Defalarca yazdım, yine yazacağım: Ülkenin tüm değerlerine düşman, varlıklarını yok etmeye yeminli bir kadro iş başında… Bakanından genel müdürüne, il müdüründen sıradan bürokratına her kademedeki zevat her türlü değerimizi “Nasıl peşkeş çekeriz” diye teyakkuz halinde adeta… Para hırsından gözü dönmüş şirketlerle kol kola giren güruh, “istihdam yaratacağız, gençlere iş vereceğiz” diyerek, üzerine titrediğimiz ne kadar doğal, kültürel varlık varsa tahrip etmek için proje üstüne proje geliştiriyor… Son yıllarda, böyle bir vicdansızlık duymadığımız nerdeyse bir gün bile geçmiyor…
 
Yeşile düşman, beton dostu bu güruh gözüne kestirdiği her yeri yıkıp kesiyor, betonlayıp kurutuyor… İnanmayan gitsin yıllar önce görenin soluğunu kesen Trabzon’daki Uzungöl’e baksın... AKP elebaşları turizme açarak yöreyi kalkındıracağını, insanına iş, aş sağlayacağını vaat ederek el attı doğa mucizesi yere… Doğa gönüllülerinin, ekolojistlerin, o civarda yaşayan duyarlı insanların karşı çıkışlarına aldırmadan gözü kara şekilde de akıl dışı projeyi hayata geçirdi… Sonuçta göl değil etrafı betonla çevrelenmiş bir havuz kaldı geriye… Çevresindeki yeşilliklerse parası olanın aldığı villalarla kaplandı…
 
 
Ülkenin her yerinde doğa düşmanı kirli yatırımlarla mücadele eden “Ekoloji Birliği” bir harita oluşturmuş… “Anadolu talan ediliyor” başlığıyla yayımlanan haritaya bakınca içinde dağlar yıkılıyor insanın… Paragözlerin hedefinde olmayan bir tane şehir, talana açılmamış bir karış yer yok ne yazık ki… Herkesin can derdiyle evlerine kapandığı pandemi günleri açgözlü şirketlerle işbirlikçisi bürokratlar için fırsat günlerine dönmüş… Artvin’den Diyarbakır’a, Muğla’dan Çanakkale’ye, Samsun’dan Mersin’e her yerde doğa düşmanı projelere hız verilerek, virüsten ganimet çıkarılmış…
 
Balık baştan kokuyor, AKP elebaşları da boş durmuyor çünkü… Yeni sisteme uyumunu sağlıyoruz diye, diğerleri gibi çevre mevzuatında da değişikliğe gidilerek şirketlerin doğayı daha rahat talan etmesinin önü açılıyor... Nitelikli doğal koruma alanları, sürdürülebilir koruma ve kullanım alanları ile anıt ağaçların tanımları değiştirilerek, entegre tesislerle maden işletmelerine buralarda çalışma kolaylığı getiriliyor… Ekoloji Birliği yapılan bu değişiklerle zaten işgal altında olan ormanların yanı sıra korunan alanların da madencilerin, sanayicilerin, yatırımcıların talanına açıldığını söylüyor…
 
BU DÜNYA HEPİMİZE YETER
Yaptığı açıklamada, “Korunması gereken endemik türlerimiz, biyoçeşitliliğimiz, yaban hayatımız yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları ve sulak alanlar, doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgeleri bizim hazinelerimizdir, mutlak korunması gerekir. Korona virüsünden ders almayan iktidar, kullanılması değil korunması gereken bu önemli alanları daha fazla talana açarak yeni salgınlara davetiye mi çıkarıyor? İktidarı söz konusu yönetmeliği bir an önce iptal etmeye çağırıyoruz” diyen Ekoloji Birliğinin sesine kulak verilmelidir…
 
Bırakınız ekolojist olmayı, bir parça vicdanı olan hiç kimsenin içine sindiremeyeceği ve yapıldığı yerin halkına zorla dayatılan akıl dışı projeler derhal durdurulmalıdır… Salda örneği ortadır… Ülkemizin varlıklarını koruyup kaynaklarını doğru bir şekilde kullanabilmek için doğayı tahrip eden, yağmalamayan açgözlülüğe son verilmelidir artık... Bilinmelidir ki, daha çok kâr ve bitmek bilmeyen para hırsıyla yapılan her türlü sömürüyü insanlığın da, doğanın da kaldıracak kapasitesi tükenmiştir… Ekolojik dengeyi koruyan doğru planlama ile bu dünyanın hepimize yeteceği kazınmalıdır artık beyinlere…