Domates, biber, zeytin, salatalık, karpuz, soğan ve ekmekten oluşan sahur menüsünde sohbet eden işçiler, yerin yaklaşık 400 metre altında ailelerinden uzak sahur yaptı. Ramazan Ayı'nın gelmesiyle sevinen işçiler, ailelerinden uzak sahur yapmanın da burukluğunu yaşadı.

Yerin metrelerce altında birlikte ürettikleri kömürle ekmek parası kazanan işçiler, yılın ilk sahurunu da yine birlikte yaptılar. 22 yıldır maden ocağında çalışan Mustafa Cepcioğlu, "Ben emekli oldum tekrar çalışıyorum. 22 yıldır buradayım. Emekli olalı 8 sene oldu. Çocuklarımı okuttum, düğünlerini yapmak için halen çalışıyorum. Bu mübarek Ramazan Ayı'na erdiğimiz için şükrediyoruz. Şirkette yer altında sahur yaptığımızdan arkadaşlarımızla mutlu şekilde sahur yaptık. İftarımızı da evimizde eşimizle çocuklarımızla geçireceğiz. İlk sahuru ise burada yaptık. Yer altında bu şekilde oluyor. Allah ne verdiyse zeytin, peynir, domates, karpuz gibi poşetle taşıyabileceğimiz yiyecekleri aldık. Sulu yemek getiremediğimiz için evimizden de ayrıyız" diye konuştu.

7 yıldır maden ocağında çalışan Serdar Topuz ise "Dört ay sonra yedinci senem bitecek. İlk sahuru arkadaşlarımızla yapıyoruz. Ailemizden uzaktayız. Buruk geliyor ama sonuçta yapacak bir iş yok. İş için çalışıyoruz" dedi.

9 yıllık maden işçisi Durmuş Taş, "Çoluk çocuğum köyde. Ben iftarı burada yapıyorum. Çoluk çocuğumdan ayrıyım. Allah ne verdiyse yiyoruz. Ne yapalım, kaderimiz böyle. Başka yapacak bir iş yok. Allah'ın takdiri, başka yapacak işimiz olmadığı için yer altındayız" şeklinde konuştu.

Sahur yemeğinden yiyen işçiler, yapılan duaların ardından tahtalardan yaptıkları sofrayı topladı. İşçiler, oruca niyetlendikten sonra işlerinin başına döndü.