Aslında o kadar ciddiyeti büyük bir konuya kalem oynatmaktayım ki kalemimin titreyişi de inanın ondan. Aman ha yanlış bir şey yazarsam endişesinden ziyade, doğru yazdığımın vereceği rahatsızlıktan çekiniyorum ama bu bir anne olarak, yüreğimin kanamasından çok da önemli değil şu dakika doğrusu.
Kocaman bir uçak içinde moralleri tavan yapmış onlarca insan, hafta sonu pikniğe gidermişçesine katalog çekimi yapmaya gidercesine bir araya gelmiş, sözüm ona moral dağıtıcı sporcular sanatçılar!
Birçoğunu yakinen tanıyor, öncelerini sonralarını takip ettiğimiz için söylemlerini de eylemlerini de biliyoruz magazin basını sayesinde, televizyon kanalları sayesinde.
Sanatçı topluma örnek olmak zorunda değildir diyenlerde var içlerinde, toplumun değerlerini hiçe sayanlarda. Duruşundan ödün verende var, duruşun ne olduğunu henüz bilmeyende.
Vatan söz konusu olduğunda bütün sıfatlarından elbet arınabilir insan, birleştirici olabilmek adına kendinden hiç düşünmeden ödün verir insan, amma velakin!!!
Basına düşen fotoların ve haberlerin yön göstericiliğinde uçağın içinde bulunan bazı sanatçıların(!) açıklamalarından, kendi özel sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlardan dolayı, söz söyleme hakkını kendimde buluyorum doğrusu, neden mi?
Şöyle alıcı gözle bir bakıyorum, birbirinden şık, birbirinden bakımlı bir gurup insan görüyorum, bakımlı olmaları hatta modern olmaları değil mesele, bununla gurur duyarım elbette, Atatürk’ün kurduğu bir Cumhuriyetin izdüşümleridir modern hayata dönebildiğimiz yüzümüz. Farkımızdır geri kalmış gerici toplumlardan. Lakin keşke herkesin imkânı eşit olabilse de herkes istediğini alabilse, yiyebilse giyebilse. Görüntüler gibi zihinlerde ışıl ışıl olabilse her birimizde, ne güzel olurdu hayat o zaman öyle değil mi?
 Belli ki bir amaç edinme niyetiyle düşülmüş yola, hal böyle olunca daha bir didikliyorsun görüneni. “Evet, askerimizin morale sahiden de ihtiyacı var bunu kabul ediyorum ve önemsiyorum.”
Coşkulu görüntülerin, ışıldayan yüzlerin daha bir iki gün önce toprağın kucağına verilen askerlerin aileleri üzerinde yaratacağı hissiyatı düşünememiş olmalarını, anlayamadığımı belirtmek isterim.
Bilmiyorlar belli ki şehit olmuş askerlerin anası babası o anda üzüntülerini öteleyip, geçim derdiyle belki tarlasında çapa, belki bir hamal, belki bir işçi olarak geçimini sağlamakla meşgul. “Üzgünüm bir fabrikatör bir bakan diyemediğim için.”   Şehit düşen askerlerin çoğunun yaşadıkları yerlerde ki yaşam koşullarıyla yüzleştiğimizde anlayabiliyoruz gerçeği, çoğunun evleri sıvasız ve çoğunun meskeni kırsal! Ayrıca giden geride gelmiyor moraller yüksek olunca, şartlarda değişmiyor, acı da hafiflemiyor.
 Gazi olarak hayata tutunmaya çalışanlar da onlara da bir moral turu düzenlenmeli çok geçmeden, hazır başlamışken sporcularla sanatçılarla devamı da getirilsin. Gazilerimiz yaşamla ölüm arsındaki çizginin dengesini tutturma çabasıyla daha çok desteğe ihtiyaç duyuyorlar kanımca.
Bizim şu uçakta etrafa neşe saçan sporcularımıza sanatçılarımıza gelince, her biri ayrı bir terane, birçoğunun evladı var, işte o evlatların bir eli karideste bir eli anasının babasının cebinde. Bu bir suç mudur peki, değildir elbette, kader meselesi onlara düşen paye bu (!) söyleyecek söz yok. Allah bağışlasın, Allah çok versin gözümüz de yok fakat ne askere gitmişler ne de şehit cenazesine. Belli ki yüzleri yok, vakitleri yok, niyetleri hiç yok, o yüzden anaları babaları sporcu sanatçı kimliğinde yola düşmüşler. Askere moral vermeye giden sözüm ona gönüllüler, keşke yüreği dağlı anaların babaların yanında da olabilselerdi. Şehit cenazelerinde de yola koyulabilselerdi. Fotoğraf çektiremezlerdi bel ki boy boy ama en azından acıyı paylaşabilirlerdi. Hele ki içlerinden birisi bırakmış ne amaçla yola düşüldüğünü, özel hayatıyla ilgili açıklama yapıyor pişkin pişkin magazin basınına. Oysa o da bir anne, evladının meziyetlerinden dem vuruyor eline geçen her fırsatta.
Bilmiyor ki o askerde şehit olan yağız delikanlıların ölmek gibi bir meziyetleri olduğunu, hem de gözünü kırpmadan ölmeye gönüllü olduğunu. Evet, askerlerimiz bizim gözümüzün nuru, hele ki iki evladını çakı gibi asker yapmış bir anne olarak, bunu gururla göğsüm kabararak söyleme hakkına da sahibim. Kendi kazançları üzerinden değerlendirirsek, onlar için bir ayakkabı, bir çanta parası karşılığında paralı askerlikle çocuklarını kayıranlara asla saygı duymadım, duymayacağımda. Vatansa hepimizin vatanı olmalı, hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız, birilerinin üzerinden hele ki şerefine nail olmadıkları bir görev üzerinden şov yapmak kimsenin haddine olmamalıdır.
Kendilerini iktidarın gölgesine sığındıranlar unutmasınlar ki bu ülke bizim hepimizin, ülkeyi yönetenlerde bizim. Yakınında, burnunun dibinde olunca özel olunmuyor, öyle zannediyorsanız bilemem.. Asker üniformasını çok kıymetlidir çok. Biz cephede savaşan bir komutanın ve o komutanın yanında aynı cephede gazi olan dedenin torunlarıyız. Benim için ülkemin başında kim varsa değerlidir kıymetlidir, tarafında olurum olmam burası ayrı.
Bu bir bayrak teslimidir siyasi görüşü ideolojisi ne olursa olsun, bu vatanın benim, bizim, hepimizin olduğu gerçeğini değiştirmez. Kaldı ki bir savaş gazisi askerin torunu olarak, bayrağımla askerimle gurur duyma hissini damarlarımda ki kana aşılayan bir askerin torunuyum. Kurtuluş savaşı dedelerimin alnının akıdır. Gerçek bir savaş gazisinin torunu olmaktan gurur duydum, dedemden dinledim savaşı adım adım Atayı soluk soluk . Gerçek bir askeri yıllar öncesinden tanıdık bu yüzden biliriz değerini kıymetini.
Ekranlarda hafta sonu tatili gibi seyahatlerini anlatanlar görüyorum ki gidip gelmenize rağmen idrak edememişsiniz.
Nabza göre şerbet vermedim, pusulamı şaşırmadım, göze girmek, kaymağını yemek için dönmedim kıblemden. Vatan, bayrak ve toprak hepimizin, aynı sorumlulukta aynı cesaretle aynı bilinçle taşın altına koymalıyız yüreğimizi! O halde askerlikten kayırmayacaksınız ne kendinizi ne çocuğunuzu. Bedelini ödediğinizi zannettiğiniz askerlik, canı pahasına cepheye gidenlerle olur, sadaka verircesine yine vatandaşın üzerinden kazandığınız paralarla değil. Asker iktidarın muhalefetin( A )partisinin (B) partisinin askeri değildir, asker bu ülkenin askeri ve evladıdır. Ona sahip çıkmak ise boynumuzun borcudur.
Yine olsa yine giderim, on canım olsa hepsini feda ederim diyen yüreklerin vebalini taşımak kolay değildir.
Askere moral verebildiler mi bilmiyorum ama benim gibi annelerin, asker annelerinin moralini bozdular tebrik ediyorum kendilerini, gezi amacına ulaşmış. Islatıp ıslatıp malzeme yaparsınız artık ekstralarınıza da kapı açar. Malum burun  farkıyla öndesiniz.