Kahveci, gazeteci Ali Cinal’i ağır bir dille suçladı;

“Yaptığı nankörlüktür, kalleşliktir; hesabını adalet önünde verecektir”

 Eğitim İş Şube başkanı Metin Kahveci gazetesinde kendi aleyhine asılsız yazılar yazdığı gerekçesiyle Ali Cinal’i ağır bir dille suçladı ve hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Kahveci yaptığı basın açıklamasında şu cümlelerine yer verdi:

Mimar Sinan Orta Okulunda gecen Salı günü sözde darp olayını gazetesinde yayınlayan gazeteci Ali Cinal eski okul öğrencimiz olup bize karşı resmen nankörlük ve karalama  çalışması yapmaktadır. Sormadan soruşturulmadan kalleşçe ve puştça kaleme aldığı yazı okul camiasını tedirgin ettiği gibi en fazlada beni üzmüştür. Çünkü kaleme aldığı iğrenç yazısında kastettiği benim. Ama maalesef kendisini terbiye edememenin üzüntüsünü yaşarken vefanın ne olduğunu galiba kendisine kazandıramadık. Bu da bizim eksikliğimizdir. Hiçbir öğrenci kendi okulunda hizmet verdiği bir öğretmene komplo kuramaz. Ama bunu Ali yaptı. Aferin sana Ali. Büyük nam kazandın. Yani eski öğretmenini ve bölgeni karaladın bir nevi yediğin kabı kirlettin. Bunu yaparak bir madalya kazacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Çünkü ben girdiğim bütün sürtüşmelerde hep haklı çıktım. Başarmadığım ve yenemediğim sadece puştluk ve kalleşliktir. Evvel Allah bundan da yüzümün akı ile çıkacağım. Bunu bir başkası yazsaydı inan ki gam yemezdim. Ben buna nankörlük puştluk,kalleşlik, komploculuk diyorum.. Hiçbir öğretmen de ekmek kazandığı yere ihanet edemez. Anlaşılan o ki Ali Cinal  öğrencilik yıllarındaki ahını ve kinini benden çıkarabilmenin derdindeymiş. Fırsat bulup bir punduna getirerek içindeki kini çıkarmak niyetinde. Ali Cinal hakkında istesek çok şey bulup yazarım ama ben onun seviyesine inmeyeceğim. Yani Ali benden temiz birisi değil.  Oysa  gazetesinde yazacağı bu olayla ilgili olarak beni arayıp sorabilirdi ama sormadı ve sorma nezaketinde bulunmadı.  Çünkü beni çok iyi tanıyor. Başka gazeteciler arayıp sorabiliyor da Ali neden sormaz. Demek ki bir bildiği var. Demek ki  bir hesabı var, pusuya yatmış bekliyor.

      Ama bu bölgenin özelliğini, aile yapısını, dayanışma alışkanlığını  sanki hiç bilmiyormuş gibi davranıyor. Öğrenci sorunlarını, öğretmenlerin neler çektiklerini, hangi yoksulluklar içerisinde boğuştuğumuzu sanki bilmiyor da kendisini Kaf dağına koyarak bakmasını bir cahillik olarak görüyorum.  Kendisine soruyorum neden bu okuldan çocuğunu alıp Gazi Mustafa Kemal’e verdin? Delikanlıysan anlat ve yaz köşende  Çaydamarlılar öğrensin fena olmaz mı? Çünkü sen de biliyorsun bu bölgeyi. Beni yazmasını biliyorsun da bu bölgede akşamları okul arkasında okul önlerinde neler olduğunu neden yazmıyorsun? Peki mahallelerde öğrenci kavgalarını vurmaları kırmaları neden yazmıyorsun? Neden bu bölgede  uyuşturucu ve gayri meşru olan işleri neden yazmıyorsun? Demek istediğim şu benimle uğraşacağına çevrene, mahallene neden sahip çıkmıyorsun da belden aşağı vurmayı bir meslek haline getiriyorsun. Mahallene her zaman sahip çıkan ve her zaman daha iyi olması için çalışan, garip ve yoksul öğrencilere yardım etmeyi sağlayan, baban yaşındaki bir adamla neden uğraşıyorsun?  Ben sana boşuna söylemiyorum sen nankörsün. Mahallene ve okuluna sahip çıkmayı şikayet etme ile yola getirmeyi düşünüyorsan Çaydamarın en kötü insanı sen olacaksın. Seni ben de kurtaramam. Düşünmeden, sormadan,  bölgeyi, okulun adını öğretmeni karartmak, okul idaresini ve öğretmenleri zan altında bırakan yazında art niyetli ve maksatlı olduğun bu işin planlayıcı gibi zeytinyağı gibi su üstündesin. Bizzat veliyi yönlendirdiği ve hatta suç duyurusunda bulunulmasına kadar organize ettiğini biliyoruz. Hatta onun adına gazetede yazıyı kaleme bile aldığı da görülüyor. Yetmiyor köşe yazısında saldırdıkça saldırıyorsun.    Aklımdan Ali  Cinal şer güçlerinden acaba beni karatmak ya da aşağılamak için  kimden ne nema aldın  diye içimden düşünüyorum. Çünkü aynı zamanda bir kurumun başındayım. Bir kurumu temsil ediyorum. Bizim çok düşmanımız var. Bu zamana kadar hiç okulumuza gelmeyen gazetesi okulun giriş demir kapının altından salona atılıyor. Gazete öğrencilerin eline geçmesini sağlayarak beni bir nevi öğrenciler nezdinde dayakçı öğretmen konumuna getiriyor. Aklı sıra kurnazlık yaparak okulu karıştırıyor. Moral motivasyonu bozuyor. Okulda büyük bir huzursuzluk çıkarıyor. Öğretmenlerin morali bozuluyor eğitim ve öğretimi huzursuz ettiği için eğitimin kalitesini zedeliyor. 

        Ben de Zonguldak Cumhuriyet Savcılığına Ali Cinal ve öğrenci velisi hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Başta okul idaresini vicdansızlık yapmakla suçladığı, öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozduğu, öğrenciler arasında huzursuzluk (dedi kodu ve bn) üzüntü yarattığı, okulu kaosa soktuğu, benim itibarımı lekelemek  için adi planlar kurduğu, velileri organize ettiği, bundan sonraki süreçte öğretmenlerin çok korkutulduğu ve  pkolojilerin bozulduğu bir nevi  tehdit  hale ettiği (dediklerimi yapın yapmazsanız yazarım ha gazeteyi kapının altından attırması bir tehdit değil de nedir?) için gereğinin yapılması  için cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuyorum.

. Demek ki biz koynumuzda kara bir yılan beslemişiz de haberiz yokmuş. Ali Cinal uzaktan kumandalı bir şekilde bizim okulu yönetme  isteği olsa da bu irade burada olduğu müddetçe kendi oyuncaklarınla oynamaya devam edeceksin.  Sen  okul müdürü hakkında vicdanın varsa tabi diyerek hakaret ediyorsun. Asıl vicdansız sensin. Ey Ali, sen küçük donunla okul bahçesinde gezerken ben bu okulda senin gibileri adam ederek gönderdim. Hepsi de benden memnun. Şimdi adam oldun diye benden hesap soruyorsun. Senin ağaların da gelse ben yine benim. Ama merak etme sana da birileri hesap sorar. Nasıl ki ben mahkemede hesap vermişsem sen de vereceksin.   Herkes nasıl yasal hakkını kullanıyorsa ben de kullanacağım.

       Çaydamar  mahallesinde  yaklaşık 25 yıldır yaşıyorum ve hiçbir zaman bir varoşluktan dolayı bir eziklik hissetmedim. Gelişmekte olan bir bölge ama sonuçta  bir varoş bölgesidir. Bende o bölgenin bir bireyim ve hiçbir zaman aslımı geçmişimi unutmadım ama sen unutmuş ve aslını inkar eder durumdasın. İşte oda bizim eksikliğimizdir. Demek ki  sana yeterli olamadık. Bu  yaptığını kendi sınıf öğretmenin Ö. Ünal duysa seni asla affetmez.

      Olayın aslına dönersek darp edildiğini benim tarafımdan  iddia eden öğrencimizin  pazartesi günü okul bahçesinde yan sınıftaki öğrenci ile top yüzünden yada küfür ettiği  için kavga etmişler. Birbirlerine tekme attıklarını kavga eden öğrenci zaten söylüyor. Raporu tutuldu. Daha sonra kendi sınıfındaki öğrencilerle kavga etmiş. Yine bu çocukla ilgili koridorlarda ve tuvaletlerde kavga ettiği söyleniliyor. Bir günde 3  defa kavgaya karışıyor. Ben ise 7. saatte 5-B sınıfına derse giriyorum. Dersin başladığı andan itibaren yanındaki arkadaşıyla birlikte hiç dinlemediği, ders kitabı ve defteri olmadığı için yanındaki ve sağdaki soldaki öğrencilerle konuştuğunda benden uyarılar alıyor. Ben bunlara daha  müdahale etmeden ayağım ağrıyor bile dediğini duydum.  Fakat dikkate almadım. Yerinizde rahat durun dedim Demek ki bu çocuk önceki olaylardan dolayı darbeleri alıyor, anlaşılan bir zedelenme oluyor fakat bundan bizim haberimiz olmuyor. Buraya kadar benim bunlara fiziki müdahalem olmadı.4.Uyarımı yapmadan önce pencere tarafına doğru yürürken yani sırtımı onlara dönük olduğunda, bunu bir fırsat olarak bilerek yanındaki ile şiddetli bir şekilde gürültü yaptıklarını duyduğumda geri dönerek didiştiklerini gördüğümde hemen yanlarına giderek    (ayağa kalkarak sağlı sollu dönmeleri ve kendi arkalarına dönerek gördüğümde yanlarına giderek) yaptıkları kavgayı ellerimle ayırarak yerlerine oturtmaya çalıştım. Bu esnada ikisinin arasına girerek kendi ayağı benim diz tarafıma çarpmış olabilir. Ama ben ayağına basmadım. Ayağına tekme atmadım.  Zil çaldığında bu çocuk koşarak gittiği gördüm. Eğer bu çocuk benden darbe alsa orada ağlaması gerekirdi ve hatta topallaması gerekirdi. Bunların hiçbirisi yok. Sonuçta ben bu çocuğu son ayırma esnasında darp ettiğim gerekçesiyle ihale körün taşı gibi bana atılmasına çalışılıyor. Yani Ali Cinal’ın başrol oynadığı film senaryoya girmiş oluyor, komplo başarılı bir şekilde oynatılmış oluyor. Vurmadıysa vurdu oluyor, dokunsaydı da dokundu oluyor. Olay bundan ibarettir. Savcılık ve mahkeme görülmüştür. Adli takip kararı verilerek idari soruşturma başlatılmıştır.

      Eğitimin yok edildiği yerde camiamız sadece öğretmencilik oynamaktadır. Allah camiamızı, nankörlükten,  kalleşlikten, puştluktan ve şerefsizlikten korusun diyorum. Olayın takipçisi olacağız. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.