MHP’nin muhalif ‘hayır’cıları, genel başkan adaylarından Ümit Özdağ’ı Zonguldak’a getirmek için kolları sıvadı. Zonguldak Ülkü Ocakları eski yöneticisi Oğuzhan Turan, bugün yazılı bir açıklama yaparak anayasa referandumda ‘hayır’ diyeceklerini açıkladı. Turan, referandum öncesinde genel başkan adaylarından Prof. Dr. Ümit Özdağ’ı Zonguldak’a getirerek halkı bilgilendirmek istedikleri söyledi. Oğuzhan Turan açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

Egemenliğin kime ait olduğu ve nasıl kullanılacağı bir rejim meselesidir. Rejim yönetim şeklidir; egemenliğin kim tarafından ve nasıl kullanılacağını gösterir. Egemenlik bir kişiye aitse sistemin adı monarşi, millete aitse demokrasidir. Demokrasilerde egemenlik yetkisi organlar eliyle kullanılır. Egemenliğin kullanımı hiçbir kişi, zümre ve sınıfa bırakılamaz.18 maddeden oluşan Anayasa değişiklik teklifi ile Türk milletine ait olan egemenlik yetkisini millet adına kullanan yasama, yürütme ve yargı organlarının yetkileri tek kişide toplanmaktadır. Yasama organı olan TBMM’nin üye sayısı artırılmakta ancak yetkileri sınırlandırılmaktadır. Yürütme organı olan Bakanlar Kurulu’nun kararları, kararname ve yönetmelik yapma yetkileri, siyasi sorumlulukları kaldırılmaktadır. Cumhurbaşkanı tarafından atanacak yeni bakanlar, Cumhurbaşkanı’nın verdiği yetkileri kullanan teknik memurlar olacaktır. Bu Anayasa değişiklik teklifi ile Parlamento ve Hükümet adeta tasfiye edilmektedir. Yüksek Yargı’nın adındaki “yüksek” sıfatı da kaldırılarak, Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı tarafından atanan ve “yüksek” ligi elinden alınan siyasi bir organa dönüştürülmektedir.  Bu değişikliler Cumhurbaşkanını denetlenemez ve yargılanamaz hale getirmekte, bu yönüyle bir af kanunu halinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. 116. Maddede adrese teslim bir düzenleme ile ikinci dönemin sonuna doğru meclisin seçimlerin yenilenmesi kararı alması halinde Cumhurbaşkanına 3. defa seçilme hakkı verilerek 2033 yılına kadar saltanat ikram edilmektedir.

Bu şekilde kişiye özel bir düzenleme ve anayasa olur mu?

Meclis kendi onurunu çiğneyerek yetkilerini tek kişiye devretmekte, Başbakan adeta “ben gereksizim” diyerek başbakanlıktan feragat etmektedir. Hatta başbakan “başkanlık sistemi gelmezse Türkiye bölünür” demekte, Başbakan Yardımcısı “başkanlık gelirse terör biter” diyebilmekte, Cumhurbaşkanı ise Türkiye’nin bir “beka” sorunu ile karşı karşıya olduğunu ve ikinci kurtuluş savaşı verdiğimizi belirtmektedirler. Acaba kurtuluş savaşını anayasa ile mi yapıyoruz? Türkiye’yi “beka” sorunu ile karşı karşıya kim getirdi? Türkiye’yi 15 yıldır kim yönetiyor? Kimlerle savaşıyoruz? Düşman PKK ise, Oslo müzakerelerini, Habur rezaletini, Apo ile yürütülen pazarlıkları, Çözüm sürecini, Dolmabahçe mutabakatını ve en önemlisi PKK’nın ülkemizde yaptığı silah ve cephane yığınağını seyretme politikasını nasıl izah edeceğiz? Türkiye’yi “beka” sorunu ile karşı karşıya getiren düşman Fetö ise, onlarla 17/25 Aralık’a kadar koalisyon yapan, “menzilleri aynı olan” kimdi? Biz Türk Milletiyiz, henüz bölünmedik ve bölünmemeye kararlıyız. Türkiye bir federal devlete mi götürülmek istenmektedir? Bölünmemek için, Demokratikleştirilmiş bir siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu ile tahkim edilmiş Parlamenter Demokrasi ile yolumuza devam etmek için, terörle terbiye edilmek istemediğimiz için, bağımsız bir hukuk devleti olmak ve gerçek hukuk güvenliği için, bağımsız, milliyetçi, büyük Türkiye için ‘Hayır’ diyeceğiz.

 

Ülkemizi ve milletimizi canımız kadar sevdiğimiz için, Milliyetçi Ülkücü olduğumuz için HAYIR diyeceğiz.

 

Güzel Memleketimiz Zonguldak’taki Milli ve Manevi değerlere önem veren Milliyetçilere ve Ülkücü hareket neferlerinin dikkatine; Referandum rüzgârının sert esmeye başladığı bu günlerde, her türlü aldatmaca, kandırmaca ve dalaverenin yapılacağını hepimiz biliyoruz. Bunun için de gün hakiki milliyetçiliği ispat günüdür. Gün Zonguldak’ta bir olma günüdür, milliyetçi dava adamı uyanık olmak zorundadır. “Bize gel” diyen fesat, bölücü davetçilere “kendine gel” diyebilmelidir. Güzel Zonguldak’ımızın Milliyetçi insanları birlik olmamız şarttır. Unutmayınız ki Başbuğ Alparslan Türkeş bütün ömrünü ülkücülüğün anlatılması ve benimsetilmesi işine vakfetti, “Bu uğurda çalışmak, politik bir kaygıyla yapılamayacak kadar ulvi bir zahmettir. Biz dün Cezaevlerinde ömür geçiren Taş Medreseli ağabeylerimizin ettiği yemine sadık kalarak milli bir duruş sergiliyoruz.. Önümüzdeki Günlerde Ülkücü duruşu, Milliyetçi duruşu temsil eden Sayın Gaziantep Milletvekilimiz Prof. Dr. Ümit Özdağ İllimizde bir yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile alakalı bir konferans verecektir”