Adliye binası önünde grup adına konuşma yapan ZOKEV mütevelli başkanı Ahmet Öztürk, kent suçlarına karşı yürüttükleri mücadelenin ilk adımını atmak için Zonguldak Adliyesi’nde Cumhuriyet Başsavcılığına kentte önüne geçilemeyen kaçak yapılaşma, kamu arazilerinin işgali ve uygulanmayan mahkeme kararları için sorumlu oldukları yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

Öztürk konuşmasında şunları söyledi. “Bir grup Zonguldaklı olarak kent suçlarına karşı yürüttüğümüz savaşımın bir adımını daha atmak üzere buradayız. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına, kentte bir türlü önüne geçilemeyen kaçak yapılaşma, kamu arazilerinin işgali ve uygulanmayan mahkeme kararları nedeniyle sorumlu olduğunu düşündüğümüz kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

Kentimiz bir kaçak yapı cenneti haline geldi. Gözünün karartan, canının istediği yere dilediği yapıyı dikiyor. Bu hukuksuzluğu engellemesi gereken yetkililerse yalnızca seyrediyor. Körün gözüne sokup, insanların aklıyla alay edercesine yapılan inşaatlar, tüm devlet otoritesinin sözde girişimlerine karşın bir türlü durdurulamıyor. Kamu arazilerinden belli bir alanı kiralayanlar, sözleşmelerinde belirtilen alanların onlarca katına yayılıyor, kaldırımları park alanlarını, çit bile yapılması yasak olduğu kıyıları, sahil kenarlarını işgal ediyor. Bu duruma da hiçbir devlet görevlisi müdahil olmuyor. Devlet yurttaş ilişkilerini zedeleyerek insanlarda kamu gücüne olan inancı yok eden bu durumu kabul etmiyoruz.

Gazetelerden okuyor, olan biteni çıplak gözle seyrediyoruz. Belediye başkanından amirine kadar herkes kaçak yapılarla mücadele ettiğini, kamu arazilerinin işgalinin önüne geçebilmek için yasal sorumluluklarını sonuna kadar yerine getirdiğini iddia ediyor. O halde bize sormak düşüyor: Devlet belediyesi kolluk gücü, savcısı velhasıl tüm kurumlarıyla teyakkuz halindeyse, bunlar hala nasıl yapılabiliyor? Ya birileri kamuoyunu aldatıyor ya da söylemeye dilimiz varmıyor ama Zonguldak’ta hukuk nizamı kayboldu. Belediyenin vurduğu mühürler bozuluyor, sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmıyor. Mahkemelerce kaçak yapılar hakkında yıkım kararı alınıyor, nu kararlar çeşitli bahanelerle uygulanmıyor. Buna şiddetle itiraz ediyoruz. Kömürden daha çok yüzümüzü karatan bu imar yağmasıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kentimizin yerin altında binlerce şehit vererek kazandığı emeğin başkenti payesinin yanına hukuksuzluğun başkenti payesinin eklenmesine izin vermeyeceğiz.

Tüm bu nedenlerle Zonguldak Valisi Ali Kaban, Zonguldak Defterdarı Hüseyin Çeven, Milli Emlak İl Müdürü Ayhan Aksu hakkında kamu arazilerinin işgal edilerek, üzerine kaçak yapılar yapılmasında göz yummak suretiyle görev ihtimali yaptıklarını ve kamu zararına neden oldukları için Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesine göre Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir hakkındaysa bunlara ek olarak mahkemece alınmış yıkım kararlarını uygulamayarak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 257. Maddesine göre soruşturma yapılmasını istiyoruz.

TTK Genel Müdürü Burhan İnan hakkında kamu arazilerine sahip çıkmadığı, kiracısı durumunda olan şahısların kurum yapılarına eklenti yapmalarına, bahçelerinde kaçak inşaat başlatmalarına göz yumduğu, yasalara aykırı davrandığı açık olan kişi yada kuruluşlarla kira sözleşmesini sürdürmek suretiyle görev ihmali ve denetim görevini ihmal ettiği için Tür ceza Kanunu’nun 230 ve 251. maddesine göre işlem yapılmasını talep ediyoruz.

Enerji SA yönetim kurulu başkanı Mehmet Selahattin Akman’ın iş ve işletmelerininse projesi onaylanmamış, ilgili makama yasal başvuru yapılmamış yapılara elektrik bağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine göre soruşturulmasını istiyoruz.”

Öztürk son olarak, başlattıkları hukuksal mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirterek, “ Duyarlı Zonguldak halkı ile basın yayın kuruluşlarının, hukukun üstünlüğü, kamu yararı ve daha yaşanabilir bir Zonguldak için yanımızda olmasını diliyor, mücadelemizin kimilerinin iddia ettiği gibi kimi kişi ya da kuruluşa karşı değil, kent suçlarının tamamına yönelik olduğunu kamuoyuna ısrarla duyuruyoruz.”  (Aykut KARA)