Akran zorbalığı genel olarak, aynı yaş grubundaki çocuk veya ergenlerin, sürekli olarak, kendilerinden fizyolojik ya da psikolojik olarak güçsüz gördükleri kişiye karşı, bile isteye zarar verme durumu olarak tanımlanabilir ve zorbalığa maruz kalan çocuk kurban konumundadır.  

Akran zorbalığı, fiziksel, sözel, sosyal veya siber zorbalık olarak karşımıza çıkabilir. Fiziksel zorbalık; vurma, itme, sözel zorbalık; dalga geçme, hakaret etme, sosyal zorbalık; oyunlara almama, dışlama, siber zorbalık ise; özellikle sosyal medya üzerinden rencide edici paylaşımlarda bulunarak arkadaşlarını küçük düşürme davranışı olarak karşımıza çıkabilir.

Okul öncesi dönemde çocuklarda görülen şiddet davranışını akran zorbalığı olarak nitelendiremeyiz; fakat bu süreçte çocuğun şiddet davranışı devam ederse, ilkokul sürecinde akran zorbalığına dönüşebilir ve bu süreçte de çocuğun akran zorbalığına müdahale edilmediğinde yetişkinlikte de aynı davranışları sergilemeye devam edebilir.

Geçtiğimiz günlerde bir grup çocuğun içinde bir anda beş yaşlarında bir erkek çocuğunun sözlerine takılıp kaldım, olay neydi nasıl başladı şahit olamadım fakat çocuğun tüm arkadaşlarının içinde ayağa kalkıp akranı olan kız arkadaşına sesini duyurmaya çalıştığı o anlar çok etkileyiciydi… ‘’ Beni Üzdün… Bunu Yapmaya Hakkın Yok…. Senin Söylediklerine Üzüldüm… Bana gülemezsiniz… Benden Özür Dilemelisin…’’ tüm bu cümleleri peş peşe sıraladı… beş yaşındaki çocuk öyle güçlü, öyle kendinden emin gözüküyordu ki…ve sorununu da sadece iletişime geçerek, duygularını düşüncelerini ifade ederek çözdü, akranı,  arkadaşı sonunda kendisinden özür diledi.
Çocuklardan  benzer davranışları bekliyoruz aslında , üzüldüğünü, kırıldığını dile getirebilsin, kendini ifade edebilsin, sorununu çözümleyebilmek adına iletişime geçebilsin. Gerekli durumlarda ailesinden, öğretmenlerinden yardım isteyebilsin; fakat tablo her zaman bu kadar güzel olmuyor.

Zorbalığı yapan çocuk da kurban olan çocuk da süreçte yaşanılanlardan olumsuz olarak etkilenir. Bu etkinin izleri de hayat boyu devam edebilir. Hem zorbalığı yapan, hem de kurban konumunda kalan çocuk için sorunun çözülmesi gerekmektedir… 

Peki Bu Noktada Neler Yapılabilir?

Öncelikle; ailelerin çocuklarını dinlemesi, konuyu sorunu önemsemeleri gerekmektedir. ‘’ sen de ona vur, sen de onunla dalga geç’’ diyerek çocukları yalnız bırakarak veya çözüm için destek olmayarak daha büyük bir kaosun içine sürüklenmelerine sebep olabiliriz.

Aile, okul, öğretmen iş birliğine girmeli ve sorunu birlikte çözümlemeye çalışmalıdır.

Gerekli durumlarda da, hem zorbalığı yapan çocuğun hem de kurban konumunda kalan çocuğun destek alması sağlanılabilir.

Ve en önemlisi, her koşulda çocuklarımıza sözlerimizle ve davranışlarımızla model olduğumuzu unutmamalıyız. 

Çocuklarda saldırgan davranışların, şiddetin, zorbalığın giderek arttığı bir dönemdeyiz. Daha güvenli, huzurlu bir toplumda yaşamak istiyorsak eğer artan şiddetin farkında olmalı ve çözümü için önce kendimizden, çocuklarımızdan, ailemizden ve yakın çevremizden sorumlu olduğumuzun bilincinde olmalıyız.

Saygının, huzurun, güvenin eksik olmadığı günlerin temennisiyle;

Saygılarımla;

Sultan UNCU

sltnuncu @outlook.com