Siz de okumuşsunuzudur mutlaka, Devrek Çayı üzerine Çayaltı1 ve Çayaltı2 hidroelektrik santrallerini inşa eden Reis Enerji adlı şirketin yirmi
çalışanı, “İşlerine usulsüz şekilde son verildiği, maaşlarının yanı sıra ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmediği gerekçesi ile eyleme başladı. Basına yansıyan bilgilere göre HES’çi şirketin hamisi konumunda olan Çaydeğirmeni Belediye Başkanı Satılmış Gebeş ile görüşen işçiler, kendisinin hiçbir şekilde arabulucu olmaya yanaşmadığını iddia etti. Devrek Kaymakamı Yakup Güney’in çağrısıyla makama giden işçiler, bizzat kaymakamca taşkınlık yapmamaları konusunda uyarılırken, sorunun çözümü için İŞKUR, SGK gibi kurumlara müracaat etmeleri yönünde nasihat aldı.

Basına da yansıyan iddialara göre her biri 15-20 bin lira alacaklı olan işçiler, paralarının ödenmesi bir yana, aynı zamanda şirket yetkilisi olan Nevzat Bayır adlı bir şahıstan sinkaflı sözler, ağır hakaretler işittiğini söylüyor. Durumu Devrek Kaymakamı’na da aktaran işçiler, alacak davasının yanı sıra bir de hakaret davası açmaya hazırlanıyor. İşçilere hakaret ettiği iddia edilen Nevzat Bayır ise, bir yandan inşaat çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan da şirket tarafından çıkarılan ve herkese ücretsiz dağıtılan “Yeşil Doğa” adlı gazetede delibozuk bir Türkçe ile başyazılar kaleme alıyor…

CİN FİKİRLİ BAYIR

Küfür iddiasıyla gündeme gelen bu şahıs kimi uygulamalarıyla çevre sorunlarına ilgi duyan insanlarca yakından tanınıyor. Cin fikirli davranışları ulusal basına da yansıyan Bayır, HES’e karşı eylem yapan ve slogan atmaktan başka hiçbir şey yapmayan köylüler hakkında, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdükleri gerekçesiyle pek çok kez suç duyurusunda bulundu. Bununla yetinmedi, projeye Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen “ÇED gerekli değildir” raporunun iptali için Bölge İdare Mahkemesinde dava açan köylülere, mahkemeyi kazanmaları halinde, ortaya çıkacak 30 milyon liralık zararın kendilerinden tazmin edileceği yolunda noterden ihtarname çekti…

HES’çi Bayır’ın döktürdüğü inciler bunlarla da bitmedi… 20-30 köylünün, onlarca köyün ulaşımını sağlayan Bük Köprüsü altında çalışma yapan iş makinelerini, “köprüye zarar verdiği” endişesiyle durdurması üzerine, savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra, bedavaya dağıttığı gazetesine “Kendimizi savunmasını ve dövüşmesini de iyi biliriz” şeklinde tehdit kokan manşetler attı. Eylem yapan köylülerin adını, “Lokantacı Zekâi”, “Taksici Hayati”, “Muhtar Cemal” şeklinde tek tek sayan Bayır, başlarına gelebilecek olası bir felakette işlerini yapamaz duruma düşebilecekleri ikazında bulundu.

Nevzat Bayır siyaset sahnesinde de son derece hareketli bir isim olarak göze battı. Sıkı bir AKP’li olmasına karşın, işlettiği kum çakıl ocağıyla Devrek Irmağı’nın adeta kanını emen AKP Zonguldak Eski Milletvekili Özcan Ulupınar ile büyük bir rant kavgasına girdi. Bu kavgadan dolayı projesine karşı çıkan herkesi Özcan Ulupınar’ın adamı olmakla suçladı. AKP içindeki dengelere de oynayarak, iktidar partisi içindeki konumunu güçlendirmeye çalıştı. Gazetesinin her sayısında pirimuganı Tayip Erdoğan’a övgüler düzmekle kalmadı, AKP içindeki denge oyununu, her türlü desteği aldığı Çaydeğirmeni Belediye Başkanı Satılmış Gebeş’i milletvekilliğine yakıştıracak kadar ilerilere taşıdı.

EKMEK PARASI SÖYLEMİ DE ALDATMACA

Sözüm ona en çevreci projenin sahibiydi ancak en küçük bir eleştiriye bile tahammülü yoktu. Çıkardığı gazetede mafya babalarını aratmayan bir dil ve gazetecilik etiğinin evrensel tüm ilkelerini yok sayan bir yaklaşımla inciler döktürdü. Yanında çalıştırdığı işçilerini kendi köylülerine karşı kışkırtmaktan da geri durmadı. Örnek mi istiyorsunuz, buyurun: “Resimlerden de anlaşılacağı gibi çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir grup eylemi gerçekleştirmeye çalışmıştır... Bu eylemi yapanların 20 katı çalışanımız ve ailesi var. Biz isteseydik kendi güvenliğimizi alır, bu insanlara anladıkları dilden cevap verirdik. Mecbur kalırsak yapacağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın.”

Tüm eleştirilere karşın HES çalışmalarını büyük bir hızla sürdürdü. Çevrecilik iddiasının yanı sıra en çok diline doladığı şey de “ekmek parası” muhabbetiydi. Son eylem gösterdi ki, diğer tüm söylemleri gibi “Devrek insanına ekmek parası kazandırdığı” iddiası da milleti aldatmak için kullandığı bir hamasetmiş ancak… Doğa düşmanı HES’i şirin göstermek için yaptığı numaralardan biriymiş yalnızca… Suyuna toprağına sahip çıkan insanlara saldırtmak için güya hazır olda beklettiği garibanların üç kuruşluk maaşlarını da vermeyen Bay Nevzat Bayır tarih senin adını doğa düşmanı olarak yazacaktı zaten. Künyene bir de “emek düşmanı” payesi kazındı böylece… Senin için iyi bir şeydir belki ama emin ol torunların Karun kadar zenginlik bıraksan da utanç duyacak bundan…