Elmas TV'den Ergin Özkul'un haberi geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu.
O fotoğraf, siyasetin "dip" yaptığı bir şehirde politikacıların ne kadar düşük kalibreli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi...

ÖZSÜT'te toplanan "Sütlaç Çetesi"ni ve çete üyelerini artık bilmeyen yoktur herhalde.
Fotoğrafın kahramanları: Siyasete, ticarete, medyaya yön vermeye çalışan "Mahşerin 4 atlısı" AKP Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş ve tabi masanın yancısı Pusula Gazetesi sahibi Ali Rıza Tığ...

Tığ, "Sütlaç Çetesi"nin yaramaz çocuğu...

Aşırı duygu$al kişiliğiyle nam salan "Cesur yürek" gazeteci Ali Rıza Tığ bir süredir Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan'ı en çok eleştirenlerin başında geliyordu.
Öyle ki, muhalefet bayrağını neredeyse elimizden alacaktı... 

Ama ne olduysa "Kancı Selim" biranda "Dr. Selim Alan" oldu...

Elmas TV'den Ergin Özkul'un haberindeki "Ayak" fotoğrafını görünce "ne ayak?" dedi okuyanlar...
Aynı haberin devamında: 
"Baldızın ayak yalama meselesi konuşuldu mu?" yazıyordu...

Ali Rıza Tığ'ın "pusulası"nın ne zaman kuzeyi ne zaman güneyi göstereceği belli olmaz! 

En büyük ve tek silahı yalan, iftira ve şehvet kusan kalemi olan Tığ, Hamdi Uçar ve Ali Bektaş'ın aksine Selim Alan ile sürekli çatışma halinde oldu...

Peki yazdıklarının mürekkebi bile kurumadan Selim Alan aşkı nerden depreşti... 
Öyle ya...
İspiyonculukla suçladığı Selim Alan'ın  Mustafa Çağlayan'ı görevden aldırdığını, sırada Zeki Tosun'un olduğunu yazan Tığ, bir tık daha ileri gidip "Sen, ben, Hamdi Uçar da olsun. Senin şu baldızının ayak yalama işini de konuşuruz" diye bitiriyordu köşe yazısında...
Selim Alan'ın "kırmızı çizgim" dediği "baldız" konusu üzerinden fantazi yazarlığına soyunan Ali Rıza Tığ, neredeyse günde beş vakit Selim Alan'ı eleştiriyordu...
Ve günün birinde "vahiy" gelmiş olacak ki, kıblesini Zonguldak Belediyesi'ne çevirdi...
Aynı Tığ, arşivin tozlu raflarında unuttuğu köşe yazısında aile mahremiyetine girdiği Selim Alan'la yeniden barışıyor, barışmakla da kalmayıp okeye "yancı" oluyordu.

Yancı diyip geçmeyin...
Kumar aleminin yancılara bakış açısını herkes bilir... 
-Yancı gereksiz adamdır... 
-Asla oyuncu olamayacak kadar zayıf karakterlerden seçilir... 
-Çünkü, yancı yer, içer, hesap ödemeden arkasına bakmadan çekip gider...
-Yancı için masa fark etmez!
-Onu her gün farklı bir masada görebilirsiniz... Çünkü bu onun geçim kaynağıdır...
-Garson sormasını beklemeden o siparişini verir...
-Oyunculardan biri tuvalete giderse onun kalktığı yere oturur!
-Alttan tekme atıp taş atması için yanına oturduğuna manyel verme ihtimaline karşı güvenilmezdir...
-Yancının marifetleri saymakla bitmez...
Kımıl zararlısı gibi oturduğu masayı kurutur!

Selim Alan "Baldız" krizini nasıl çözdü? 
Ali Rıza Tığ, Selim Alan'ın baldızının ayağını yalatma işini o geceki şahitler huzurunda konuştu mu?
Dini bütün vekilimiz Hamdi Uçar ve Ali Bektaş şehvet kokan muhabbetin neresinde bilmiyoruz...
Ama umarım tüm bu sorular Selim Alan'ın ilk basın toplantısında sorulur...
Tabi arkadaşlar vıcık vıcık yağ kokan sorulardan fırsat bulurlarsa..