Hem mimari tasarım, hem de jeolojik oluşumlar konusunda aklına çok güvendiğim kent dışından bir grup arkadaşımın Güzelcehisar’a gideceğini öğrenince, beni de almalarını rica ettim yanlarına… Hep bu meselelerin konuşulduğu öğretici bir yolculukla ulaştığımız koyda, dehşete kapıldık hepimiz de… Gazete haberlerinden rezaletin boyutu hakkında fikir edinmiştik ama bir de çıplak gözle görünce içimiz bir başka acıdı… Daha önce, “Deli olsa yapmaz” diye yazdığım için şimdi daha ağır bir cümle kuramıyorum… Zorlasam ucunun sövgüye varacağından korkuyorum çünkü…

 

Her biri alanında uzman arkadaşlarımın ortak görüşü, “Yapılanın izahı mümkün değil” şeklinde oldu… Ülkenin en önemli ekoparklarından biri olabilecek Güzelcehisar, telafisi mümkün olmayacak şekilde tahrip ediliyordu… Koruma kullanma dengesini gözeten son derece basit düzenlemelerle, aynı iş, çok daha ucuza yapılabilirdi onlara göre… Lav sütunlarının olağanüstü güzellikteki doğayla bütünleşik olması, kimi oluşumların yalnızca denizden izlenebilmesi, gönül çelen güzellikteki sahili, ülkenin, aynı nitelikteki diğer alanlarından çok daha öne çıkarıyordu Güzelcehisar’ı... Yapılan tek kelimeyle yazıktı…

 

HAK SAHİPLERİNİ HAKEMLER DEĞİL SİYASETÇİLER BELİRLEDİ

Biliyorsunuz Güzelcehisar projesi Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) kredisiyle yapılıyor. BAKKA 2016 yılında, “Küçük ve Orta Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı” ilan etti… Toplam 7 milyon liralık bütçe, üst limiti 1 milyon lira olacak şekilde sunulan projeler arasında dağıtılacaktı… Projeleri bağımsız hakemler değerlendirecek, yalnız kriterlere uygun olanlara destek verilecekti… Ancak kazın ayağı hiç de öyle olmadı… Siyaset bastırdı, bürokrasinin ağır topları devreye girdi, hakem değerlendirmeleri lafta bırakılarak hangi projelerin destekleneceği onlar tarafından belirlendi…

 

Daha dosyaların teslim tarihi gelmeden, zamanın Zonguldak Valisi Ali Kaban’ın yapımına çok önem verdiği Karakum’daki Manolya Park’ın bu destekle yapılacağı ilan edildi örneğin… Zonguldak İl Özel İdaresi, proje yetkilisini, projeyi BAKKA’ya teslim ettikten bir hafta sonra bildirdi hatta… Yetkilisi bile olmayan projenin altındaki imza kime aitti sorusu da kaynadı gitti… Emir büyük yerden gelince BAKKA çalışanlarına işi yalnızca prosedürüne uygun hale getirmek kaldı… Öyle yapıldı, Zonguldak’tan 4, Bartın’dan 3 ve Karabük’ten 2 kamu projesine mali destek verildi…

 

BİN YAŞASIN TMMOB

Diğerlerini bilemem, ama izlediğim iki projede durum fecaat… Karakum’u çok yazdım, Vali Ahmet Çınar kentle deniz arasına dikilen surun bir bölümünü yıktırdı da azıcık nefes alındı orada… Güzelcehisar’sa giderek milli rezalete dönüşüyor… TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesinin raporu, yalnızca tasarımda değil, idari ve akçeli işlerde de yanlışlar olduğunu söylüyor… Henüz %30’u yapılan işin, %65’i ödenmiş örneğin… Tabiat Koruma Alanı ilan edilen koyda önce koruma amaçlı imar, sonra da yönetim planı yapılıp buna uygun proje yapılması gerekirken, her iki plan, aylar sonra onaylanmış…

 

Bitmedi, Mimarlar Odası, projenin çizim ve sunum tekniklerine de aykırı olduğunu, bu kadar önemli ve bütçeli bir işin ölçek ve detay olmadan ihale edilmesinin skandal olduğunu söylüyor aynı raporda… Fikir projesi bile olamayacak çalışmayı, mühendislik bilimine ihanet olarak gören Oda, konuyu mahkemeye taşıyarak, kamu vicdanında zaten mahkûm olan sorumluları, bir de hukuk önünde hesap vermeye zorluyor… Bin yaşasın TMMOB… Bu dostlarımız da olmasa kamunun çıkarıyla bir doğa harikası olan varlıklarımızı koruma savaşımında ne kadar yalnız kalırmışız meğer…