Yüce; “ AKP gündemi saptırıyor”

 

Saadet Partisi İl Teşkilat Başkanı Musa Yüce parti merkezinden yazılı bir açıklama yaparak gündemdeki konular üstüne görüşlerini açıkladı. Yüce açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:

Hepinizin malumu olduğu üzere ülkemizin önemli gündem başlıklarından birisini Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi tartışmaları oluşturuyor.

Biz, Saadet Partisi olarak, bütün iyi niyetimizle, bütün samimiyetimizle bu çalışmaların başarılı olmasını diliyoruz. Bu çalışmaların Türkiye’yi barış ve kardeşlik yurdu haline getirecek yepyeni bir anayasa ile sonuçlanmasını temenni ediyoruz.

Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan belli.

Mesele Yeni Anayasa yapma meselesi değil, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu devasa sorunları ört bas edecek yeni gündemler oluşturma meselesidir.

Her gün şehitler geliyor. Bağrımıza kor düşüyor. Her gün 3 - 5 ocak sönüyor. Annelerin feryadı arşı titretiyor.

Toprak ayağımızın altından kayıyor. Ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya.

İslam dünyasında yüzyılın Kerbelası yaşanıyor.

İktidar, bizzat kendisinin ürettiği sorunlarla yüzleşmek yerine Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa tartışmalarıyla gündemi saptırmaya çalışıyor.

İktidara karşı ciddi bir muhalefet geliştiremeyen diğer partiler de iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidarın oyununa geliyor.

İktidarın tek derdi var, “Sayın Cumhurbaşkanını Başkan yapmak”

Buna karşılık muhalefetin tek derdi; “Sayın Cumhurbaşkanını Başkan Yapmamak”

Oysa böylesine önemli bir konu şahıslara indirgenecek bir konu değildir.

Önemli olan şahıslar değil, sistemlerdir.

 

DEĞERLİ ZONGULDAKLILAR ,

Biz, Saadet Partisi olarak prensip itibariyle başkanlık sistemine karşı değiliz. Hatta, Türkiye’de Başkanlık sistemini ilk olarak biz önerdik.

Biz, Türkiye’nin mutlaka 1980 Darbesi ürünü olan bu “yamalı bohça” Anayasadan kurtulmasından yanayız.

Biz, Türkiye’nin adil, şeffaf bir anayasa’ya kavuşmasından yanayız.

Güçlüyü değil, haklıyı hakkını koruyan bir anayasa istiyoruz.

Bu kırmızı çizgiler çerçevesinde;

-Devletimizin üniter yapısını koruyacak bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız. Çünkü milletimizin zihninde bu konuda çok ciddi endişeler vardır. Halkımız da, Başkanlık sistemiyle birlikte Türkiye’nin eyaletlere bölüneceği yolunda yaygın bir korku vardır.

-Şeffaf ve denetlenebilir bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız.

-Başkanın parlamentoyu değil, parlamentonun başkanı denetleyeceği bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız.

Ancak Ak Parti’nin nasıl bir başkanlık sistemi istediği konusunda milletimiz gibi bizim de ciddi endişelerimiz vardır.

Çünkü basına yansıdığı kadarıyla iktidarın önerdiği sistem,

- Ne tam başkanlık sistemidir,

- Ne de yarı başkanlık sistemidir.

Ak Parti’nin önerdiği sistem “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” dir.

Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne göre, parlamento başkanı azledemeyecek  ancak başkan parlamentoyu  fesh edebilecektir.  Bu durum, Türk tipi  başkanlık  sistemine pek uymamaktadır.

Ayrıca  Ak Parti’nin önerisine göre Başkan Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak suretiyle  parlamentoyu by-pas edebilecektir.

 

DEĞERLİ ZONGULDAKLILAR ,

Hepinizin malumu olduğu üzere Sayın Cumhurbaşkanı bir süre önce Şili, Peru ve Ekvador Cumhuriyeti’ni ziyaret etti.

Öyle ki; tarihte ilk kez bir Cumhurbaşkanımız Ekvador Cumhuriyeti’ne gitti.

Hayırlı olsun. Elbette Türkiye bütün dünya ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmalıdır.

Ama milletimiz gibi biz de haklı olarak merak ediyoruz?

İçeride bunca sıkıntılı bir süreç yaşanırken, ülke her gün şehit haberleriyle sarsılırken, Türkiye Cumhuriyetinin Başkomutanı’nın, birçok insanımızın haritada yerini bile bulmakta zorlanacağı Ekvador Cumhuriyetine gitmesi çok mu önemliydi?

Gerçekten nerden çıktı bu gezi? Biz de merak edip baktık.

Gördük ki; Bu üç ülkenin ortak bir özelliği var.

Üçü de başkanlık sistemi ile yönetiliyor.

Hatta Ekvador Cumhuriyeti’nin çok daha ilginç bir özelliği var.

Dışişleri Bakanlığımızın resmi sitesinden alınan bilgilere göre, Ekvador Cumhuriyeti 2008 yılında referanduma gitmiş.

Referandumda,  Ekvador Devlet Başkanı’na Meclis’i fesh etme yetkisi başta olmak üzere çok geniş yetkiler verilmiş.

İlginçliğe bakın ki, aynı yetki AK Parti’nin basına yansıyan Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nde de var.

Yani; iktidarın Türk Tipi Başkanlık Sistemi dediği teklif, meğer Ekvador Tipi Başkanlık Sistemiymiş…

O zaman insan ister istemez merak ediyor;

Acaba ülke yangın yeriyken yapılan bu sürpriz ziyaret, Ekvador Tipi Başkanlık Sistemini yerinde incelemek amacıyla mı yapılmıştır.

 

DEĞERLİ ZONGULDAKLILAR,

İster Türk Tipi, ister Ekvador tipi, ne tipi  olursa olsun fark etmez.

Bildiğimiz bir gerçek var ki; Başkanı, böylesine geniş yetkilerle donatan bir sistem, bir süre sonra ister istemez despotizme dönüşür.

Çünkü hep söylendiği gibi,”Siyasetin Tunç Kanunu” na göre “İktidar insanı bozar.  Mutlak iktidar ise mutlaka bozar.” Bu, siyasetin fıtratında vardır.

Bozulmanın sonu ise despotizm olur. Bu da “bozulmanın fıtratında” vardır.

Despotizmin, dolayısıyla bozulmanın sonu ise kaçınılmaz olarak bölünme, parçalanma ve yıkımdır,  yok olmadır.

Tarih bunun hazin örnekleri ile doludur. Bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz.

Şüphesiz ki güç ve kudret sahibi yalnız ve yalnız Cenab-ı Allah’tır.

Allah CC ülkemizin, milletimizin yardımcısı olsun.