Deprem gerçeği can yakmaya devam ediyor.

Tabiat afetlerine akıl yoluyla çare bulmak mümkünken, bu kadar yıkım, bu kadar acı, sınavımız, kaderimiz olmamalı.

İhmâlkâr ve sorumsuzların yetki sahibi olmasına menfaatçiliğimiz, bilgisizliğimiz sebep olmuyor mu? Okunan selâlara amin diyerek içimizdeki suçlu sesten kaçma kolaylığında değil miyiz.

Felaketin yarasını sarmak isterken yanlış üstüne yanlış yapılıyor; tek elden çıkacak kararları beklemek, çözümün çabukluğunu ve doğruluğunu kaybettiriyor çünkü.

Nereye baksak yüzler asık, neye tutunsak elimizde kalıyor. Bilim ve ilmi sekteye uğratılan ülkeler sömürülmekten kurtulamıyor maalesef. Görmüyor,  duymuyor muyuz.

Bu gidişle buna biz de mi dahil olacağız. Belki de olduk; haberimiz yok!

Aklı veren Allah, bilimi bulan aklı iyi kullanmadığımız için af etsin bizi.

Çok geç olmadan bir oluruz, diri oluruz inşallah.