Devrek ve Çaydeğirmeni arasında yapılması düşünülen 2 Hidroelektrik Santrali’nin yüklenici firması olan Reis Enerji yetkilisi Nevzat Bayır, Halkın Sesi’ne yaptığı açıklamada Ulupınar ailesi tarafından insanların proje hakkında yanlış bilgilendirilerek kışkırtıldığını belirterek, “Ulupınar aile şirketi bölgede faaliyet gösteren kum çakıl ocağı için Reis Enerji Şirketi’nden 1 milyon dolar istedi. Bu iddia inkar da edilmedi. Emekleri olduğu ve değerinin bu olduğu söylendi. Reis Enerji, bilirkişi gelsin değer biçsin dedi. Ama 1 milyon dolar da ısrar edilince ikinci bir pazarlık yapılmadı. Babaları Cemil Ulupınar’ın Reis Enerji yetkililerine, “Ya 1 milyon doları alırım ya da ya da köylüyü başınıza yıkarım bu projeyi size yaptırmam” dedi. Bazı basın organları Ulupınar Ailesi tarafından desteklendiği için haberlerimizi bile yapmıyor” şeklinde konuştu.

“SUYU SATMAYACAĞIZ”

Reis Enerji olarak, ülke ekonomisine ve yöre insanına katkı sağlayacak bir proje yaptıklarını belirten Bayır, “Taşkın koruma, elektrik üretmek, Çaydeğirmeni ve Devrek arasında ulaşımın sağlanacağı iki köprü, çevre yolları, Devrek çöplüğünü ıslah edilip rekreasyon alanları ortaya çıkarmak, iki adet regülatör gölüyle turizme yapılacak katkı projenin faydalarından sadece bir kaçı. Suyu belli ölçüde iki regülatör göletinde tutacağımız ve kuyruk suyu kanalında durgun şekilde akıtacağımız için tarım arazilerine de katkı sağlayacağız. Biz köylü vatandaşlarımızın kaygılarını anlıyoruz. Ama yanlış yönlendirildiklerini düşünüyoruz. Bizim suyu satmamız ya da başka yere taşımamız kesinlikle söz konusu değil.” dedi.

“SUYU EHLİLEŞTİRİYORUZ”

Çevreci örgütlerinin HES’lerin doğayı katlettiği, buharlaşma sonucu ortaya çıkacak tuzlanmanın tarım arazilerine zarar verdiği, suyun parayla satılacağı, deltaları öldürece tezinin gerçekçi olmadığını da vurgulayan Nevzat Bayır, “Çevre köylerin verimli tarım arazilerinin zarar göreceği doğru değil. Dere tahkimatı ve taşkın koruma çalışması sayesinde akarsuların verimli tarım arazilerinin taşınması ve olası heyelanların önüne geçiyor. Taşkın koruma çalışması yapılmadığı için Zonguldak ve ilçelerinde yakın zamanda ölümlü olaylar yaşanmıştır. Bu çalışma yapılmazsa yine benzer vakalar olacaktır. Biz suyun akmasına değil etrafının yıkmasına engel oluyoruz. Ehlileştiriyoruz… Toprağın buharlaşması sonucu tuzlanma olduğu tezi tamamen yanlıştır. Eğer tuzlanma olsaydı çok daha büyük göllerin etrafında yeşillik olur muydu? Tuzlanmanın gerçek sebebi aşırı ve bilinçsiz sulamadır. Bizim yaptığımız projelerde kesinlikle suyun taşınması söz konusu değil.”
“İNSANLAR KIŞKIRTILIYOR”

Yanış proje uygulayan ve kötü örnek olan HES’lerin var olduğunu bununda çevrecileri ürküttüğünü ifade eden Bayır, sözlerini şöyle bitirdi: “Eğim için derinleştirme çalışması yaptığımız doğru… En derin yer 7 metredir. Bu da kademe kademe düşer. Kuyruk suyu kanalında sıfıra düşer. Yer altı sularını besleyen iki kaynak var. Birincisi kar ikincisi yağmur. Bu sene yeteri kar yağışı olmadığı için köylülerin daha su kuyularında daha derine su sondajı vurduğu da doğru. Ama bu HES’le ilgili bir durum değil. Bizi doğa düşmanı ilan eden çevreciler bizim doğaya sağladığımız katkıyı görmezden geliyor. HES’lerde karbondioksit salınımı sıfırdır. Ama en çevreci santralde bile bunun önüne geçilemiyor… Devrek’te yaşadığımız olay birilerinin paralı askerlerinin kışkırtmasıyla yaşanan olumsuzluklardır. Erenler Köyü bahsettiğimiz güçler tarafından desteklenmekte. Çevresel ve ideolojik etkilerle tepki gösterenleri anlıyoruz. Ama bir siyasetçinin güdümünde olan bir karşıt grup var. Biz buna kızıyoruz…”