Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, ilçenin tarım ve hayvancılık arazilerinin endüstriyel bölge ilan edilmek istendiğine dikkat çekerek, "Çaycumalılar titreyin ve kendinize dönün. Tünelden önceki son çıkış" dedi.

"Filyos nehir yatağı parsel parsel elimizden çıkıyor" diyen Kantarcı, nehir kenarındaki doğal yaşamın bitirileceğini, kimsenin Filyos ırmağına yanaşamayacağını söyledi.

İşte manifesto gibi açıklama:

"Çaycuma Belediyesinin sınırları güney tarafta Perşembe kavşağından başlayıp kuzey tarafta yem fabrikasında bitiyor. Uzunluk yaklaşık 5,5 km. Batıda Sofular'a kadar 2,5 km, doğuda Velioğlun'a  kadar 2 km dersek yaklaşık 4,5 km.

Yani yaklaşık 25 km2...

Göreve gelir gelmez, 2014-2016 yılları arasında geniş uzman desteği ile, bu alana ne sığıyorsa ince ince planladık. Ve de rant gözetmeden, kimseyi kollamadan ve dışlamadan, doğaya ve iklime dikkat ederek…

Ardından da mümkün olan 18 uygulamaları ile bu İmar alanlarını uygulanabilir hale getirdik. TOKİ arsaları ürettik. Yeşil alanların spor alanların geniş yolların yanında, Kamuya da arsalar kazandırdık. Adalet Sarayının, Emniyet Müdürlüğünün vs bir çok kamu kuruluşunun önünü açtık. Batı Karadeniz’in en büyük pazaryerini oluşturduk. Yaşam alanları yaptık.

Taşıt Muayene İstasyonu yerini bulduk.

Yeni otobüs terminalinin yerini belirledik. Yöresel Ürünler Pazarının yeri planlandı. Sanayi ile konut bölgesini bağlayan yaya köprüsünü yaptık. Perşembe kavşağından Çaycuma bağlandı.

Çaycuma hızla büyüme yoluna girdi ve daha da büyüyecek. Çünkü, KARADENİZ gazının Filyos’tan karaya çıkıyor olması Tanrı'nın bir lütfu olarak hepimizi etkileyecek.

Ancak, Çaycuma’da deniz bitti… Çaycuma köşeye sıkıştı. Arsa ve bina fiyatları yükselişte.

Niye? Yer yok…

Özelleştirme idaresi şimdilerde 1500₺/m2 fiyatla yer sattı, duymuşsunuzdur.

Çaycuma’da yeni gereksinimlere arsa yok!!! Yeni Küçük Sanayi Sitesine,

Sebze ve Meyve Haline,

Toptancılar sitesine,

lojistik merkezine,

büyük bir huzurevi arazisine, beş yıldızlı otele, yeni kamu arsalarına, yeni konut alanlarına, okullara, sağlık tesislerine,

yeni işyerlerine ve alışveriş merkezlerine arsa yok. Hele hele, tarım ve hayvancılık İçin alan yok. Yok…

Sadece Çaycuma mı?

Bitişiğimizdeki Bakacakkadı da talan edildi. Yüzüncü yıl ile ırmak arasına sanayi sitesi yapılıyor. Buraya bir de stadyum sokuşturulacak.

Gökçebey’de su çatındaki caaanım ırmak yatağı OSB yapılıyor. Sözüm ona Çaycuma OSB genişlemesi adı altında "HURDA ERİTME TESİSİNE” 200 dönüm tarım arazisi peşkeş çekiliyor. Gökçebey-Devrek arası daha önce halloldu zaten. Milyonlarca yıllık Filyos nehir yatağı parsel parsel elimizden çıkıyor, çıktı. Çaycuma’nın gelişebileceği tek yön, kuzeye doğru Saltukova Havaalanına kadar Serbest Bölge ilan edilmiş olan alan.

On yıllardır tekrar etmekten dilimizde tüy bitti: “Bu alan Serbest Bölge” statüsünden çıkarılsın diye…

Herkes kulak şapırdattı. Duymazdan gelindi. Nasıl olsa buralardaki arazileri fütursuzca kullanabiliyoruz rehavetine kapılındı.

Sıkı durun! Bu alan da şimdilerde ENDÜSTRİ BÖLGESİ ilan edilmek üzere… Bir gece yarısı. Çok yakın. Yılda üç ürün elde edilen, bir karış boş yer olmadan organik tarım yapılan ırmak yatağındaki doğal yapı, liman arkasındaki cennette yapıldığı gibi doldurulacak ve yok edilecek… Su kaplumbağaları, balıklar, endemik bitkiler ve kuşlar…

Kimse Filyos Çayının yanına yanaşamayacak.

Çaycuma, dumura uğrayacak.

Susturmak için diyecekler ki;

“Kardeşim, şu kadar bin kişiye iş ve ekmek vereceğiz” Biz de, önceden olduğu gibi bu yalanlara inanıp, gökyüzünden para yağacak sanıp, doğanın yok olmasına, torunlarımızın ve sonrakilerin geleceğinin talan edilmesine göz yumacağız…

Neyse,

Benden son hatırlatma… Ey Çaycumalı: Köprüden önce son çıkış bu…

Ya da “Titre ve kendine dön!”