CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu,

“SADECE ÇATALAĞZI’NIN DEĞİL, TÜM ZONGULDAK’IN SORUNU”

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Zonguldak Çatalağzı Ömerağzı Plajı’nda yapılmak istenen DETES termik santraliyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yapılan toplantı hakkında açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Turpcu’nun açıklaması şöyle:

“Kömürle çalışan termik santrallerle ilgili değerlendirme yapılmadan önce ülkemizdeki ÇED Raporu süreci hakkında bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Ne yazık ki biz hep damdan düştükten sonra olayların ciddiyetini anlıyoruz.  ÇED ile ilgili olarak burada önemli olan, süreç başladıktan sonra değil, süreç başlamadan önce bölge halkıyla düzenli toplantılar yapılması, onların görüş, önerilerinin alınması, sürece aktif olarak katılmalarının sağlanmasıdır. Diğer süreçlerin devam etmesinin veya etmemesi halkın burada vereceği karara göre şekillenmelidir. Ama böyle olmuyorsa ortak bir tavır ve irade ortaya konmalıdır.

“BU KONU SADECE ÇATALAĞZI’NIN SORUNU DEĞİLDİR, TÜM ZONGULDAK’IN SORUNUDUR”

Amacı çevreyi korumak ve ortaya çıkması olası sorunları engelleme görevi yapması gereken ÇED bir formalite haline getirilmiş, yatırımların önündeki aşılması gereken bir engel olarak görülmektedir. Zonguldak’taki durumu en iyi burada yaşayanlar bilir. Ankara’da masa başında karar alan kişilerin bunu anlaması için kitlesel tepkiler ortaya konulmalıdır. Bu da halkın, sivil toplum kuruluşlarının ortak mücadelesinden geçer. Bu konu sadece Çatalağzı’nın sorunu değildir, tüm Zonguldak’ın sorunudur. Termik santrale karşıymış gibi görünüp, ama oradan medet umduğu için gereken tepkiyi göstermeyenler bizim mücadelemizi zaten anlayamazlar.

“HALK MÜCADELESİ VE KİTLESEL EYLEMLERLE SESİMİZİ DUYURMALIYIZ”

Halk mücadelesi olmazsa, kitlesel eylemler yapıp sesimizi duyuramazsak, yapılmak istenen termik santrallerin önüne geçme şansımız da olmayacaktır. ÇED zaten işlevini yitirmiş, bilimsellik ve gerçeklikle bağını tamamen koparmış kağıt parçaları haline gelmiştir. Burada yapılacak etki değerlendirmesini en objektif olarak yapacak olan bölgede yaşayan halk ve sivil toplum kuruluşlarıdır.

“ÇED, İŞLEVİNİ YİTİRMİŞ, BİLİMSELLİK VE GERÇEKLİKLE BAĞINI TAMAMEN KOPARMIŞTIR”

Bir örnek vermek gerekirse, yeni Torba Yasanın 54. Maddesi Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) dair bütün işlemlerinin en geç 3 ay içinde bitirilmesi koşulunu getiriyor. Yani, sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer ilgili bütün bakanlıklar, ÇED raporu ve diğer izin işlemlerini üç ayda bitirmezse ‘Çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvuruları ile ilgili olumlu karar verilmiş sayılır ve genel müdürlük tarafından buna göre işlem yapılır’ hükmü getiriliyor. Yani ülkemiz hızlandırılmış bir talan ve yağma ile karşı karşıyayız.  İktidarın bu bakış açısının durumun ciddiyetini, ne şekilde bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu daha net şekilde koyduğunu düşüyorum.

“FİRMA AYRIMI YAPMADAN HEPSİNE KARŞIYIZ”

Kimin yaptığına, nereye yaptığına, nasıl yaptığına, hangi teknolojiyle yaptığına bakmaksızın, firma ayrımı yapmadan, hali hazırda ölüm vadisi haline gelmiş olan Zonguldak’ta mevcutların bu şekilde çalışamayacağını bir kez daha vurgularken, yenilerinin kesinlikle yapılmaması gerektiğini bir kez daha söylüyorum. Hiç olmadığı kadar büyük bir mitingle sesimizi gür şekilde duyurmalıyız.

“HAKKINI HALKA BİRLİKTE ARARSAN ANKARA’DAKİLER BUNA CESARET EDEMEZLER”

Ankara’daki toplantıdan bir şey beklenmemeli, Zonguldak bu konuda göbeğini kendi kesmeli, inisiyatifi Ankara masa başına bırakmamalıdır. Tüm Belediye Başkanları bu işin içinde olmalı, sorumluluk almalıdır. Ankara’daki toplantılara gelmeden önce 20’şer milletvekilinin termik santrallere karşı iki defa geldiği Çatalağzı’nda yeterli katılım sağlanamadıysa, yeterli katılımı sağlayamayanların biraz oturup düşünmesi gerekir. Bunları bilmeden yola çıkmak, eksik bir değerlendirme olur.  Hakkını Zonguldak’ta, Çatalağzı’nda halka birlikte, halkın kafasını karıştırmadan ararsan Ankara’dakiler buna cesaret edemezler.”