Yanık kokusu acıdır, burun deliklerinden girer ve nefes alarak yaşamını sürdüren canlıların genzinde acı bir tat bırakarak, ciğerlerine kadar işler.
Ciğer de önemli bir organdır doğrusu, o yüzden ciğerin beş paralık olanı makbul sayılmaz.
Değerinden kaybeden ciğerin yerine sağlam bir ciğer bulsan bile nakli zordur. Adam seçer (!)uyum sağlayamadığında ötesini düşünmek bile istemezsiniz.
Buralar, bu aralar tütüyor malum olduğu üzere çünkü ateş yakmaya meraklı olanlar kıvılcımı üflüyor, rüzgârı da arkasına alan ateşin gözü dönüyor. Sonra da yanan yandığıyla tüten de tüttüğüyle kalıyor.
Rüzgârı baştan çıkartan akıl, bir gün tersten esebilme olasılığını da ıskalıyor!
Sırayla bu işler, bu gün bana, yarın sana… Güvenmek insanoğlunun fıtratında var amma…
Ciğerini beş paralık edecek kadar da değil…

ÇALIŞAN GAZETİCİLER GÜNÜ
10 OCAK Çalışan Gazeteciler Gününde “Kalemlerinizi Zonguldak’ın menfaatine olabilecek konularla meşgul edin. Yoksa kendinize yazık edersiniz. Kalemlerinizi kırarlar" sözü ile damga vuran Vekilimizin de buyurduğu gibi herkes işini iyi yapmalı, yapmak zorunda; çünkü gazetecilik kadar milletvekilliği, milletvekilliği kadar da gazetecilik çok önemli, çok kıymetli, neticede her ikisi de birbirine bağlı, bağımlı.
Vekillerimizin Zonguldak’ımızın menfaati için çalışmalarını kayda değer başarılarını da gazeteci arkadaşlarımızın kamuoyuna duyurması hepimizin istediği, beklediği, önemsediği bir döngü.
İster seçilmiş, ister atanmış olsun, ister sade vatandaş, hepimizin menfaatine olan ve kutsal kitabın ilk emri olan “oku” emri için bile öncesinde yazmak gerekiyor.
Kayda değer yazabilmek için kayda değer işlerin yapılması yani canı gönülden çalışılmak gerekmekte. Bahanelerin arkasından doğan güneşin feri de olmuyor zira. Bu vesileyle emeğin alın terinin ekmeğini yiyebilenlere selam olsun.

CHP VE SEÇİM
Zonguldak da Merkez İlçe seçimi için yola koyulan CHP de Aday olduklarını açıklayan partililerin birbirlerine duydukları öfke elbette gözden kaçmıyor. Dil yakan söylemlerin ardı arkası kesilmiyor.
Partiye gönül verenlerin bu kavgalardan ve bu egodan kurtulamayanlar yüzünden iyice nevri döndü.
Kendinden ve kendi destekçilerinden başkasına tahammül edememek, kişiler üzerinden partiye hanidir zarar veriyor olduğunun farkında olamamak olur şey değil.
Bencilik olgusu, bencillik duygusunu doğuruyor demek ki. Kazananı olmayan bir döngünün içinde savruluyor olmak ve adayların, “Bu yıkıntıyı, döküntüyü sadece ben toparlayabilirim” gibi söylemlerle durumun vahametine dikkat çekmeleri de manidar doğrusu.
Seçim öncesinde ve sonrasında küsenler, gidenler ve kalanlarla bu mecrada mücadele etmek daha şimdiden zor görünüyor.
 Çok seslilik, çok karışıklık olarak yansıyor ve söylemler incitici, adaylar ise vasat kalıyor.
Bu parti için kıyasıya bir yarış değil, yapıcı bir seçim olmalı düşüncesiyle adayların ve aday taraftarının sorumlu oldukları ideolojiye yakışır bir tutum sergilemelerini bekliyoruz.