ve kendimize verdiğimiz bir zarardır diye düşünüyorum.

ERSES: Teknoloji çağında sizce çocuk yetiştirmek nasıl olmalı ve bu konuda nasıl bir görüş bildiriyorsunuz?

UNCU: Öncelikle bu konuda ailelerin çok hassas olmaları gerektiğine inanıyorum. Net olarak sınırlarını çizmemekle birlikte, 2 yaşına kadar çocukların televizyon izlememesi kanaatindeyim. Televizyon, tablet kullanacaksa bile bunları yaşına uygun zaman ve sınırlamalarla kullanmalı. Özellikle, uykuya geçiş sürecinde ve yemek yeme sürecinde ailelerin çok hatalı davrandığını düşünüyorum. Çocukları televizyon karşısında yemek yedirmek tabletle uyutmak gibi alışkanlıklar çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilir. Buna bağlı olarak ilerleyen dönemlerde bazı sorunlarla karşılaşabilirler. Bu anlamda çocuklara sınır ve kural koymak gerekmektedir. Çocuklara koyulan ufak sınır ve kurallar beraberinde öncelikle çocukların sorumluluk sahibi olmasını, kendine güvenmesini sağlayabilir. Toplum her alanında kurallar var ve aile toplumun en küçük yapı taşı. Çocuk önce kuralları ailede öğrenir ve dışarıda kurallarla karşılaştığında evde kural görmediyse bocalama yaşayabilir. Çocuk ilk kez  hayır cevabını dışarıda( okulda, sokakta) duymamalı. Çocuklarımızın kuralları sınırları olmalı ve o kurallar içerisinde de özgür olmalılar. Aslında her şey burada başlıyor. Bu noktadan sonra çocuğa belirli davranışları kazandırmakdaha kolay bir hal alıyor. Küçük kurallar, sınırlar çocuğa düzen getirecektir. En önemli nokta tabii ki tüm bunların yanında çocuklarımızla kaliteli vakit geçirme konusunda hassas davranmalıyız.

ERSES: Hergün gelişen teknoloji çocuklar üzerinde nasıl bir etki bırakıyor ve bununla birlikte sizce nasıl bir gelecek yetişiyor?

UNCU: Burada yine önemli olan anne baba tutumlarıdır. Yineliyorum, teknolojinin faydalarını da inkar edemeyiz. Tamamen yok saymakta doğru değil. Çocuğumuzu çağın gerekliliklerinin de farkında, bilincinde olarak yetiştirmeliyiz. Aileler bilinçli ve kontrollü bir şekilde çocuğunun teknolojiden yararlanmasına imkan sağlamalı.  Eğer kural koyma ve sınır koyma konusunda aileler hassas davranmazlarsa ilerleyen süreçte çocuklarıyla özellikle iletişim kurmakta çok fazla zorlanacaklarını düşünüyorum. Buda gelecek neslin iletişim sorunu yaşayabileceği anlamına da geliyor. Bu konuda ailelerin hassas, duyarlı ve bilinçli davranmaları gerekmektedirler.

ERSES: Sosyal Medyanın son dönemlerde oldukça bağımlılık haline gelmiş durumda. Bu ister istemez insanların arasında bireysel iletişim sorunlarını beraberinde getiriyor. Sizde sosyal medya ve sosyal medya bağımlılığının insanlar üzerindeki etkisi nelerdir?

USLU: Sosyal medyanın çok fazla faydasının da olduğunu biliyoruz. Sadece aşırılık kısmında bir sıkıntı var. Öyle ki; hem yetişkinler hem de çocuklar için bilinçli kullanma kısmı önemli. İlk önce aileler kendileri bu düzeni oturtmalı ve çocuklarına örnek olamamalılar ve sonrasında bilinçli olarak sosyal medyayı kullanmayı bekleyebilirler. Bireylerin sürekli olarak sosyal medyaya bağımlı halde olmaları, içe kapanmalarına sebep olabilir ve insan ilişkilerini zedeleyebilir.

ERSES: Savaş, Terör, Çatışma, Şiddet Gibi Durumlar Çocukların Üzerinde Nasıl Etkiler Bırakabilir?

UNCU: Savaş, terör, şiddet gibi travmatik olaylar karşısında her çocuk farklı tepkiler gösterebilir ve her çocuk farklı düzeylerde etkilenebilir. Genel olarak bu kaotik ortamları yaşayan veya sosyal medya aracılığıyla şiddet içerikli görsellere, haberlere maruz kalan çocuklarda duygusal ve davranışsal sorunlar görülebilir.Tüm bunların yanısıra, bu tür durumlar içinde olan çocuklar zamanla şiddeti normalleştirmeye başlayabilirler.

ERSES: Sizce Ülkemizde Yaşanılan Son Olayların Çocuklar Üzerindeki Etkileri Neler Olabilir?

UNCU: Son zamanlarda ülkemizde yaşanılan olaylar, biz yetişkinleri dahi fazlasıyla üzdü, kaygılandırdı. Tüm bu yaşanılanları tam olarak anlamlandıramayan çocuklarımız ise bu süreçten çok daha fazla etiklenmektedirler.Burada önemli olan, biz yetişkinlerin durum ve olaylar karşısındaki tepkilerimiz. Çocuklar, darbe, şehit, terör, savaş, ölüm kavramlarını haberlerden, etrafındaki yetişkinlerden duyuyorlar ve bizim tepkilerimiz doğrultusunda da olayları anlamlandırmaya çalışıyorlar,birşeylerin yolunda gitmediğinin farkına varıyorlar.  Haliyle,yaşadıkları bu  belirsizlik ve bilinmezlik onları etkiliyor. Özellikle bu süreçte çocuklarda yoğun korku ve kaygı durumu ortaya çıkabilir.

ERSES:Peki, Bizler Bu Olumsuz Etkilerden Çocuklarımızı Nasıl Koruyabiliriz?

UNCU:Bu konuyu konu başlıkları halinde anlatmamız vatandaşlarımız için daha yararlı olacaktır. Bu konu başlıklarını şu şekilde sıralayabiliriz;

ü  Öncelikle, çocuklarımız yanımızdayken, söylemlerimize dikkat etmeliyiz. Her ne kadar bizleri duymuyor ya da dinlemiyor gibi görünselerde, merak ettikleri için bu konulara kulak kesileceklerdir.

ü  Özellikle, umutsuz, korkutucu, kaygılandırıcı söylemleri çocuklarımızın duymamasında fayda var.

ü  Sosyal medyadanormalden çok daha fazla yaralı veya ölü bedenlerin görüntüleri, şiddet içeren görseller yer almakta ve bunlarda çocukların üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır.

ü  Mümkün oldukça, bu süreçte çocuklarımızı televizyon,  internet gibi sosyal medya araçlarından uzak tutmalıyız.

ü  Çocuklarımız yaşanılan olaylarla ilgili sorular sorduğunda da onları geçiştirmemeliyiz.

ü  Kaygılandırmadan, basit, kısa ve yaşlarına uygun cümlelerle durumu açıklamaya çalışmalıyız.

ü  Güvende olduklarını hissettirmeli ve bu durumun geçiçi olduğunu anlatmalıyız. Aksi bir durumu çocuğa hissettirmenin, kimseye faydası olmayacaktır.

ü  Çocuklarda, özellikle bu süreçte,  sürekli üzgün olma, aşırı korku veya kaygılanma, alt ıslatma, uyku ve yemek yemeyi reddetme gibi durumlar söz konusu olduğunda bir uzmandan destek almanız önerilmektedir.

ERSES: Son olarak neler söylemek istersiniz?

UNCU: Bana kalırsa bu dönemde çocuk yetiştirmek oldukça zor. Çocuklar çok fazla alıcıya maruz kalıyorlar. Aileler ne kadar bilinçli ve yardıma açık olurlarsa çocuklarına o kadar rahat ulaşabileceklerini düşünüyorum. Her adımlarında çocuklarına model olduklarını unutmamalarını tavsiye ediyorum.

Son olarak, tüm bu yaşanılanların ardından, tek temennim, bu karanlık günleri atlatıp, çocuklarımızın huzurla, güvenle büyüyeceği aydınlık sabahlara uyanmamızı temenni ediyorum.

 


İletişim;

Tel : 05319538307

e-mail : [email protected]