ATV'de yayınlanan ve Esra Erol'un sunduğu programda "kestane balı diyarı Zonguldak'tan selamlar" diyeyek söze başlayan ve bir anda Türkiye genelinde fenomen olan Fehmi Pazarlı'nın başlattığı akım yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.

Yıllardır kömüre alternatif sektör arayışında olan çevreler kestane balına sımsıkı  sarılırken, karşıt görüşlüler ise "emeğin başkenti Zonguldak" sloganını her zamankinden daha gür savunuyor.

Gazeteci Mustafa Özdemir'in sosyal medya hesabındaki "Kestane balının değil, emeğin başkenti Zonguldak" paylaşımının altına gelen yorumlar, bu tartışmanın bir süre daha gündemde olacağını gözler önüne serdi. Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu ve Mustafa Özdemir arasındaki fikri tartışma takipçileri tarafından ilgiyle izlendi.

Mustafa ÖZDEMİR: Kestane balının değil emeğin başkenti Zonguldak!

Hakan Kutoğlu: İkisi de olsa kötü mü...

Mustafa ÖZDEMİR: Sevgili hocam... Elbette Zonguldak'ın tüm değerleri kıymetli bizim için. Ama her kentin bir kimliği vardır. Her şehir bir ürünüyle anılır. Zonguldak'ın da bir asrı aşan kömürle yazılmış bir hikayesi var... Beni rahatsız eden; olayın magazinselleştirilmesi, sulandırılmış olması... Şüphesiz bu olay arıcılık ve kestane balının gelişimi anlamında önemli bir fırsat... Ama en azından bugün itibariyle ekonomik açıdan koca bir kentin adıyla anılacak ürün değil. Bu slogan fırsata dönüştürülerek "coğrafi ürün" olarak kayıtlara geçebilir. Ancak başında da söylediğim gibi bu slogan kent kimliğinin önüne geçecek bir ekonomik değer değil. Kestane balına gelen zam dışında şuana kadar atılmış somut bir adım da yok. Toplum hafızası 3 ay sonra bu sloganı unutur gider. Sosyal medyada dönen geyik dışında hiç bir karşılığı yok benim için...  Ama kömürle hayat bulmuş, Türk ekonomisine lokomotif olmuş ve yaşamlarıyla diyet  ödemiş bir şehrin simgesi kestane balı olmaz. Bu şehrin köylerinde halen daha 3 kuşak aile sağ olan madenci dedelerinin aldığı maaşla aynı tencereden yemek yiyor... Beni üzen kömürün papucunun bu kadar kolay dama atılması... Bu şehirde kömürün ekmeği kursağından geçmeyen tek bir kişi gösterin bana. Sizlerin eğitim verdiği Bülent Ecevit Üniversitesinin kuruluş sebebi bile kömür. Zonguldak varoldukça kömür de hayatımızda olacaktır. Saygılarımla...

Hakan KUTOĞLU- Dünyada kömür kullanıldığı sürece Zonguldak'ta da kömür elbette çıkarılacaktır. Bunu unutturmakta kimsenin haddine değildir. Ancak doğanın bize sunduğu diğer olanakları da görmezden gelmek elimizdeki fırsatları kaçırmaktır. Maalesef bu şehirde bilerek veya bilmeyerek orman endüstrisi görmezden gelindi. Oysa milyarlarca liralık sektör sadece hammadde olarak başka illere gönderiliyor. Adeta sömürge devletine dönmüşüz. Defneye vatandaş yılda 60 milyon TL ödemiş. Fabrikasında işledikten sonra ne kazandığını sen hesapla. Baldan 60 milyon TL gelir elde edilmiş. Planlı yapılsa kim bilir ne kadar elde edilir. Kestane, kızılcık, kuşburnu, zılbıt, çam fıstığı işleyip satabilsek kimbilir ne kadar girdi sağlayacağız. Bir kenti tek bir sektöre mahkum etmek geleceğini karartmaktır.

Mustafa ÖZDEMİR- Değerli hocam, 
bakış açınız, fikirlerinizi ilgiyle izliyor ve takdir ediyorum.
Söylediklerinizin hepsi kıymetli. Maksadım Hacivat'la Karagöz misali atışmak değildi. Kent Konseyi'nin bu anlamdaki gayretini de bir kent sakini olarak gururla takip ediyorum. Ama galiba olaya farklı pencerelerden bakıyoruz. Yöresel ürün çeşitliliği farklı birşey, kentin simgesi olan ürün  farklı bir şey. O beyefendi "Cevizli kömecin  diyarı Zonguldak'tan selamlar" deseydi" ne yapacaktık. Ben bir magazin programında birilerinin ağzını yaya yaya Zonguldak gibi kimliği olan bir kentle dalga geçilmesinden duyduğum rahatsızlığı dile getirdim. Bu şehirde geçmişi 100 yıla dayanan bir madencilik kültürü var... Birilerinin bu kültürü yok etmeye çalıştığı, madenleri kapatmak için fırsat kolladığı bir sürece denk gelen bu  dezenformasyon tahribi yüksek zararlara sebep olabilir. Ben kömürü bir yazgı olarak görmüyorum. Kömürün yanında gelişmesi gereken sektörlere de destek verilmeli elbette. Kestane balı bunlardan sadece biri... Ama kurtuluş reçetesi olarak gösterilmesi de yersiz... Kolaylıklar diliyorum...

Hakan KUTOĞLU- Televizyondaki arkadaş üzerinden bu konuyu gündemde tutmak zaten mantıksız ve seviyesizlik olur. O olay başlı başına talihsizlik zaten.