“Gülmesini bilmeyen, dükkan açmasın” diye bir atasözü vardır. 
Bununla ilgili bir de hikaye anlatılır.
“Komşu olan biri balcı, diğeri turşucu olan iki dükkan sahibinin hikayesini herkes bilir.
Balcıda çeşit çeşit ballar vardır ama müşterisi yoktur. Turşucu ise ekşi turşu satar ama müşteriye zor yetişir.
Balcı bu işe şaşar ve bilge bir adama gider, durumunu anlatır. Bilge adam der ki: Sen dükkanın da bal satıyorsun ama yüzün turşu satıyor. Komşun turşu satıyor ama yüzü bal satıyor…”
Herhangi bir dükkan da, bu bir bakkal ya da mağaza olabilir ve ya yolcu taşıyan şoför esnafı da olabilir… Kim olursa olsun; gülümsemeyen bir esnaf her zaman müşteriyi bulunduğu mekana yabancılaştırır, sessiz bir güçle uzaklaştırır.
Gülen yüzlü esnaf ise müşteriyi bir mıknatıs gibi çeker, etrafında sevgi alanı oluşturur. O alan da herkesi kapsama alanına alır, gülmeyi, tebessümü bulaştırır.
Zonguldak’ta Rüzgarlımeşe dolmuş hattında çalışan şoför esnafı Mehmet Üzel bu yanıyla müşterilerini mıknatıs gibi çekip, tebessümle göndermeyi başarmış.  Öyle ki, aslında olması gereken ancak bulunduğumuz zamanda unutulan güler yüz, hoş görü ve tebessümden hiç vazgeçmemiş. Her zaman kibar, nazik ve güven veren tavrıyla, çalıştığı hatta ikamet eden yolcular arasında parmakla gösterilip örnek olmuş. Şoför Mehmet özellikle yolcu ücreti aldıktan sonra her daim “teşekkür ederim” finaliyle müşterilerinin yüzünde hep tebessüm bırakarak durakta indirmiş…
Bütün şoför Mehmet’lere selam olsun, bu davranış tüm esnafa da kapak olsun…