GMİS Şemsi Denizer Konferans Salonu’nda düzenlenen Karadon Şube 10. Olağan Genel Kurulu’na Karaman Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı, GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, eski sendikacılar, Amelebirliği Yönetim Kurulu üyeleri ile delegeler katıldı. Genel Kurula Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirileceği ve küçültüleceği yönündeki ifadelerine gösterilen tepkiler damga vurdu. Genel Kurulun açılış konuşmasını Karadon Şube’nin mevcut Başkanı Neşet Cebeci yaptı.
Cebeci, “10. Olağan Genel Kurulumuza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Hoşgeldiniz. Genel Kurulun başta üyelerimiz olmak üzere Zonguldak’a, ülkemize ve işçi sınıfına hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Cebeci’nin konuşmasının ardından divan heyeti seçimi yapıldı. Genel Kurulun Divan Başkanlığına GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Yardımcılıklarına İsa Mutlu ve Ergin Cin, Üyeliklerine ise Müjdat Özdemir ile Soner Ürgü seçildi.

"SİYASETİN ÇÖPLÜĞÜ, ZONGULDAK’A VE TTK’YA ART NİYETLİ BAKAN SİYASETÇİLERLE DOLUDUR"

GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Karadon Şubemizin 10. Olağan Genel Kurulu’nun başta Karadon Şubemize, Sendikamıza, Türk-İş’e, Türkiye işçi sınıfına hayırlar getirmesini diliyorum.

Bildiğiniz gibi GMİS’in Genel Kurul süreci 10 Aralık 2014 tarihinde seçim kurulunun oluşturulmasıyla başladı. 13,14,15, 16 Ocak tarihleri arasında şube delege seçimlerini, 6 Şubat’ta Armutçuk Şubemizin Genel Kurulu’nu yaptık. 22 Şubat’a kadar da şube genel kurullarını tamamlamış olacağız. Başta delege seçimleri olmak üzere yüksek katılımlı ve demokratik olgunluk içinde, maden işçisine yakışır bir şekilde bugünlere taşınmasında katkısı olan tüm madenci arkadaşlarımızı yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum. Genel Merkez Genel Kurulu’nu ise Mart ayı sonunda ya da Nisan ayı başında yapacağımız Genel Merkez Kurulu ile bu süreci en sağlıklı şekilde tamamlayacağız. Değerli arkadaşlar, 2014 yılı madencilik sektörü açısından gerçekten çok zor bir yıl oldu. 2014 yılı başta Soma ve Ermenek olmak üzere Türkiye’nin değişik yerlerindeki toplu ölümlerin, iş cinayetlerinin yaşandığı bir yıl oldu. Başta Soma ve Ermenek’te olmak üzere iş cinayetlerinde, iş kazalarında hayatlarını kaybeden madenci arkadaşlarımıza, kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Allah bir daha böyle kazaları yaşatmasın."

MADENCİ, HAFTADA 37,5 SAAT ÇALIŞACAK, İKİ GÜN TATİL YAPACAK

Soma’da yaşanan kazanın ardından Zonguldak’ı da ilgilendiren bazı yasal düzenlemelerin yapıldığını hatırlatan Eyüp Alabaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Başta çalışma saatleri ve en az iki asgari ücret düzenlemesi olmak üzere madencilerin kazanımlar elde ettiği bazı düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin bazıları hayata geçirildi. Ama bir kısmı yasa yürürlüğe girmesine rağmen maalesef bir kısmı ise uygulamayla geçmedi. Çalışma Bakanı, “Madenciye en az iki asgari ücret uygulaması taban ücrettir. Sosyal haklar bunun dışındadır” demesine rağmen uygulamayla ilgili sıkıntılar var. Biz bildiğiniz gibi konuyu mahkemeye taşıdık. 10 Şubat’ta özel sektörde çalışan işçilerimizi ilgilendiren mahkeme yapılacak. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda çalışan arkadaşlarımızı ilgilendiren mahkeme süreci de 10 Mart 2015 tarihinde başlayacak. Gerek Çalışma Bakanı’nın kendisiyle, gerek üst düzey bürokratlarıyla, Türk-İş uzmanlarıyla, maden sektöründe örgütlü olan Türkiye Maden-İş Sendikası’nın uzmanlarıyla ve hukukçularla bugüne kadar yapmış olduğumuz görüşmelerde bu yasanın bizim ilk başta anlattığımız şekliyle anlaşılması gerektiği ve bu şekliyle uygulanması gerektiği yönünde ortak bir görüş oluştu. Biz de işyerlerimizde iki asgari ücretin taban ücret olduğunu anlatmıştık. Bu sorunun bizim ilk gün savunduğumuz şekilde mahkemede çözüleceği konusunda bir tereddüdümüz yok. Mahkemede sorun çözüldüğünde, yasanın ilk çıktığı 12 Eylül 2014 tarihinden itibaren olan bölümünü de iki asgari ücretle ilgili farklarını da arkadaşlarımız alacaklar. Diğer yandan çalışma saatleriyle ilgili düzenleme 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren yeraltında 6 saat, günde 7,5 saat ve haftada 45 saat olarak yürürlüğe girmişti. Bununla ilgili önce TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Alt Komisyonu’nda daha sonra, bu hafta içinde üst komisyonda çalışma saatleriyle ilgili düzenlemenin bizim ilk günden beri savunduğumuz şekliyle hem bizim takibimiz hem de Türk-İş’in de katkılarıyla, günlük 7,5 saat, haftalık 37,5 saat ve iki gün tatil şeklinde geçmesini sağladık. Biz, TBMM Genel Kurulu’nda da düzenlemenin bu şekilde geçeceğine inanıyoruz. Böylece çalışma hayatında devrim niteliğinde bir düzenleme yapılmış olacak. Böylece İş Kanunu’na ilk kez bir işkolunda, ilk kez 37,5 saat çalışma kavramı girmiş olacak. Bunda da Genel Maden İşçileri Sendikası’nın ve yönetim kurulunun etkisi var."

"KIDEM TAZMİNATINA DOKUNULMASI GENEL GREV NEDENİDİR"

Kıdem tazminatının her seçim döneminde gündeme getirilmesinin çalışanların moral ve motivasyonu bozduğunu ifade eden GMİS Genel Başkanı Alabaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kıdem tazminatının her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde yeniden gündeme getirilmesi çalışanların moral ve motivasyonunu bozdu. Türk-İş’in 2007 ve 2011 Genel Kurullarında kıdem tazminatı konusunun genel grev nedeni olacağı yönünde kararları var. Nitekim son günlerde Kıdem tazminatının yeniden tartışmaya açılması nedeniyle Perşembe günü Türk-İş Başkanlar Kurulu toplandı. Türk-İş Başkanlar Kurulu’na sizler adına katıldım. O Başkanlar Kurulu’nda kıdem tazminatının kırmızı çizgi olduğu, bu konuda alınan genel kurul kararlarına sahip çıkılacağı, kıdem tazminatına dokundurulmayacağı kararı alındı. Son günlerde herkesin diline doladığı TTK’nın özelleştirmesi ya da küçültülmesiyle ilgili bazı söylemler oldu. Özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın TTK ile ilgili söylediklerini Genel Maden-İŞ Sendikası olarak Zonguldak halkı olarak, maden işçileri olarak bizlerin kabul etmesi mümkün değil. Dün de TTK ile ilgili böyle söylenmişti bugün de birileri çıkıp bunları söylüyor ve TTK’yı ülke ekonomisinin sırtında kambur gibi göstermeye çalışıyorlar.

Zonguldak halkı ve maden işçileri, dün bunu söyleyenlere nasıl cevap verdiyse bugün de o söylemlere gerekli cevabı verecektir, yarın da verecektir. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Dün TTK ile ilgili olumsuz söylemlerde bulunan siyasetçilerin adı bile hatırlanmazken, bugün TTK üretmeye devam ediyor. Siyasetin çöplüğü, Zonguldak’a ve TTK’ya art niyetli bakan siyasetçilerle doludur. Dün olduğu gibi, Zonguldak halkı ve maden işçileri ile Genel Maden İşçileri Sendikası, TTK’ya nasıl sahip çıktıysa bugün de aynı şekilde sahip çıkacaktır."

"BU İDDİALAR SÖYLEMDEN ÖTEYE GEÇEMEZ"

GMİS Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam’da TTK’nın özelleştirilmesi ya da küçültülmesi söylemlerine tepki gösterdi. Sarıçam, “Maden işçisi ve Genel Maden İşçileri Sendikası ile Zonguldak bir bütündür. Bu nedenle bu tür iddialar söylemden öteye geçemez. Şunu bilmeliler ki GMİS, Türkiye’nin işçi sınıfının önderidir. Zonguldak’taki siyasetçilerde TTK ve Sendika ile ilgili konuşurken biraz düşünmelidirler” dedi.

"TTK’YA KİMSE DOKUNAMAZ"

GMİS Karadon Şube Sekreteri Adnan Tıska da TTK ile ilgili söylemlere sert tepki gösterdi. Tıska, “25 yıldır dinlediğimiz bir hikayeyi yine önümüze koydular. Dediler ki, “TTK’yı küçülteceğiz, özelleştireceğiz”. Buna destek olanlardan biri de bizim, yani Zonguldak’ın milletvekilidir ve bu ifadeleri nedeniyle kendisini kınıyorum. Öncelikle açık ve net söylüyorum; Küçültemezsiniz, özelleştiremezsiniz, kapatamazsınız. TTK yıllarca ülke ekonomisine katkıda bulunmuş demir çelik fabrikaları ve ÇATES’e yıllarca kömür vermiştir. TTK sayesinde ülkemizin sanayi çarkları dönmüştür. Halen kurum ülkenin dört bir yanındaki ocaklara, yetiştirdiği Maden Mühendislerini göndererek adeta bir okul görevi yapmaktadır. Ülkemizde maden ocaklarında bir kaza olsa hemen TTK ekipleri olay yerine gönderiliyor. Soma’da ve Ermenek’te örneklerini gördük. Ermenek’teki kaza sonrası ben de gittim. Tahlisiye ekiplerimizin başarılı bir şekilde yapmış olduğu kurtarma çalışmalarını yerinde gördüm. Eğer TTK tahlisiye ekibimiz orada olmasaydı inanın kurtarma çalışmaları sırasında o kadar kişi daha hayatını kaybederdi. Yani TTK’ya sadece ülkemiz sanayisi açısından değil aynı zamanda madencilik sektörü açısından da ciddi bir ihtiyaç var. Bu ihtiyaç ortadayken, kurumu büyütüp, üretimi artırmanın yollarının aranması gerekirken küçültmekten, özelleştirmekten bahsetmenin mantığı bile yoktur. İşçi açıkları artıkça kurum zarar ediyor. Acilen işçi alınması lazım. Önümüzdeki süreçte kurum mekanize kazı ve çelik yürüyen tahkimat sisteminde geçecek. Bu şekilde üretim daha da artacak ve zarar düşecektir. TTK, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir kurum olmanın yanı sıra Zonguldak, Bartın, Karabük bölgemizin de bel kemiğidir.

Tekrar söylüyorum; TTK’ya kimse dokunamaz. 1990 Büyük Madenci Grevi’nde, 4-8 Ocak 1991 Büyük Zonguldak-Ankara Yürüyüşü’nde ben de vardım. Bölge halkı ve maden işçileriyle birlikte omuz omuza mücadele verdik ve TTK bugünlere kadar geldi. TTK’ya dokunmaya kalkışırlarsa bu kez bizi Mengen’den döndürmeye kimsenin gücü yetmez."

Konukların konuşmalarının ardından seçim konuşmalarına ve seçimlere geçildi. Mevcut Şube Başkanı Neşet Cebeci yeniden aday olmazken delegelerden helallik istedi. GMİS Karadon Şube Başkanlığı’na iki aday çıktı. Kemalettin Karataş ve Hakan Yeşil aday oldular.