Memlekette köşe başlarından, kahvehane köşesine kadar her yerde  “siyaset” konuşulurken…

Kurşun gibi iki kara haberle mıhlandık alnımızın ortasından!

Biz yeni bir sabaha yeni umutlarla uyanırken…

Onlar 60 lira gündelik için pisipisine öldüler…

Devlet baba, “Ben o ocağı 15 gün önce mühürlemiştim” diyip sıyrıldı işin içinden…

Milletin vekilleri ise taziye mesajlarıyla geçiştirdi kaybolup giden hayatları…

Hangi birimiz anlayabiliriz Azmi Kara’nın küçük oğlu Erdal’ın yüreğinde kopan fırtınayı…

Ya da “çocuklarım gülsün” diye ölen babasına ağıt yakan hemşirelik bölümü öğrencisi kızı Gamze’nin suçluluk psikolojisini…

Kaçak ocakta karbonmonoksitten ölen 3 madenciye mezar olan ocağın siyah beyaz fotoğrafları bile çaresizliği anlatmaya yetiyor aslında…

Madenciye ölümü hak görüp “kader” diyecek kadar işi basitleştiren bir başbakanın yönettiği ülkede, neyi tartışıyorsak…

Kaçak ocakları destekleyip “insanlar açlıktan mı ölsün?” diyecek kadar olaylara sığ bakan angut gazetecilerin aslında kaçak ocaklardan beslenen maden saha sahiplerine yaranmak için bu satırları yazdığını bilmeyen mi var?

Hem o mantıkla bakacak olursak…

Ben açlıktan ölen görmedim ama…

Grizudan, göçükten, metandan öleni çok gördüm!

Biz ne dersek diyelim…

Ateş düştüğü yeri yakıyor…

Daha kaç kişinin ölmesi gerekir insanların insanca çalışabileceği bir işi, ekmeği olması için…

Hükümet ne zaman Zonguldak’ta gerçekten istihdam sorununu çözecek projeler üretirse…

İşte o zaman bu ölümler en aza iner…

Devlet, vatandaşının en temel hakkı olan ve Anasaya ile teminat altına alınan “yaşam hakkı”nı Zonguldak’ta gasp etmiştir…

İnsanları karanlık dehlizlerde, hiçbir sosyal güvence ve iş güvenliği olmaksızın çalışmaya mahkum etmek devlet eliyle cinayettir…

Bunun hukuktaki karşılığı…

Taammüden adam öldürmeye tam teşebbüstür!

Aksini söyleyen varsa…

Hemen yarından tezi yok onların çocuklarını, babalarını, ağabeylerini köpek bağlasan durmayacak o ocaklara bir sokalım…

24 saat içinde Zonguldak’ta kaçak ocak sorunu çözülüyor mu, çözülmüyor mu hep birlikte görürüz…

Mutlu bir azınlığın ekonomisi bozulacak diye, günahsız insanlar ölecekse biz bu kahrolası köle düzeni bitene kadar “günah keçisi” olmaya razıyız…

                                                                     ***

Dün Devrek’te demokrasi adına güzel bir önseçim yapıldı…

Beklenenin aksine Songül Malkoç rahat bir seçim kazandı…

CHP Genel Merkezi bundan sonra mızıkçılık yapıp “Adayımızı tombalayla belirleyeceğiz” demezse CHP Devrek’te seçime Malkoç’la gireceğe benziyor…

Sayın Malkoç kendisini tehdit eden gazetelere karşı daha dik bir duruş sergiler ve bu seçimi şantajcı gazetelerle değil halkla kazanabileceğini fark edebilirse bana göre AKP’den bir adım önde…

Çünkü seçimlere daha 3,5 ay var…

Sayın Malkoç’un parası o arkadaşları doyurmaya yetmez!