Bizimle resmen dalga geçiyor
                                                                                                                                               Ahmet Öztürk

 

Hiç samimiyetim olmasa da AKP İl Başkanı Zeki Tosun’u çok uzun zamandır tanırım… Babasının sahip olduğu “İhsan Mobilya” bizim mahallenin çarşı ile irtibatını sağlayan Ali Barlı Apartmanı’nın zemin katındaydı… Sonra adı “Teleset” oldu… Epey bir zaman sonra da, Kadırga’daki yerine taşındı… Ali Barlı mahallenin gizli geçidiydi adeta… Kot farkı nedeniyle ikinci katın mahalleye açılan kapısından girer bir solukta kentin en ortalık yerine iniverirdik… Sokağa çıkmanın yasaklandığı zamanlarda da orayı kullanır, çıkış kapısına dikilip, tam karşısındaki vilayet konağında olan biteni anlamaya çalışırdık…

 Tosun, vakti geldi AKP İl Başkanı olarak kentin muktedirleri arasına girdi… Her konuda fikri sorulan bir isimdi artık… Karakum’da “kent suçu” olarak yükselen camiyle ilgili sorulanı, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bütün illerde, bu tip camiler yapılıyor. Artık buna ilgili ihtiyaç var mıydı, yok muydu diye tartışmaya gerek yok.  İhtiyaç var, cenaze olduğunda Acılık’ta sıkıntı yaşıyoruz. Bunu bir tek camii olarak düşünmeyin, altında kütüphaneleri olan, insanların gelip oturabileceği kütüphanesinden faydalanacağı bir kültür merkezi şeklinde, güzel bir camii olacak” şeklinde yanıtladı…

ACILIK’TA SÖYLENEN YALAN KARAKUM’DA DA SÖYLENİYOR

O vakitler kentsel sorunlara ilgi duyuyor, tartışmaları takip ediyor muydu bilmiyorum… Acılık camii yapılırken de aynı yalan söylendi kente… Projesi açıklandığında “O bölgede bu kadar büyük camiye gerek yok” itirazlarını, zamanın muktedirleri, tıpkı Zeki Tosun gibi, “Ulu Cami artık ihtiyaca cevap veremiyor… Cenaze namazlarında, hacı uğurlamalarında sorun yaşanıyor, trafik sıkışıyor… Zonguldak’ta altında otopark, içinde konferans salonu, kütüphane olan cami yok ayrıca… Bu ihtiyaçları giderecek, kente değer katan bir eser yapılacak” janjanlı sözleriyle bastırıldı…

Söylenenlerde bir parça da olsa gerçek payı olduğunu düşünenler en azından sessiz kaldı sürece… Zaman geçti, cami inşaatı başladı… Bittiğinde, zeminde otopark denen yerle hemen üstündeki “sözde kütüphane” bir yapı markete kiraya verildi, hiç vakit kaybetmeden hem de… Kubbesi altında ibadetten başka bir şey yapılmaması gereken bir mabet, allem kallem bir cambazlıkla tecime açıldı yani… Özeti şu ki: Herkesin gözü önünde, yalan üzerinde bir dinsel yapı yükseldi Zonguldak’ta… Şimdi de Zeki Tosun, aynı çikleti Karakum’daki “Protokol Cami” için çiğniyor…

 KENDİ TORUNLARI HESAP SORACAK

Karakum’daki cami işi nereden baksanız bir rezalete karşılık geliyor ayrıca… Bir ihtiyacın değil, muktedirlerin dayatmasının sonucu yapımına başlanması başlı başına bir sorun en başta… Yer seçiminden, ardındaki niyete kadar her şey sonuna kadar yanlış… Yeri seçip, “Buraya yapılsın” talimatını veren şahsın kimliği ise tam bir skandala karşılık geliyor… Adında “çevre” ve “şehircilik” olan bir bakanın, imarı ülkenin en kötü, çevre sorunları devasa boyuta, yaşam kalitesi yerlerde sürünen bir kentte, acilen yapılması gereken yüzlerce iş varken, temelini atmaya gelmesi de hepsinin üstüne tüy dikiyor…

Tüm bunlar ortadayken “Zonguldak’ın bu camiye ihtiyacı var” diyen Zeki Tosun, resmen dalga geçiyor bizle… Kentin değil ama kendilerinin şiddetle ihtiyacı var, din ticareti iyi oy getiriyor çünkü… Artık biliyoruz ki, iktidarda kalabilmek için yapmayacakları iş yok bunların… Doğanın geri döndürülemez şekilde tahrip edilmesinin, kentle deniz arasına koskocaman bir yapı sokulup, siluetinin bozulmasının hiçbir önemi yok gözlerinde… Yazıyorum: Biz yapamayacağız belki, ama bu aziz kenti tarumar eden Tosun paşalardan kendi torunları hesap soracak… Dedelerinden utanarak söz edecek ayrıca…