Biz büyüdük ve kirlendi mi dünya, yoksa büyüdükçe mi kirler görünüyor.
Pamuk ipliğine bağlı zoraki sıradan insan ilişkileri!
 Taraf belirleyici ve yönlendiricilik adına zihin yoran düşünce kirliliği!
Terazisi en hassas olan şey sanıyorum ikili ilişkiler. Dengeye oturtabilmek ve o dengeyi koruyabilmek hani şu deveye atlatılan hendek var ya, ondan daha zor ve hatta imkânsız gibi geliyor bana.
 Bal gibi de biz insanlar, bildiğin denge özürlüyüz yani. Birde terazi kefesine hâkim olmaya kalkmıyor muyuz, pes diyorum!
“Çok abarttın şimdi” (mi) diyorsunuz iç sesinizle” demeyin çünkü az bile söylediğimi düşünüyorum.
İkili ve çoklu olan her şey hassas bir denge gerektiriyor, bu geçmişte de böyleydi, günümüzde de böyle, kabul etmesek de kantarın topuzunu çoğunlukla kendimize doğru eğiyoruz. Ağırlığını kendisi belirlemeye kalktığında kişi, yanılıyor haliyle.
 Bilinçsizlikle değil, tam tersine bilinçlendikçe yapıyoruz bunu. Törpülemekte aciz olduğumuz olumsuzluklarımızı tam tersine büyütüyor ve zamanla onların esiri oluyoruz.
Yani bilinçlendikçe, şeytanlaşıyor da aynı zamanda insan, hepimizin içine gizlenmiş bir şeytan var ve kimyamızı bozuyor inceden inceden ve biliyor musunuz çok fena bir şey bu.   Önceliklerimize, hırslarımıza yeniliyor, bazen de bencilliğimizin esiri oluyoruz. Aynayı kendine tutmayı beceremeyen herkes, içindeki şeytanın esiri olmuş demektir. Bu konuda ki öz eleştirinin içeriği oldukça önemli! Başarı sandığımız, başardığımızı sandığımız bize ait olmayabilir örneğin.
Şeytanı biz insanlar amacımıza ulaşmak için bir araç olarak kullanıyoruz. Sonrada karşımızda olanı aptal yerine koyup, zaferimizi ilan ediyoruz güya.
“Kompleksli insanlar ikili ilişkilerde özür oluşturur.”  Var mıdır kompleksli olmayanımız?
 Hadi itiraf edin kendinize, ilişkiler genelinde bu yolu yürümeyen, en azından denemeyen yoktur. Ancak ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor ki dehşete düşürüyor insanı.
Kim hangi şeytanla hangi yolu sizden önce yürümüş ve deneyimlemiş, bilmiyorsunuz. Bunu hesaba katmadığınızda, o üstünü örtmeye çabaladığınız foyalar çıkıyor ortaya.” Bu genel bir değerlendirme kişisel değil.”
 İlişkiler derin ve hassas mevzular, sağlamlaştırmak ise tam manasıyla imkânsız, ahkâm kesmeye lüzum yok. İşte bu yüzden ilişki denilen birliktelikler pamuk ipliğine bağlı… Gönül, ya da iş ilişkileri hiç fark etmiyor, günümüzde her ikisi de sahtekârlık gizliyor bünyesinde. Aldatmayanımız aldanmayanımız neredeyse yok denecek kadar az, kim bilir belki de yok.
Mevzunun hassasiyetine göre bir kılıf uydurma çabası daha da çirkinleştiriyor ilişkileri!
Neden ucuz yollara başvurulur ve neden birbirini incitme eğilimi gösterir insanlar, bunu anlamak ve açıklayabilmek elbette zor.
 Bencillik ve hep benim olsun şuursuzluğu niye…
Egosunu törpülediğini düşünenler bile, yanıldıklarını göremeyenler bence, içlerindeki şeytani planları bir neden üzerinden haklılaştırmaya yeltenenler onlar!
Ayrıcalıklı olmak adına hırslarına yenilip rezilleşebiliyor örneğin insan. Çirkin ilişkiler kurabiliyor örneğin. Kurduğu ilişkiler üzerinden gözdağı verme acizliğine de düşebiliyor.
 Terazinin kantarıyla oynuyor örneğin ve kendini kendi tartıyor.
 Şeffaf olabilmek zor bir erdemdir, bunun dozajı da oldukça önemlidir.
 Kişi ikili ilişkilere güvenip kendi iplerini bir başkasının eline verirse kendi olmaktan çıkar.
Bu ve bunlar gibi onlarca spot cümle var insanlığın analizini yapan.
 İlişki kurmak ve onu yönetmek değerlerinden soyunmak değil, değerlerinle koyulduğun yolda yürümektir. Şeytana teslim olmak, ağırlaştırır insanı ve zamanı, lakin değer anlamında değildir bu ağırlık, fazlaca yük taşıtır insana ve gereksiz bir hamallık yaptırır!
 Bir kere bulamışsanız ona, şeytana, her işe, her fikre karışır, bu onun en belirgin özelliğidir, suyu bulandırma konusunda şeytanın eline kimse su dökemez.
Suyun bulanıklığında körleşen gözler, ne zaman yeniden görmeye başlarsa, işte o zaman farkına varır kişi kendisinin ve çevresini, aradan geçen zaman kayıptır artık.
Bunu hiçbir insanın tam manasıyla başarabildiğini düşünmüyorum, özeleştiri yapabilmek ayrıcalığı, farkındalıkların çoğalmasıyla oluşuyor.
Elimizdeki kantarın hakkını verebilelim istiyorum, mücadele etmenin kutsiyetine saygı duyulsun. Şeytan zaten herkesin içinde var ve hazırda bekliyor, hani şu berrak suyu bulandırmak için. Bulanık su kimsenin işine yaramaz, yola yeni koyulan için de, yolun sonuna gelmiş olan içinde su berraksa şeffafsa kıymetlidir.
Dengeler çıkar ilişkileriyle şekilleniyor, ters düşüldüğü anda terazisi şaşıyor insanın. Pazarlık konusu yapılmayacak şeyler var örneğin, mahremiyetine dokunulmayacak şeylerde. Bu kişiden kişiye ve bakış açısına göre değişir elbette.
Pamuk ipliği bu, olmadık ve beklenmedik zamanda kopuveriyor işte. İlişki özürlüyüz buna tamamen inanıyorum artık.
İnanmak yetmiyor ki içimden bir ses bağırıyor çığlık çığlığa, sen de herkes gibi olacaksan, olmasan da olur diyor…