CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Vali Kaban’ın kararlarına bir mimar gözüyle karşı çıktı

“ORAYA CAMİ Mİ OLUR?”

Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu beraberinde belediye başkanları, ilçe ve belde başkanları, il genel meclis üyeleri, kadın kolları ve gençlik kolları üyeleri ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında açıklamalarda bulundu. İl Başkanı Ahmet Altun’un Çanakkale’deki İl Başkanlar toplantısında olması sebebiyle toplantıya katılamazken yerine İl Başkan Vekili Mehmet Zeki Esen’in eşlik ettiği toplantı da Turpcu, emperyalizmin birleşerek Türkiye’yi bu hale getirdiğini ifade ederek, “Büyük devletlerle ilişkiye girmek ayıyla yatağa girmeye benzer. Dostta olsa ayıyla yatağa girilmemeli. Bir ayıyı dansa kaldırdığınızda ne zaman dansın biteceğine ayı karar verir” ifadelerine yer verdi.

Vali Ali Kaban’ın TIR Parkı ve yıkılan çekekler bölgesine yapmayı planladığı cami projesiyle ilgili de konuşan Turpcu, bir mimar gözüyle bakıldığında halkın gezi alanlarına cami yapılmasının çok yanlış olduğunu vurgulayarak, “Ben atanmışların seçilmişlerin üzerinde görmüyorum. Deniz kenarına cami olmaz. Ben mimarım. Milletvekilliği bir kenara mimar olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyorum” dedi. Turpcu açıklamasında cami yapılmasına karşı olmadığını fakat sahile cami yapılmasının mantıksız olduğunu da sözlerine ekleyen Turpcu, “Bir de şehrin şikayetlerini alıyoruz. Zonguldak’ta seçilmiş bir belediye başkanımız vardır. Zonguldak’ın trafiği ve imarı belediye meclisimizin alacağı kararlarla yürütülür. Ben Belediye Meclisimizin ve başkanımızın bu kararları alabileceği yeterlilikte olacağına inanıyorum. Çekekler kaldırıldı tamam ama şimdi TIR Parkıyla ilgili çalışma başlatıldı. Ben bu konuda seçilmiş başkanımız ve Belediye Meclis üyelerini üstün görüyorum. Ben atanmışların seçilmişlerin üzerinde görmüyorum. Deniz kenarına cami olmaz. Ben mimarım. Milletvekilliği bir kenara mimar olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Acılık Camii’ni güzelleştirebilirler ama halkın gezebileceği yerlere yapılmaması lazım. Belediye Meclisi ve başkanı varken bunlara geçit vermemelidir. Cami tabiî ki yapılacaktır ama sahile yapılmasının mantığı yoktur” şeklinde konuştu.

 “NEYİN SARHOŞLUĞUNU YAŞADINIZ”

Öte yandan Turpcu bu zamana kadar Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşı İsmet İnönü’ye iki ayyaş diyen AKP’lilere alkol içeren bir örnekte bulunarak, ‘Ne kadar içerseniz için sabah ayılırsınız, siz 14 senedir neyin sarhoşluğunu yaşıyordunuz’ ifadelerine yer verdi. Turpcu, “İsmet İnönü’nün bir lafı vardır. ‘Büyük devletlerle ilişkiye girmek ayıyla yatağa girmeye benzer. Dostta olsa ayıyla yatağa girilmemeli.’ Bir ayıyı dansa kaldırdığınızda ne zaman dansın biteceğine ayı karar verir. İki sarhoş ve iki ayyaş olarak Atatürk ve İnönü’yü dile getirdiler. Ne kadar alkollüde olsanız sabah hatırlamazsınız. Siz neyin sarhoşluğunu yaşıyorsunuz da kandırıldık aldatıldık diyebiliyorsunuz. Sizin durumunuzun etkisi sabah geçiyor mu? Bu sorularımızı Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz. Atatürk’ün akşam sofraları ünlüydü. İçinde rakı da vardı. O masada alınan hiçbir karar devlet için kötü karar değildi. AKP bu kadar bilinçsiz hareket etikti keşke olmasaydı bu durumda olmasaydık. Bugün ülke olarak bugüne gelmemizin sebebi bunların yaptıklarıdır” dedi.

DİN VE DEVLET İŞLERİNİ AYIRMALILAR

Her alnı secdeye değenin iyi insan olarak değerlendirilmemesi gerektiğini de söyleyen Turpcu, “Cumhurbaşkanı cemaate verdikleri değerlerin nedenini Allah diyor ve alnı secdeye değiyor diye açıkladı. Alnı secdeye değiyor diye güvendikleri kişiler vatandaşı kurşunladı meclisi bombaladı. Artık akıllanırlar da din ve devlet işlerini biran önce ayırırlar. Yoksa bizde Ortadoğu’ya döneriz. Esas tehlike bundan sonraki din yarışıyla ilgilidir. Türkiye IŞID’e en çok katılım olan ülkelerin arasındadır. Darbeyi imamın askerleri yaptı, Mustafa Kemal’in askerleri polisleri ve halkın tamamı önledi. Atatürk dua esirgenecek birisi değildir. İki ayyaş dedikleri yere geri döndüler ve hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diye yazı astılar” şeklinde konuştu. (Umut ERSES – Aycan KARADAĞ)