‘Maden Müzesi ve Ayıp’ başlıklı yazımda(4 Ocak 2015) “Çaydamar Ocağı müze olsaydı, dünya da belki tek olmayacaktı (İngiltere ve Fransa da ziyaretçiler 140- 450 metre kuyulara kafeslerle iniyor). Ancak: Ülke de sanayileşmenin öncüsü ve madenciliğin simgesi olmuş yer altı madenciliğini, bir endüstriyel miras olarak koruyup, gelecek kuşaklara anlatmak daha kolay olacaktı” demiştim.
 Buna rağmen, 2006’da Maliye Bakanlığı tarafından, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne tahsis edilmesinin üzerinden dört yıl geçtikten sonra, 2010’da inşaatına ancak başlanan, Baştarla’ da ki Maden Müzesinin yapılmasını destekledim... Ne hikmetse, 2006’dan bu yana 17 milyon lira harcanmasına rağmen bitirilip, açılışı yapılamadı Maden Müzesi’nin.
Müzeler; geçmişin tanıklığıyla çevre ve günümüzü daha iyi anlamaya yarayan kültür kurumları olduğu için; ‘müze’ deyince (açık- kapalı fark etmez) gittiğim yerlerde(yurt içi - dışı) mutlaka gezmek için fırsat yaratırım.
Konu Müze ya da Kent Müzesi olunca, Zonguldak Belediyesi’nde ki toplantıya severek gittim. Ancak, sükut-u hayal’e uğradım.
Anladığım kadarıyla, ‘Festival’ ile ‘Panayır’ın karıştırılması gibi; ‘Müze’ ile ‘sergi salonu’ karıştırılıyor. Mesele, ‘desinler’ diye bir faaliyet raporu ve ya reklâm kataloğu’na sayfa; karamsar tablo’yu silmek için ‘folklor’ elbisesi giydirilmiş kızlarla resim çektirmekse, eyvallah
Ancak; Kent Müzesi’ni bu kadar basit, gayr-ı ciddi anlatamazsınız.
Ciddi olarak bir mekân ve bir bütçesi olması gerekir.
Diyelim ki, yer (BKM)Belediye Konservatuar Müdürlük binası. Tamam, ancak bu haliyle değil. 1932 de yapılmış bu bina, maalesef tescilli değil. Dış cephesindeki tarak sıva İsmail Eşref dönemi bozulup kaplama yapıldığı için, tescil müracaatı ret edilmiş.
Efendim, ‘tescili engelleyip, satışı kolaylaştırmak için yapıldı’ filan demiyorum.
Ama, her an satılabilir. Meselâ, İller Bankası gelirlerinde kesinti % 75 oldu ya? ‘Belediye maaşları ve müteahhit alacaklarını ödeyemedi’ diyelim. Alacaklılardan biri (taşeron veya Müteahhit)  BKM’ ye icra koydu. Belediye Başkanı Akdemir ‘biz başkaları gibi mal satmayız’ diyor ya? Bağıra bağıra gider BKM.
Başkan Akdemir, ‘BKM tarihi bina’ diyor. Bina tescillenirse ‘tarihi’ olur. Sayın Akdemir, isterseniz Belediye Meclis Üyeleriniz Altan Sezgin ve Lale Karakulak’a sorun.
Diyorum ki, tarak sıva yerine yapılan kaplamayı kaldırın, yüzeyi eski haline getirin ve binayı tescilleyip ‘müze yapma’ kararı alın. Hayal satmayın.
Mutlaka, şehrin taşınır / taşınmaz varlıklarına/değerlerine sahip mi çıkmak istiyorsunuz?
Liman içindeki şarjömen yapı’yı eski haline getirin.
Hani, Zonguldak’ta Başbakan’a sunamayıp, Ankara da, Milletvekillerine sunduğunuz, ‘Zonguldak Raporu’nda ‘Endüstriyel Varlıklarımız’ sayfasında kullandığınız Şarjömen yapı…
Belediye’nin yan kuruluşu’ dediğiniz ‘Kent Konseyi’nde iken (2009), Zamanın Valisi Erdal Ata ve sonraki Valilere rapor’unu sunduğum Şarjömen Yapı…
Yapacağınız basit. Şarjömen Yapı için rotasyon projesi çizdireceksiniz. Vilayet Belediye yeri için Belediye’den; Hazine yeri için hazineden tahsis isteyecek. TTK’ da müdahil olacak. Ve sizin aidatlarını ödemediğiniz KUDEP(Koruma Uygulama Denetleme Kurulu) bütçesinden bu tarihi yapı eski haline getirilecek.
Efendim, Kent Müzesi Karabük – Bartın’ı kapsamayacak(mış). Zonguldak’ın İlçelerini de kapsamayacak. Merkez İlçe Müzesi olacak. Anlamadığım şey; Resim çektirdiğiniz folklorcu kızlarımızın üzerindeki kıyafetler, hangi yörenin kıyafetleriydi? On Temmuz Mahallesi’nin mi, Çaydamar Mahallesi’nin mi?
Tartışılan bir konu da ‘Kent Müzesi’ne hangi yıl’a kadar(1970 - 80) hatıralar kabul edilecek?
Çok ilginç! Kız Meslek Lisesi, Kültür Müdürlüğü Sergi Salonunda ‘Zonguldak’ta Fransız İzleri’ konulu fotoğraf ve metinlerden oluşan bir sergi düzenledi. Bence, Zonguldak Belediyesi, Müze’den önce bu resim ve metinleri ‘kitap’ haline getirmeli.
Varsayalım ki, bu sergi materyalleri 2017’de ‘kitap’ oldu. 2017’de oldu diye müzeye koymayacak mısınız? Zonguldak’ın neresinde ‘Fransız izi’ yok?
Efendim, ‘Kurum ve Kuruluşlar, ellerindekileri tarihi değerleri verse müze dolar’mış…
Bilindiği gibi: Maden Müzesi yapım aşamasında iken, bir yandan da materyal araştırma - toplama işlemi sürdü. Önemine binaen naklediyorum. Kozlu /Kılıç İlköğretim Okulu bahçesindeki ‘ocak kuyu maketi’ istendi okul yetkililerinden. Ne hikmetse ortadan kayboldu. Sonradan başka taraftan tedarik edildi ocak kuyu maketi.
Koskoca GMİS (Genel Maden İşçileri Sendikası) Maden Müzesi’ne ne bağışladı biliyor musunuz? 3-5 adet kitap. Aralarında Ömer Karahasan’ın ‘Türkiye Sendikacılık Hareketi İçinde Zonguldak Maden İşçileri Sendikası” adlı ‘tarihi’ kitap var mı bilmiyorum. Bildiğim; o kitaptan sendika da iki tane yok. Üniversite bile ‘Osmanlı’dan Cumhuriyet’e belgelerle Zonguldak’ isimli kitabın 2. baskısını yaptırdı. İnşallah Sendika da Karahasan’ın kitabını bastırır.
Peki, Özel Kömür İşletmeleri’nin Maden Müzesi’ne katkısı oldu mu? Zamanın Valisi, mektup yazıp, ellerindeki malzemeleri müze’ye bağışlamasını istedi. Maalesef cevap yok.
Hiç mi duyarlı olan çıkmadı. Var elbette. Maden Mühendisleri Odası… Ellerindeki Piyano dışında, salonlarında teşhir ettikleri materyalleri bağış ettiler. Bu vesile ile teşekkür ederim.
SONUÇ:
Sayın Akdemir, ‘Beceriksiz değilim’ demek için, müze işine soyunmanız gerekmiyor.
Siz, asli görevlerinizi yerine getirin.Kent meydanı, kent parkı yaptırın Zonguldak ‘Kaçak yapı Başkenti’ oldu. İncivez de insanların kaldırımda yürüme hakları, sizin görev yetki alanınız içinde gasp ediliyor. Cadde-sokaklar seyyarların hâkimiyetinde… Bazı esnaflar, kaldırımları değil, yolu dükkânına katmış. Bu gün insanlar değil, zabıta giremiyor. Yarın, yangın çıksa İtfaiye giremeyecek.
Başkalarından bir şey beklemek yerine, siz önce üzerinize düşeni yapın. İrade beyanı ortaya koyun. Yine de ‘folklorcü kızlarla’,Seçim Kataloğu’ resimleri çektirin de…
Kent Müzesi’ ile ‘Sergi Salonu’nu karıştırmayın.