Cumhuriyet Halk Partisi Kilimli İlçe Başkanı Erol Sarıal, son günlerde başdöndürücü bir hızla yükselen enflasyon, dolar kuru ve faizlerle ilgili yaptığı açıklamada insanların yoksulluk yüzünden intihar ve fuhuşa sürüklendiğini söyledi.

Vatandaşın enflasyon, dolar kuru ve yüksek faiz yükü altında inim inim inlediğine vurgu yapan Sarıal, basın açıklaması da şu görüşlere yer verdi:

“BU DÜZEN YOKSUL HALKI EZİYOR

Halk; Enflasyon, Dolar Kuru ve Yüksek Faiz Yükü Altında İnim İnim İnliyor

“Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş durumdadır. Halkın vazgeçilmezleri olan en temel ihtiyaç maddelerinden; gıda fiyatları, ısınma/yakacak fiyatları, aydınlatma ve enerji fiyatları uçuşa geçmiş durumdadır. 2002 yılında Dünya’da ilk on ekonomiye girme vaadiyle geldiler. Faiz, enflasyon, zam, zulüm, açlık ekonomisi yaşamı çekilmez duruma getirdi. Dünyanın ilk on ekonomisinin daha ötesine geçmiş durumdayız. AKP Hükümeti, soygun, talan, yalan ekonomisinde maşallah Elon Maskı’da geride bırakarak birinci oldular; halkın durumuna uzaydan bakıyorlar.

İşsizlik, Yoksulluk İntihara ve Fuhuşa Sürüklüyor 

İşsizlik oranı; % 12’yi geçmiş; ulusal düzeyde işsiz sayısı 5 milyon kişiye yaklaşmış durumdadır. 5 milyon aile işsiz, 15 milyon insan aç ve açıktadır.. Bölgemizde ve Zonguldak’ta yer altı ve yerüstü ekonomik kaynaklara yeterince kaynak ayrılmaması, zamanında gerekli yatırımların yapılmaması krizin daha ağır yaşanmasına neden oluyor. İthal kömür fiyatlarında yaşanan ton başına artışın, dolardaki aşırı yükselişle süren fiyat artış hızı termik santrallerde üretimi durma noktasına getirmiştir. Bu gelişme kısa zaman sonra bölgemize daha çok işsizlik olarak yansıyacaktır. Dünyada kömür fiyatları hızla artarken, hükümetten beklenen, kamu madenlerine yatırım yapılması, işçi alınmasıdır. Özel maden işletmecilerinin daha çok üretim için teşvik edilmesidir. İthal kömüre giden döviz ihtiyacının azaltılmasıdır.

Gayri Milli Bir Ekonomik Düzenle Karşı Karşıyayız

Oysa bunların tam tersi yapılıyor. Ekonomimiz dışa kaynak aktaran bir yapıya dönüştürülmüş durumdadır. Zonguldak’ta, termik santrallerde ve evlerde ithal kömür yakılıyor. Uşak’ta Amerikan şekeri tüketiliyor. Afyon’da Hollanda, İngiltere kökenli et ve süt ürünleri satılıyor.  Egeliler Amerikan tütünü tüketiyorlar. Hükümet ve hükümetin destekçileri Milliyetçilik söylemlerini yükseltirken; ülke gayri milli bir ekonomik düzenin cenderesine sıkışmış durumdadır.

Ülkede Mafya Kanunları Egemen Hale Gelmiş Durumda

Genç işsizlik; her alanda ayrı ayrı mafya yapılanmasının, uyuşturucu ve fuhuş çetelerinin, organize insan kaçakçılarının yaygınlaşmasına neden oluyor. Kitaplı Başkan kaptanlığında ve AKP tipi ekonomik düzende İntihar olayları sıradan olaylardan sayılır oldu. Alacaklı verecekli yargıya güvenmiyor. Ticarette çıkmaza giren herkes mafyaya koşuyor. AKP döneminde birçok aktör Türkiye ekonomisinin kitabını yazma iddiasında bulundu. Ancak ülke ekonomisinde Başkanın ve diğer maliye bakanlarının kitapları,hatta esamileri dahi okunmuş değil, yalnızca mafyanın kitapları okunuyor.

Halk Köleleştirilmiş Durumda

 Halk kendi toprakları üstünde işsiz; üretenler ise köleleşmiş durumdalar. Şehirlerde işsizler, kırsal kesimde üretici çiftçiler gıda tekellerinin insafına terk edilmiş durumda. Devletin, üreticiler ve tüketiciler lehine piyasada denetleme ve düzenleme yapması gereken zorunlu bir süreçten geçiyoruz. Buna karşın AKP, Hükümet olma yetkisini kötüye kullanıyor. Halkı ezen sermaye tekellerine karşı önlem alma yerine, kendisine karşı rakip gördüğü sermaye çevrelerini yok etmek, bitirmek için devlet yetkisini kullanıyor. 

Yalnızca Saray Tayfası Mutlu

Tek adam, Saray Hükümeti, ekonomideki yangını söndürmek bir yana, daha da körüklüyor, yangın her gün daha da büyüyor. Ekonomik kriz yönetsel krize dönüşmüş durumda. Halk hükümete, hükümetin başına güvenmiyor. Ancak hükümetin güvenilmek veya güven vermek gibi bir derdi yok. Halkın yoksulluğu, aç ve açıkta olması ”Saraylıların umurunda değil. Onlar halka kendi kafalarındaki kitabı anlatma çabasındalar. Oysa, “Saraylı’nın” kitabının dünya gerçekleriyle hiç bir alakası yok. O kitapta, yoksulluk Cennet Kapısı olarak gösterilirken; kendileri dünya kapitalistleriyle yarışa girmiş durumdalar.

Ülkede çoğunluk mutsuz.. Geleceğinden kaygılı. Halk işleri düzeltmek için seçim istiyor. Yalnızca Saray Tayfası mutlu. Bu nedenle seçime de geçim de karşılar. 

Tekelci Sermaye Düzeni Halkı Hedef Alıyor, En Çok Da Yoksulları Eziyor.'