Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Yönetim Kurulu, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) kömür havzasında yaşanan son gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada, Kurumun  tasfiye sürecine sokuluğunu açıkladı. Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, “TTK’nın kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları görmezden gelinmiş, yarattığı katma değer yok sayılarak kurumun işlevsizleştirilmesi ve tasviye edilmesi gündemden düşürülmemiştir. Her ne kadar TTK’nın kapatılmayacağı politikacılar tarafından söylense de, gerçek amacın zarar bahane edilerek taliplilerine Amasra B ve Armutçuk’ta olduğu gibi devredilmesidir” denildi.


Açıklamada 1980 yılından buyana sürdürülen politikalarla TTK’nın kapatma sürecine sokulduğuna vurgu yapan yönetim kurulu, “Son zamanlarda Zonguldak taşkömürü havzası ve taşkömürünün geleceği hakkında ilgili ilgisiz pek çok kişinin görüş belirttiğini kaygıyla izlemekteyiz.Bu konuda uzman olmayan, madencilik bilgisinden yoksun bu çevrelerin havzanın ve yöre halkının geleceği konusunda iyi niyetli olmadıkları, basına da yansıyan görüşlerinden anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verdi. İşte o açıklamadan satırbaşları...

“YASAL OLMAYAN RUHSATLANDIRMA YAPILDI”
1980’den günümüze TTK ve taşkömürü üzerinde oynanan oyunlar sonuç vermiş; Kurum önemli anlamda iş gücü ve üretim kaybına uğratılmıştır. Bununla da kalınmamış; ruhsat sahası rödovans adı altında işletme sermayesinden yoksun özel şirketlerin işletmesine açılmış ve bir süre yasal olmayan bir süreçten sonra, 3213 sayılı maden kanununda değişiklikle birlikte TTK Ana statüsü değiştirilerek, TTK’ya kendi ruhsat sahasındaki kömür yataklarını işletme yetkisi yanında özel firmalara işlettirme yetkisi verilmiştir. 

“5 MİLYON TON ÜRETECEĞİZ DİYE KANDIRIYORLAR”
Renkli propagandalarla yıllık 5 milyon ton TTK ve 5 milyon ton özel sektörün çıkaracağı, havzada istihdamın artırılacağı yönünde beyanlarla toplum oyalanmış, gelinen noktada bu rakamların hayal ötesi olduğu görülmüştür. Son yıllarda ise TTK’nın ruhsat alanından yeni ruhsatlar çıkarılıp ruhsatın bölünmezliği ihlâl edilmiştir. Artık sona gelinmek istendiği saklanmamakta, yetkililerin beyanlarında alenen işlenmektedir. Bu çevrelerce TTK’nın kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları görmezden gelinmiş, yarattığı katma değer yok sayılarak Kurum’un işlevsizleştirilmesi ve tasfiye edilmesi gündemden düşürülmemiştir. Her ne kadar TTK’nın kapatılmayacağı politikacılar tarafından söylense de, gerçek amacın zarar bahane edilerek taliplilerine Amasra B ve Armutçuk’ta olduğu gibi devredilmesidir.

“TTK SALT ENERJİ SEKTÖRÜNÜ BESLEMEK İÇİN ÜRETİM YAPMIYOR”
TTK ve Taşkömürü ile ilgili olumsuz bakış ve görüşlerini kaygı ile izliyoruz. TTK salt enerji sektörünü beslemek için yaşatıldığını söylemek, ayrıca taşkömürünün sadece enerji elde etmek için üretildiğini belirtip kamuoyunu yanıltmak, yayanlış bilgilendirilmenin yada bilinçli manipülasyonun sonucudur. Madencilik konusunda Uzman Kuruluş olan TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak TTK’nın Zonguldak ve Bölge ekonomisi için ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha Kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Ayrıca taşkömürünün salt enerji için üretildiğini söyleyenlere ve sananlara anlatacak çok şey olduğu inancı ile şunu hatırlatmak istiyoruz.
Havzada üretilen kömürlerin zenginleştirilmesi sonucu açığa çıkan düşük kalorili ara ürünlerin termik santralar de yakıt olarak kullanıldığı gerçeği ile; endüstriyel gelişimin ve insan ihtiyaçlarının temelini teşkil eden demir/çelik üretimi için taşkömürünün yerine idame edilecek alternatif bir hammadde henüz kullanıma sunulamamış olmasıdır. Bu nedenle taşkömürünün sadece enerji elde etmek için üretildiğinin  söylemesi ve düşünülmesi bilimden uzaklaşmanın  geldiği son noktayı anlatması bakımından düşündürücüdür. Bugün tonu uluslararası piyasalarda 280$olarak pazarda yerini alan ve önemini daha uzun yıllar yitirmeyeceğini düşündüğümüz taşkömürünün stratejik önemde vazgeçilmez bir hammadde olduğunun altını çiziyor, kamuoyuna ilgililere ve yetkililere yeniden hatırlatmak istiyoruz. Ayrıca biz madenciler üreterek hem ülkeyi kalkındırdık hem de katma değer ürettik, bunları yaparken zamansız ölümler yaşadık. Ölülerimize bile sahip çıkılmadığı bir düzende biz hem kentimiz Zonguldak’a hem de ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz”
 (Cevdet AKGÜN)