YILMAZ; “YANDAŞLARIN BOŞ HAYALİ!”

Eğitim Sen Zonguldak Şube başkanı Orhan Yılmaz şube merkezinden yazılı bir açıklama yaparak Atatürk’e sarf edilmiş bazı sözler nedeniyle kınama yaptığını duyurdu. Yılmaz yazılı açıklamasında şu sözlerine yer verdi:

“Kemalist ruhu, Kemalist ideolojiyi müfredatımızdan ciddi bir şekilde arındırıp medeniyet değerlerini içselleştirmiş bir müfredatı bu ülkenin en büyük sivil toplum teşkilatı olarak ortaya koymamız gerekiyor” diyor hadsizin biri. Aptalların cesareti ile söylüyor bunu. Son 14 yılda azgınlaşan saldırılarının kökeninde yatan kindarlıkları ile söylüyor. Göbekten bağlı oldukları emperyalizme dair bir kelam etmeden, özgürlük dendiğinde yalnızca kadınların kapanması ile sınırlanan anlayışını, tüm iğrençliklerini kusuyor.

Uygarlık, evrensel ancak bir bakıma soyut bir kavramdır. Uygarlık kavramı dilimizde  “Medeniyet” olarak ifade edilmiştir. 18. yüzyılda Almanlar, milletlerinin diğer uluslardan farklı nitelik ve özellik taşıdığını ifade amacıyla, başka medeniyetlerden söz etmişlerdir. Böylece medeniyetlerin birbirinden farklı olduğu, ayrı medeniyetlerin varlığı düşüncesi ortaya atılmış ve çeşitli kültür tipleri arasında uygar kültürden söz edilmiştir. İnsan uğraşlarında, becerilerin geliştirilmesi, işleri düşünüp planlama yapan kişilerin ortaya çıkması hep şehirlerin oluşması ile söz konusu olabilmiştir. Uygarlık temelde belirli bir kültüre dayalı bir kavramdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ ün bağımsızlık ve özgürlük anlayışını,  ülkesi topraklarında egemen anlayış olarak yerleştirmeye çalıştığını gören ve bu anlayışın yerleşmesine karşı çıkan saltanat ve eşraftan oluşmuş ihanet çetesi, işgal güçlerini onların bayraklarını sallayarak karşılarken en yakınlarını da işgalcilere peşkeş çekmekten geri kalmamıştır. İşgal ordularının ülkeyi terk etmesinden sonra yeni kurulan Cumhuriyette her zaman kendilerine ikiyüzlülükleri ile yer bulan ve her fırsatta Mustafa Kemal’ in yaratmaya çalıştığı çağdaş ve laik ülkeden intikam almaya çalışan güruh,  bugün de boş durmamaktadır. Zenginlerin hanı hamamı, yoksulların ise din iman ile avutulduğu ülkemizde dini vakıf yurtlarını iç oğlanlar evi gibi kullananları, onları neredeyse aklayacak şekilde “bir kereden bir şey olmaz” diyenleri, erkek ve kız çocuklarının peşkeş çekilmesine karşı durmak varken satılmışların cephesinde yer alanları ibretle görüyoruz.

Ayrıca gördüğümüz odur ki, tir tir titriyor ve korkuyorsunuz.. Mustafa Kemal’ in ruhundan, O’nun çağdaşlaşma adına yaptıklarının bir gün yeniden yeşereceğini ve 1920 ruhu ile işgalcilere karşı verilmiş olan savaşın siz işbirlikçilere karşı verileceğinden korkuyorsunuz. Korkmakta haklısınız çünkü Mustafa Kemal’ in bağımsızlık, özgürlük, laik ve çağdaş ülke olma yolunda atmış olduğu o büyük adım altında bir asalak gibi ezileceksiniz. Tarih sizi tıpkı geçmişteki ihanet cephesinin sayfasındaki satılmışlarla birlikte küçücük puntolarla yazarken o adını silmeye,  unutturmaya çalıştığınız Mustafa Kemal’ i bu ülkenin önderi olarak yazmaya devam edecektir…