Bülent Ecevit Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencileri Zonguldak’ta kirliliğin hat safhada olduğunu, çevre kirliliğinin hava kirliliği, görüntü kirliliği gibi etmenleri etkilediğini; insan sağlığına ciddi derecede zarar verdiğini belirtti.

   Halkın Sesi Bülent Ecevit Üniversitesi öğrencilerinden Burak KURTULUŞ ve Başak ÖZENALP’e yaz aylarının gelmesiyle birlikte daha da artan çevre kirliliğiyle ilgili sorularını yöneltti.

  1) Öncelikle hoş geldiniz arkadaşlar bizlere çevre kirliliğini açıklar mısınız? Çeşitlerinden bahseder misiniz?

  Çevre kirliliği doğanın, doğal kaynakların ve yaşanılan çevrenin aşırı ölçüde ve yanlış kullanılması nedeninden doğal dengenin bozulması durumudur. Şehrimizde ise çevre kirliliği daha çok sahil bölgelerinde, ormanlık alanlarda ve halka açık bölgelerde doğa dışı atıkların çevreye bırakılması şeklinde gözlemlenmektedir. Çevre kirliliği başlığı altında hava kirliliği, su kirliliği, deniz kirliliği vb. kirliliklerden bahsedebiliriz. Sahil şehrinde yaşadığımız için şehrimizde deniz kirliliğinin diğer kirliliklere göre daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

2) Deniz kirliliğinin daha fazla olduğunu söylediniz. Peki deniz kirliliği nedir?

   Deniz kirliliği; kimyasalların, partiküllerin, endüstriyel, tarımsal ve evsel atıkların denizlere girmesi ve istilacı türlerin yayılmasının, gürültünün zararlı ya da potansiyel olarak zararlı etkileri sonucunda ortaya çıkmasıdır. Şehrimizde ise daha çok sahil kısımlarının bilinçsiz olarak piknik, kamp veya plaj bölgesi olarak kullanılmasıyla insanların yaşamsal atıklarını çevre bilinci olmadan kullandıkları bölgelerde bırakmasıyla oluşmaktadır.

3) Peki Türkiye’de deniz kirliliği hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Deniz ya da başka bir ifade şeklinde su kirliliğinin en yüksek düzeyde olduğu yerler daha çok körfezlerdir. Denizlerdeki kirliliğiyle hava kirliliğinde olduğu gibi düzensiz kentleşme ve sanayileşmelerden kaynaklanan kirlilik olarak ayıramasak bile her iki kirlilik de birbiriyle çok yakından bağıntılıdır. Mesela; İzmit Körfezi. Körfezin kirlenmesindeki en önemli iki etmen sanayi atıkları ve evsel atıklardır. Ayrıca, erozyonunda kirlilik üzerine önemli etkisi vardır. Bir diğer örnek Gemlik Körfezi’dir. Çeşitli sanayi tesisleri, zeytincilik ve sabunculuğun gelişmiş olması bunların yanı sıra kanalizasyon suları suların kirliliğinden önemli rol oynamaktadır. Verebileceğimiz son örnek Gökova Körfezi’dir. Şehrimizde olduğu gibi termik santrallerin direk olmasa bile denizi etkileyeceği ve suyun kirlenmesine neden olacağı bilinmektedir.

4) Peki neden denizlerimizi korumalıyız?

     Dünyamızın %71’i deniz, göl, nehir gibi su ortamlarından oluşmaktadır. Doğanın ekolojisine yani canlı yaşamına elverişli koşullarını korumak için öncelikle bu %71’lik büyük bölümün sağlıklı yapısı korunmalıdır. Çünkü ortamdaki kirlenme er ya da geç hava ve kara katmanlara intikal etmektedir.

    1 santimetreküp petrol, 40 metreküp deniz suyunun oksijenini kullanmakta ve canlı yaşamına zarara vermektedir. 1 ton petrol atığı deniz üzerinde 25000 kilometrekare alana yayılarak havadan suya oksijen transferine önleyen büyük bir örtü oluşturur. Petrolden daha tehlikeli olan birçok kimyasal ve zehirli atığın denize karışması daha da vahim sonuçlar doğurabilmektedir. Örneğin; biraz daha masum görünen plastik kutular dünya denizlerine her yıl 650000 adet atılmaktadır.  Denizlerimizdeki atık petrol ve plastik parçalar canlılar için ölümcül bir tuzaktır. Petrole bulanan veya plastik atıkları yutan yunuslar, deniz kaplumbağaları ve kuşlar birer birer yaşamlarını yitirmektedir. Bizler de bu faktörleri göz önünde bulundurarak canlı ve insan hayatını tehlikeye atmamaya dikkat etmeliyiz.

5) Deniz kirliliğini ve nedenlerini tanımladınız. Deniz kirliliğinin sonuçları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Kirlilik demek canlı hayatını tüketmek demektir. Başta deniz canlılarının hayatını tehlikeye atmakla beraber,  insan hayatını da tehlikeye atmaktayız. Çünkü dünyamızda her şey bir bütündür. Tüm sistemler birbirine bağlı bir bütün olarak çalışmaktadır. Bu sistemin bir parçasına zarar vermek, bütün sistemi tehlikeye atmaktadır. Şöyle düşünelim bir fabrikadayız ve bu fabrikadaki bütün makinalar birbirine bağlı olarak çalışıyor. Fabrikadaki en küçük makinenin bir adet dişlisi kırılırsa fabrikadaki üretim tamamen durur. Dünyada içinde milyonlarca güzelliği bulunduran büyük bir fabrikadır. Küçük bir dişlimizi kaybetmek istemiyorsak çevremizi korumalı ve kirletmemeye dikkat etmeliyiz.

6) Sizler bu konu hakkında proje yürüttüğünüzü söylediniz. Bizlere bu konu hakkında bilgi verir misiniz?

Bizler ‘’ SONSUZ MAVİ ’’ projesi adı altında bir proje yürütüyoruz.   “ SUYU TÜKETMEK, ÖMRÜ TÜKETMEKTİR “ sloganıyla çalışmalarımıza başladık.

7) Proje dâhilinde çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Kozlu sahili ve merkez sahilinden topladığımız evsel atıklarla farkındalık yaratmak için maketler yaptık. Bu maketleri 17 Mayıs Çarşamba günü Bülent Ecevit Üniversitesi Farabi Kampüsü’nde sergileyeceğiz. Tüm Zonguldak halkımızı bu sergimize davet ediyoruz. Aynı zamanda ağaç yaşken eğilir mantığıyla ilkokullara yaptığımız maketleri panolarına asarak küçük arkadaşlarımızın bilinçlenmesini sağlamaya çalıştık. Biz Bülent Ecevit Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencileri olarak elimizden geldiği kadarıyla bir farkındalık yaratmak istedik. Biz bu şehirde misafirleriniz olarak böyle bir proje başlatarak bu güzel şehrin güzelliklerini korumak için bir adım atmış bulunmaktayız , emanetimize hep birlikte sahip çıkmak istiyoruz .

       Öğrencilerimizle yaptığımız keyifli röportaj sonucunda , ilimiz ve dünyamız için bu şekilde yaptıkları proje ve düşünceleri için çok teşekkür ediyor , projelerinin başarılı bir şekilde sonuçlanmasını diliyoruz .