Arife günü, yazacaktım, ancak çok özel bir koşuşturmaca nedeniyle fırsat bulamadım.  Birkaç konu birikti bu yüzden önümde… Anımsayacaksınız, AKP Eski Milletvekili Özcan Ulupınar partisinin düzenlediği iftar programında, Çaydeğirmeni Belediye Başkanı Satılmış Gebeş’e saldırdı, ortaya çıkan görüntüler ulusal basına da epey malzeme oldu. AKP Eski İl Başkanı Hamdi Uçar kavgayı gazetelere değerlendirdi ve Ulupınar’ı eleştiren ağır cümlelerin ardından, “Rant kavgası değildi”  dedi. İçeriğinden anlaşılan o ki, Ulupınar ile Uçar siyaseten epey muarız birbirine… Bunun, bende, “Yesinler birbirini” den öteye bir anlamı yok da, şu “rant kavgası” meselesine değinmek isterim biraz. Yapılanın ne kavgası olduğunu iyi biliyorum çünkü…

 

Sayıları az olsa da okurlarım bilir, Reis Enerji adlı şirket tarafından Çaydeğirmeni’nde yapımı sürdürülen hidroelektrik santrallerle ilgili pek çok yazı kaleme aldım bu köşede. Hemen hepsinde de Ulupınarlarla süre giden kavgadan söz ettim. Malum Ulupınar’ın aile şirketi on yıllardır Devrek Irmağı üzerinde kum çakıl ocağı işletiyor. Hakkında, hazineden kiraladığı araziden çok daha büyük alan kullandığı, taahhüt ettiğinden çok daha fazla üretim yaparak haksız kazanç elde ettiği yolunda pek çok iddia da bulunan ailenin bir anlamda finans kaynağını oluşturan bu işletme, santralin proje sahası içinde kalıyor. Projeye bu nedenle karşı çıkan Ulupınarlar siyasi güç kullanmak da dahil her yolu deneyerek santralleri engellemeye çalışıyor.

 

GEBEŞ HES’LERİN HAMİSİ GİBİ

Kendine “dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan şirket” muamelesi yapılan Reis Enerji, daha güçlü bağlantılara sahip olmalı ki, köylü direnişleri dışında kayda değer bir engelle karşılaşmadan projeyi sürdürdü. Ankara’dan gerekli izinleri bir çırpıda almakla kalmadı, ışın hızı ile kamulaştırmaları yaptırarak yasal engelleri aştı. Bununla yetinmedi, çoğunluğunu AKP’li üyelerin oluşturduğu Zonguldak İl Genel Meclisi’nde, Özcan Ulupınar’ın tüm çabalarına karşın, HES’le ilgili tüm imar planlarının onaylanmasını sağladı. Kamuoyu oluşturma çabalarında da son derece cevvaldi doğrusu. Önce yerel basında birilerine yazdırdı, kesmedi, bizzat kendisi gazete çıkararak, HES’e bir nedenle karşı olan herkesi “Ulupınar’ın adamı” olmakla suçlayıp, kavram kargaşası yarattı.

 

Tüm bunları yaparken de Çaydeğirmeni’nin AKP’li Belediye Başkanı Satılmış Gebeş hep yanlarında oldu. HES’in bir nevi hamisi konumunda olan Gebeş, bulduğu her fırsatta kendilerine açık destek vererek önlerini açtı. Aralarındaki ilişki o kadar ileriye gitti ki, şirketin çıkardığı ve binlercesi bedava dağıtılan “Yeşil Doğa” adlı mevkutede, “Gebeş’e milletvekilliği çok yakışıyor” başlıklı yazılar kaleme alındı, icraatları övüle övüle bitirilemedi. AKP içindeki denge oyunlarına da aktif bir şekilde katılan Reis Enerji, tüm gücüyle Ulupınar’ı saf dışı etmeye çalıştı.  Önce sıralamada üçüncü sıraya düşürüp, sonra da seçilmesini engelleyerek, bana sorarsanız, başardı da… İşte Gebeş’in boğazına sarılan bu öfkenin sonucuydu. Her ne kadar Uçar aksini iddia etse de bal gibi rant kavgasının ürünüydü de…

 

BELEDİYE BAŞKANLARI İSTERSE ENGELLER

İster hidroelektrik, ister termik olsun santraller her yerde başa bela… Enerji sektörünün yarattığı büyük rant nedeniyle,  şirketler siyasetin de önemli aktörleri olarak çıkıyor ortaya… Çatalağzı, Muslu bölgesinde yaşananların da Çaydeğirmeni’nde yaşananlardan pek farkı yok… Üçüncü santral kurma çalışmalarında epey bir yol kat eden Eren Enerji, dördüncü santral için de düğmeye bastı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denen insan ve doğa düşmanı bakanlık, baştan reddetmesi gereken bu projeyi de tartışmaya açtı. Öte yandan Elsan’ın aynı bölgedeki yeni santral başvurusu da bakanlıktan onay aldı… Emin olun bu şirketler en büyük desteği yerel yönetimlerden alıyor. Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman bugüne değin Eren’e her türlü desteği verdi ve onlarla işbirliği yapmakta hiçbir beis görmedi örneğin. Bunda olaylara tümüyle duyarsız kalan CHP yönetimi ile il, ilçe örgütlerinin payı çoktu elbette…

 

Eren’le al takke ver külah bir ilişki içinde olan Adıyaman derin suskunluğunu korurken Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün nihayet sesini yükseltti rezalete… Projeye sonuna kadar karşı çıkacağını açıkladı. Bir belediye başkanı isterse emin olun tüm doğa düşmanı projeyi engeller… Halkı kucaklama potansiyelleri çok fazla olduğu için ciddi bir direniş örgütleyebilirler en başta… Ellerindeki yetkileri kullanıp, projeye her türlü zorluğu çıkararak caydırıcı olabilirler daha sonra. İşletme aşamasında sıkı denetim uygulayarak, üretimi durdurmaya kadar uzanan sonuçlar elde edebilirler… Bunun için güçlü bir kamuoyu desteği ve sağlam bir örgüt kadar, kararlı bir duruşa ihtiyaçları var… Bizimkilerdeyse hiçbiri yok ne yazık ki…