Zonguldak'ta kaçak ocaklar sorunu kanayan bir yara haline geldi. İşin mali, hukuki veya cezai gibi diğer yönleri bir yana; bu ocaklarda olan kazalar ciddi boyutlara ulaştı. Daha geçtiğimiz hafta üç paralık ekmek parası uğruna, üç gencimiz Kilimli'deki bir kaçak ocaktaki kazada can verdi. Yanılmıyorsam sadece son on yılda bu kazalarda 26 vatandaşımız öldü. Yaralı ve sakat kalan sayısı da cabası..
   Madencilik benim asıl mesleğim olduğu için, Türkiye Taşkömürü Kurumundaki görevlerim esnasında, kaçak ocak sorunu ile ben de ilgilendim tabii ki.. Örneğin, üretimden sorumlu genel müdür yardımcısı olduğum sırada, 1994 haziran ayında genel müdüre bu konuda bir rapor verdim.
   İşte şimdi size, rapordaki teknik ayrıntıları atlayarak bu raporu özetleyeceğim. 
  ''Kömür kaçakçılığının yoğun olduğu yerler, daha ziyade Üzülmez ve Karadon Müesseselerinin çalışma sahalarındaki damar mostralarının olduğu yerlerdir. Kaçak kömür ocakları rödövanslı sahaların dışındaki sahalarda olduğu gibi, bu sahaların içinde de olabilmektedir. Bunun nedeni, kaçak ocak sahibi ile rödövanslı saha işletmecisinin çıkarlarının çakışmasıdır. Diğer bir deyişle, kaçak ocak sahibi ürettiği kömürü yasal hale getirmek için saha işletmecisine belli bir pay vermekte; işletmeci de bu payı alarak, kömürü kendi üretmiş gibi irsaliye kesmek suretiyle, kaçak ocakçının ürettiği kömürü yasal hale getirmektedir. Görüldüğü gibi, bu olayda her iki tarafın da çıkarı vardır.
   Gerek rödövanslı sahalardaki, gerekse diğer sahalardaki kaçak ocakların faaliyetlerini önleme konusunda alınan tedbirler ve yapılan çalışmalar yetersiz kalmaktadır. Hatta bu yetersizlik giderek artmaktadır. Nitekim, kaçak ocakların sayısı yıllara göre artarken yakalanan kaçak kömür miktarı tam tersine giderek azalmaktadır.
   (Not: Burada,''kaçakçılığın önlenememesinin nedenleri'' başlıklı kısmı atlıyorum. Çünkü ''kaçakçılığın önlenmesi ile ilgili öneriler'' kısmını bu gazete yazısı için yeterli görüyorum.)
   Kaçakçılığın Önlenmesi İle İlgili Öneriler:
   1 - Denetim konusunda Kurumumuz ilgili diğer kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenmelidir. Örneğin, ormandan irtifak hakkı almadığımız sahalardan yapılan kaçakçılıkla Orman İşletmesi mücadele etmelidir. Ayrıca, kaçak iş yeri ve işçi çalıştırıldığı için Bölge Çalışma müdürlüğünün; vergi kaçırıldığı için Maliyenin; yasa dışı faaliyetler yapıldığı için polisin; ve yasa gereği kömür üretimi kârından hisse alması gereken belediyelerin de bu denetimlere iştirak etmesi gerekir.
   Bu nedenle, kaçak kömürle mücadeleyi organize ve koordine etmek üzere, Vali başkanlığında yukarıda sözü edilen tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşacak bir kurul veya komisyonun oluşturulmasında ve görevlendirilmesinde fayda vardır.
   2 - Kurumumuzun Özel Güvenlik Teşkilatında, hiyerarşik yapıdaki eksikliklerin de giderilmesi suretiyle, gerekli ıslahat yapılmalı ve bu teşkilatta disiplin ve otoriteyi sağlayıcı tedbirler alınmalıdır.
   Ayrıca, kaçak kömür takip ekiplerine eleman seçiminde titiz davranılmalı ve ekipler sık sık değiştirilmelidir. Kusurlu görülenler ekip dışı bırakılmakla kalınmamalı; haklarında caydırıcı cezai müeyyideler etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Ekiplerin dışındaki diğer güvenlik görevlileri de gerektiğinde kaçakçılık olayına müdahale edebilmelidir.
   3 - Yakalanan kaçakçılara uygulanan yasal müeyyidelerin daha etkili ve caydırıcı olması için yasal düzenlemeler yapılması konusunda gerekli girişimlerde bulunulmalıdır. Bu konuda orman suçlarına uygulanan cezai müeyyideler örnek olarak alınabilir.
   4 - Kömür satış depolarının halen bulunduğu yerler son derece sakıncalıdır. Kaçak kömür ocakları ile adeta iç içe bulunmakta ve kaçak kömür üreticilerine hizmet etmektedir. Bu nedenle, bu depoların kaçak kömür üretilen bölgelerin uzağında ve merkezi yerlerde konuşlandırılması gerekir. Ayrıca, depo ruhsatlarının yeniden gözden geçirilmesinde fayda vardır.
   5 - Rödövanslı sahalardan kömür sevkıyatı ile ilgili uygulanan prosedür ve yapılan işlemler suistimali önleyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
   Bunun için: 
   a) Rödövanslı sahalarda üretilen kömürü kantar fişi ve sevk fişi ile birlikte nakletmek gerekir. Sevkıyatın denetimi için kantarlarda sadece ilgili rödövanscı firmaların kömürleri tartılmalı ve kantar fişine sevk fişinin numarası, sevk fişine ise kantar fişinin numarası ile tartılan tonaj yazılmalı ve iki fiş bir arada olmalıdır.
   b) Rödövanslı sahalarda, sahaların işletmecilere teslim ve terkinden sonra, buralardan sözleşme hükümlerine aykırı olarak kaçak bir şekilde kömür çıkartılması veya sevk edilmesi fiilleri, işletmecinin sorumluluklarının bir parçasına muhalefet halini teşkil edeceğinden, işletmeci hakkında sözleşmenin ilgili müeyyidesinin uygulanması gerekmektedir. Bunun için, rödövanslı sahalar ve işletmeci işin ehli kişilerce periyodik olarak sık sık denetlenmelidir.
   c) Rödövanslı sahalardan çıkışlar tek kapıdan yapılmalı, sahadan çıkan kamyonların mutlaka kantara girmesi sağlanmalıdır. Bunun için, sahadan çıkan kamyonlar iyi takip edilmeli; sahadan çıkışların kayda geçmesi sağlanmalı ve sahada tutulan kayıtla kantarda tutulan kayıt karşılaştırılmalıdır.''
   Değerli okuyucular; resmi rapordan, özet de olsa, genişçe bir alıntı yapılınca bizim köşe yazısı da biraz resmileşti. Nede olsa serde bürokratlık var, artık kusura bakmayın!
   Bu rapor her ne kadar 24 yıl önce yazılmış olsa da, şu an da kaçak kömür ve kömür ocakları konusunda değişen bir şey olduğunu sanmıyorum. Hatta daha da kötüye gittiğinden korkuyorum.
   Kaçak kömür ocakları önlenebilir mi; evet önlenebilir! Bunun için tabii ki öncelikle benim yukarıdaki raporumun dikkate alınması gerekir. Ama benim yukarıda resmi raporuma yazamadığım bir husus var ki çok önemlidir.
   O da şudur: Zonguldak'ta işsizlik had safhadadır. Bir çok insan günlük ekmek parası peşindedir. Ekmeğini kazanabilmek için, madencilik gibi dünyanın en zor mesleğini yapmak, üstelik kaçak ocak gibi güvenliksiz ocaklarda çalışmak zorunda kalmaktadır. Eğer bu durum olmasaydı kaçak ocak sahipleri çalıştıracak işçi bulamazdı ve kaçak ocak diye de bir şey kalmazdı.
   Şu bilimsel realite unutulmasın: Merdiven şeklindeki ''insan ihtiyaçları skalası''ndaki birinci basamak ''açlık duygusunun giderilmesi''dir. Bu skalaya göre bir basamaktaki ihtiyaç giderilmedikçe bir üst basamağa geçilemiyor. Bu skalada ikinci basamak ise; ''kendini güvenlik altına almak''tır!
   Bu demektir ki; aç insan karnını doyuramadığı sürece güvenliği falan düşünemez. Yani her türlü riski göze alabilir!
   Kısacası demem şu ki; Zonguldak'taki akut ve kronik işsizlik giderilemediği takdirde; kaçak ocak trajedisi devam edecektir!
   Bunun vebalini de bu kenti bu duruma getirenler çekecektir!

   Nokta!