Eğitim Sen; “Muhatabımız Okul Öncesi Eğitimin Zorunlu Olmasından Rahatsızlık Duyan Çevreler Değil, Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümettir”

 

Eğitim Sen Çaycuma temsilciliği temsilcilik merkezinden yazılı bir açıklama yaptı ve düzenledikleri imza kampanyası ile ilgili bilgi verdi. Yapılan yazılı açıklamada şöyle dendi:

Sendikamız Eğitim Sen tarafından “Okul öncesi eğitim zorunlu, parasız ve tam gün olsun” talebiyle başlatılan imza kampanyası başta okul öncesi öğretmenlerimiz başta olmak üzere öğretmen camiasında ve Çaycuma halkı arasında büyük ilgiyle karşılandı. Ancak “Okul öncesi eğitim zorunlu, parasız ve tam gün olsun” kampanyası öğretmenlik mesleğiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan kimi çevrelerde de rahatsızlık yarattı.

Belirtmek isteriz ki bizim muhatabımız okul öncesi eğitimin zorunlu olmasından rahatsızlık duyan çevreler değil, okul öncesi eğitimi zorunlu yapacağını belirten ancak bir türlü bunu yaşama geçirmeyen Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümettir. Bu nedenle bu açıklama okul öncesi eğitimin zorunlu olmasından rahatsızlık duyan çevrelere bir yanıt değildir.

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki 4-6 yaş grubu çocuklarımıza eğitim verme işi üniversitelerin okul öncesi bölümlerinden mezun olmuş “gerçek öğretmenlerin” işidir.  Halk Eğitimi Merkezlerinden alınan "296 saatlik 4-6 Yaş Çocuk Bakım Sertifikası" ile okul öncesi gibi çok önemli bir alanda öğretmenlik vasfı taşımayan kişilerin çocuklara eğitim vermesi mümkün değildir. 296 saatlik "sertifika" ile "öğretmenlik" yapıyor olmak, doktorlukla alakası olmayan bir kişinin herhangi bir tıp fakültesinden 296 saatlik “kurs” ile "doktor" olmasına benzer ki bu da mantıksız bir durumdur. 

OKUL ÖNCESİNİN ZORUNLU OLMASI AKP’NİN DE HEDEFLERİ ARASINDA VAR

Okul öncesi eğitimin zorunlu olmasını yalnızca Eğitim Sen dememektedir. Hatırlatmak isteriz ki 2009 yılında dönemin AKP’li Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu zamanında okul öncesi eğitimin zorunlu olması için çalışma başlatılmış ve Zonguldak dahil birçok il pilot il seçilmişti. 2014 yılında ise Türkiye genelinin tamamında okul öncesi eğitimin zorunlu olması hedeflenmişti.  Yine dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan 2011 tarihinde “2011 Genel Seçimleri Seçim Beyannamesi'nin Kamuoyu Tanıtımında” yaptığı konuşmada;  "Birkaç yıl içinde 81 ilde okul öncesi eğitim kapsamına alınacaktır. Artık okul öncesi eğitimde şu var mı, bu var mı demeyeceğiz. İnşallah bütün illerimizde, ilçelerimizde okul öncesi eğitimi gerçekleştireceğiz. Ve bu çalışmamızı inşallah ilköğretimle birleştireceğiz. Ve zorunlu eğitim-öğretimi de 12 yıl değil böylece 13 yıla çıkarmış oluyoruz. Hep bunlar 12'yi konuşurken bak biz 13'ü konuşuyoruz. demişti. Yine AKP Genel Merkez İnternet Sitesinin Ana sayfasında "Hedefler" başlığı altındaki "Eğitim" bölümünde "Okul öncesi eğitim zorunlu olacak. Birkaç yıl içinde 81 ilimizde okul öncesi eğitim zorunlu eğitim kapsamına alınacak.” denilmektedir.  

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da “Her çocuğun en az bir yıl okul öncesi eğitimi almasını gereklilik olarak görüyoruz” demiştir.

SIBYAN MEKTEPLERİNİN ADIM ADIM OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINA ALTERNATİF HALE GETİRİLMESİ POLİTİKASINDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR

"Kurs" adı altında öğretmenlik vasfı taşımayanların çocuklara eğitim vermesi ve söz konusu sıbyan mekteplerinin adım adım okul öncesi eğitim kurumlarına alternatif hale getirilmesi politikasından derhal vazgeçilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı 2009 yılında başlattığı ve 2012 yılında yürürlüğe giren 4+4+4 eğitim düzenlemesiyle vazgeçtiği okul öncesi eğitimin zorunlu olması projesini biran önce uygulamaya geçirmelidir.

Eğitim sürecinin en önemli kademelerinden birisi olan okul öncesi eğitimde 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 5 yaş grubunun yüzde 67’si okul öncesi eğitimi alırken 2015- 2016 yılı verilerine göre, okul öncesi çağdaki 5 yaş grubu çocukların sadece yüzde 55,48’nin okul öncesi eğitim almaktadır.  Okul öncesinde 2012 yılının gerisine düşmek ve okul öncesi alanında Türkiye'nin, OECD ülkeleri içinde son sırada yer alması övünülecek bir durum değildir.

TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARI YALNIZCA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI VE AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞINA BAĞLI OLARAK AÇILMAKTADIR

Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumları yalnızca iki Bakanlığa bağlı olarak açılmaktadır. Okul öncesi eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlı; bağımsız anaokulları, fiziki koşulları uygun örgün ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde anasınıfları ve uygulama sınıfları olarak açılmaktadır. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı olarak açılan gündüz bakımevlerinde de okul öncesi eğitim verilmektedir. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerekse Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kurumlarında okul öncesi bölümü mezunları görev yapmaktadır ve buraların denetimi de Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.

ÇAYCUMA’DA ANA SINIFLARI KAPANIYOR, ÖĞRENCİ SAYISI AZALIYOR, ÖĞRETMENLER NORM FAZLASI OLUYOR

Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması nedeniyle servis ücreti, yemek ücreti, yardımcı personel ücreti vb. giderlerin veliler tarafından karşılanmaktadır. Bu nedenle özellikle köylerde veliler çocuklarını okul öncesi eğitim kurumlarına gönderememektedir. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması ve sıbyan mekteplerinin hızla yaygınlaşması Çaycuma’da özellikle köylerde çok sayıda ana sınıfının kapanmasına, okul öncesi kurumlarındaki öğrenci sayılarının azalmasına, okul öncesi öğretmenlerinin norm fazla olmasına neden olmuştur.

Evde ailenin çocuğa sağlayamadığı eğitimi vermek ve düzenli bir öğretim programına başarı ile katılmaya hazırlanmak için bu alanda yetişmiş öğretmenlere ihtiyaç vardır. Okul öncesi eğitim kurumları, günümüzde ailelere gerekli eğitim desteğini sağlayan, yol gösteren, ailelerin sorumluluklarını belirli ölçüde azaltabilecek temel kurumlar olarak önemli bir işlevi yerine getirir.

İşte bu nedenlerle 3-6 yaş grubundaki çocuklarımız bu alanda yetişmiş dört yıllık okul öncesi eğitimi almış öğretmenlere emanet edilmeli ve okul öncesi eğitim kurumlarına gönderilmelidir. Unutmayalım ki okul öncesi eğitim; eğitimin temeli ve geleceğimizin garantisidir.