Birilerini kendimize bağımlı hale getirmek, hem de bunu sevmeye, sevilmeye sığınarak yapmak…  Kimi zaman anneler çocukları için, kimi zamanda yetişkinler eşleri için düşüyor bu kaotik duruma. Anneler çocukları adına her şeyi planlıyor, onlar adına tüm kararları alıyor, tüm ihtiyaçlarını karşılıyor ve çocuklarının hayatını kolaylaştırıyor!...
      Birileri adına her şeyi planlıyorsanız, her isteğini çabalamasına fırsat vermeden yerine getiriyorsanız,  tüm sorunlarını o düşünmeden, endişelenmeden çözümlüyorsanız, bilmelisiniz ki, tüm bunları yaptığınızda karşınızdaki insana gerçekten iyilik yapmıyorsunuz. Hatta bu kişi çocuğunuz ise, direkt zarar veriyorsunuz. Öyle ki, bir dönem sonra o insanların hayatından uzaklaşmak zorunda kaldığınızda  –çıkıp gittiğinizde demiyorum- o kişi muhtemelen kaygılanacak ve karşı karşıya kaldığı ufacık sorumluluklar dahi yük gelecektir. İçinde bulunduğu durum, çok korkunç bir hal alacaktır.
    Anne çocuk ilişkilerinde sevgi, fedakarlık, özveri tabii ki olmalı; fakat fedakarlığınız çocuğunuzun büyümesine, olgunlaşmasına, hayata hazırlanmasına engel olmamalı. Çocuğunuz okula başladıysa ve hala siz olmadan uyumuyorsa, hala onun yerine siz konuşuyorsanız, hala ‘’ O, elma sevmez teyzesi’’ tarzında cümleler kuruyorsanız, çok zor durumda kalmanıza rağmen çocuğunuzu en güvendiğiniz insanlara bile emanet edip, ondan ayrılamıyorsanız, bir yerler de gerçekten sorun var demektir. Siz olmadan da başarmayı, ayakta kalmayı,  yaşamayı öğrenmeli çocuğunuz. Ne siz gereğinden fazla yük taşıyıp yorulmalısınız, ne de çocuğunuz hayatın ne zaman ne getireceği belli değilken bu kadar korunaklı büyümeli.
     Çocuğunuz aşırı fedakarlık yapmadan da, kendinden ödün vermeden de insanların birbirlerini sevebileceğini öğrenmeli. Varlığınızdan güç alarak, kendi gücünü keşfetmeli.
       Siz sabırla bekleyin çocuğunuz ayakkabısını kendisi bağlasın, yemeğini kendisi yemeye çalışsı, bırakın çocuğunuz öğretmeniyle kendisi iletişime geçsin, canı sebze yemek istemiyorsa kendisi dile getirsin, sabredin çocuğunuz yatağını kendisi toplasın, bırakın çocuğunuz sorunlarını kendisi çözsün. En önemlisi çocuğunuz tüm bunları başarabildiğini görsün, özgüveni gelişsin, sosyal becerileri gelişsin.  Siz yalnızca, gerekli durumlarda yardım edin ve çocuğunuz da gerekli durumlarda sizden yardım isteyebileceğini bilsin…
    Siz izin verin çocuğunuz deneyimleyerek hayata hazırlansın, kozasından çıksın, çocuğunuz büyüsün. Siz en iyisi izin verin çocuğunuz kendini ifade edebilen, problem çözme yetisine sahip,  kendi ayakları üzerinde durabilen, mutlu bir birey olsun.
         Her çocuğun ailesinden güç alarak, hayata hazırlanması temennisiyle;
 
    ***
       Bizi birbirimizden ayıran gelişim özelliklerimizi kazanmamızda, ailemiz ve yakın çevremiz kadar öğretmenlerimiz de çok büyük bir role sahiptir… Bir çocuğun hayatında büyük kazanımlar sağlayabileceği gibi, büyük kayıplara da neden olabilir bir öğretmen… çok zor ama bir o kadar da özel bir meslektir öğretmenlik…
       Şimdiden, başta okul öncesi öğretmenim ve ilkokul öğretmenim olmak üzere, bende güzel izler bıraktıklarına inandığım öğretmenlerimin; bunun yanı sıra kendi eksikliklerinin de farkında olup, kendini geliştiren, çocukların tüm gelişim alanlarını ama özellikle ruhsal gelişimini önemseyen, özverili, hedefleri olan, çocukların kalbine dokunabilen, öğrencilerinde bir ömür kalıcı izler bırakacağını unutmayan tüm öğretmenlerimizin ‘’ Öğretmenler Gününü’’ kutlarım.
Sevgi ve saygılarımla;    
Sultan UNCU
sltnuncu @outlook.com
ailevecocukpsikolojisi