İSTİBDAD DÖNEMİ YAŞIYORUZ

 

 

Turpcu; “Cumhurbaşkanı ne isteyip de yapamıyor da sorunların çözümü için başkanlık sistemi isteniyor?”

 

 

 

TBMM Anayasa Komisyonunda devam eden görüşmelere katılan CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, yapılmak istenen Anayasa Değişikliği Teklifiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

Turpcu’nun basın danışmanlığından yaptığı açıklamaları şöyle:

 

“BAŞKANLIK TARTIŞMASI ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNİN TAM ORTASINA SUNİ OLARAK KONDURULMUŞTUR”

 

“Hayalci dış politikanın ülkemizi ne duruma getirdiği ortadayken, şimdi de başka bir hayalin ürünü olan Başkanlık tartışması ülkemizin gündeminin tam ortasına kondurulmuştur.  Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve sorunlarımız ortadayken, ülkenin bir numaralı ve öncelikli sorunu terör belasıyken, Suriye’de yaşanan gelişmeler ortadayken, ülkenin güvenlik, beka ve gelecek sorunu varken, toplum böylesine kutuplaşmışken, ulusal bütünlüğü sağlamaya çabalamak yerine, gerginlik politikalarıyla toplumun belli bir kısmına mesaj veren söylemlerde bulunarak, Başkanlık Sistemi tartışmasını ülkenin ana gündem maddesi haline getirilmesi kabul edilebilir bir şey değildir.”

 

“MEVCUT DURUMDA YARGIÇLAR BİLE CÜBBELERİNDE OLMAYAN DÜĞMELERİ İLİKLEMEYE ÇALIŞIYOR”

 

“Gerçekten merak ediyoruz, şu anda Cumhurbaşkanı ne isteyip yapamıyor olabilir de başkanlık sistemi 'sorunların çözümü' olarak bu kadar isteniyor? Çıkartılması istenen bir yasa, uygulanması istenen bir politika var da mevcut sistemde bunu yaptıramıyorlar mı? Mevcut durumda, yargıçlar bile görünce ayağa kalkıp cübbelerindeki olmayan düğmelerini iliklemeye çalışıyor. Korkmadan haber yapabilen kaç tane gazete, yazı yazabilen kaç tane gazeteci var? Ülkede zaten hali hazırda adeta istibdat dönemi yaşıyoruz. Mevcut durum bu kadar vahimken ihtiyacımız olan güçler ayrılığı ve demokrasi için daha fazla mücadele etmek değil midir? Bu teklifte ilk gözümüze çarpan, yüksek yargının doğrudan iktidara bağlanmasıdır. Teklife göre, HSYK'nın yarısını Cumhurbaşkanı, yarısını da Meclis seçecektir. Cumhurbaşkanının zaten Meclisin çoğunluğuna sahip olduğu gerçeği göz önüne alındığında bu durumda Cumhurbaşkanı aynı zamanda yargının da başı oluyor. Mevcut teklifle, 17 Aralık 2012’de sarf edilen ‘kuvvetler ayrılığı önümüze engel oluyor’ söylemini yan yana koyunca her şey net şekilde anlaşılıyor.”

 

 “DERTLERİ YÖNETMEK DEĞİL HÜKMETMEK”

 

“Bu Cumhuriyet, iktidarı saraydan alıp, Meclis’e yani millete verilmiştir; bugün ise iktidar tekrar milletten alınıp, saraya verilmek istenmektedir. Buna müsaade edemeyiz. Dertleri yönetmek değil hükmetmek! Yoksa denetlenemeyen bir başkan hayali olmazdı!”

 

“BU TEKLİFLE KİMİ BAŞKAN YAPARSANIZ YAPIN, KAÇINILMAZ OLARAK DİKTATÖR YARATIRSINIZ, TİRANLIK YARATIRSINIZ”

 

“Ülkemizin geleceği söz konusudur. Bu teklife CHP için de olsa karşı dururuz.  Bu nedenle MHP için de karşıyız, AKP için de karşıyız. Güçler ayrılığı olmayan, denge ve fren mekanizması olmayan bu teklifle kimi başkan yaparsanız yapın, bu yetkileri kime verirseniz verin, kaçınılmaz olarak diktatör yaratırsınız, tiranlık yaratırsınız.  Halkın iradesini dilinden düşürmeyip üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerine bile tahammülü olmayan anlayışın istediği şey ülkesi adına daha fazla demokrasi, daha fazla millet egemenliği değil gücü kendinde toplayan bir sultanlıktır.”

 

“KONUŞULMASI, TARTIŞILMASI, ÇÖZÜLMESİ GEREKEN ASIL SORUNLARIMIZ VAR”

 

“Bu teklif, ülkenin herhangi bir sorununu çözmek için değil, bir kişinin iktidarını korumak için sunulmuş bir tekliftir. Türkiye’nin gerçek gündemi terör eylemleri, Suriye’de devam eden Fırat Kalkanı Operasyonu ve El Bab’da yaşanan gelişmeler, ulusal birliğimiz ve toprak bütünlüğümüz, yoksulluk, işsizlik, eğitimdeki sorunlar, ekonomik kriz, sanayi ve bilişim devrimlerini kaçırmak, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, toplumsal ayrışma ve gerilim, siyasi kutuplaşmadır. Konuşulması, tartışılması, çözülmesi gereken asıl sorunlarımız var.  Şimdi bu teklife destek veren Milletvekili arkadaşlarıma sormak istiyorum:

-          Terörü bitirmeye parlamenter sistem mi engel oluyor? Rejim değişince bu engel kalkacak mı?

-          Sürekli bombalar patlayan, üst üste şehit haberleri gelen ülkemiz için çözüm Başkanlık Sistemi mi olacaktır?

-          Yoksulluğu, gelir dağılımı eşitsizliğini, işsizliği ortadan kaldırmaya parlamenter sistem mi engel oluyor? Başkanlık geldiğinde bu dertler bitecek mi?

-          Çağımızın teknoloji ve sanayisine ayak uydurmaya yönelik hiçbir adımımız yok. Var olan fabrikaları, gelir getiren kurumları özelleştirme adı altında sattılar. Başkanlık geldiğinde çağ mı atlayacağız?

-          Eğitimde sürekli aşağılara giden bir profilimiz var. Eğitimde başarısız olmamızın hatta çöküş yaşamamızın nedeni mevcut parlamenter sistem midir?

-          Toplumdaki sapıklara, tecavüzcülere, hırsızlara yüz veren bu sistem midir? Bunların önüne geçmenize ne engel olmaktadır?

-          Ülkemizi daha da yukarılara taşıma konusunda size nelerin nasıl engel olduğunu söyler misiniz?

-          Başkanlık sistemi geldiğinde ülkemiz birden toplumsal ayrışmanın ortadan kalktığı, bombaların patlamadığı, devlet kadrolarının cemaatlere verilmediği,  ‘bizim adamcılara’ peşkeş çekilmediği, liyakat esasının uygulandığı, PKK belasının son bulduğu, güney sınırımızdaki sorunların akılcı bir politikayla kontrol altına alındığı, eğitimde ve teknolojide dünya lideri bir ülke haline mi gelecek?”

 

 “BU DEĞİŞİKLİĞİN KABUL EDİLMESİ SAFHASINDA SUSAN, KABUL EDİLMESİNE KATKIDA BULUNAN TARAF OLMAYACAĞIZ”

 

“Anayasa değişikliği görüşmelerde sergilenen tavır ve duruş önümüzdeki yıllarda iyi ya da kötü olarak hatırlanacaktır. Bu görüşmelerin çok ağır ve ciddi tarihsel sorumluluğu olduğunu tüm partilerden milletvekili arkadaşlarımızın vicdanlarına seslenerek hatırlatmak istiyorum. Alınan kararlar ülkenin geleceğini etkileyecek, kullanılan oylar, bu ülkenin geleceği için olacaktır. Oylar, parlamento mensubu olarak, parlamenter sistemin ortadan kaldırılmasına yönelik olacaktır. 15 Temmuz’da darbecilerin F16’larla bombalayarak yıkamadığı Meclis, bu teklifle yerle bir edilmeye çalışılmaktadır.”

 

“TARİHE KARŞI SORUMLUYUZ”

 

“Alınan her kararda, her tavırda ve durulan yerde tarihe karşı sorumluyuz. Komisyon görüşmeleri aşamasında ne TBMM Genel Kurul aşamasında bu değişikliğin kabul edilmesi safhasında susan, kabul edilmesine katkıda bulunan taraf olmayacağız, bu değişiklik teklifine neden karşı çıktığımızı gerekçeleriyle birlikte her platformda hem diğer partilerden milletvekili arkadaşlarımıza hem de halkımıza anlatmaya devam edeceğiz.”

 

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÜZERİNDE KONUŞMA DAHİ YAPTIRILMAK İSTENMİYOR”

 

“Anayasa uzlaşmaya dayanmak zorundadır. Uzlaşıyı geçtik, halktan gizli anayasa yapmaya çalışılmakta, üzerinde konuşma dahi yaptırılmamak için yoğun çaba sarf edilmektedir. Teklife bakıyoruz, sonunda konu her zaman olduğu gibi yine ‘istikrar’ tutkusuna bağlanmış. Şimdi buradan, 14 yıllık tek parti iktidarında, özlemi ‘duyulan’ istikrarı bir türlü yakalayamadığınızı itiraf ettiğinizi mi anlamalıyız? Daha hızlı karar alınacağı gerekçe olarak sunuluyor, peki hızlı kararlar her zaman doğru kararlar mıdır

 

“ÜLKENİN İDAM FERMANI”

 

"'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' diyen Büyük Önder Atatürk’ten ‘ben gidersem devlet çöker’ mantığına evrilen anlayışı kabul etmiyoruz. Ülkenin idam fermanı olan bu değişikliğe direnmeye devam edeceğiz.

Osmanlıcılık sevdasına kapılmış, Osmanlı’nın çöküş sebeplerini 2016 yılında dahi idrak edememiş bir anlayışla son sürat uçuruma, karanlığa ve diktatörlüğe doğru gidiyoruz. Tarihe not düşmek adına söylüyorum.  Bu gemi batarsa içinde hepimiz batacağız, herkesi vicdanlı olmaya, ülkemizin geleceğini düşünmeye davet ediyorum.”​