(80 s.)
                TİLKİ OSMAN
                        (80 s.)
                 SALİH KOÇ

     Bu iki kitap yaklaşık bir ay önce geldi bana. İçeriklere yabancı değildim. Yazarın tüm kitaplarını, tek tek de olsa, diğer ürettiklerini okumuştum.

     Kitapları elime aldığımda kapak resimlerine dalıp gittim. Kitap adlarıyla resimler ne de uyumluydu öyle! Aynı okulda ( Kastamonu Göl İlköğretmen Okulu) okuduğumuz Ressam Mehmet Aytaç, kitapların kapaklarını açmamı geciktirdi. Resimlerle iştahım açıldı. Güzel duyusal tatlar canlandı.

     Kitapları, evimin çeşitli yerlerinde sergiledikten sonra kapakları açtım.

     Meşe Ağacının Hikayesi'nde yirmi üç yazı var. Övünmek gibi olsun, Salih Bey, benim bir yazıma da yer vermiş kitabında.

     Yazılarda masal, öykü, anı, söyleşi, anlatı türleri ustalıkla harmanlanmış. Dil ve anlatım okuyanı sarıyor.

     Yazar, ressam, okuyucu, hepsi öğretmen olunca gönül bağı da kolay kuruluyor. Köylere, kasabalara, okullara, değirmenlere, bahçelere, tarlalara, ormanlara gidiyoruz birlikte. Çocuklar, kuşlar, hayvanlar, bitkiler ve bütün insanlık en güzele koşuyoruz birlikte.

      Yaşama sevinci, doğal güzellikler, emekle, paylaşarak yemek, cıvıl cıvıl sevmek ... her şey, her şey var bu kitaplarda.

     Tilki Osman, bir uzun öykü. Yazar, bu öyküde, eski köy yaşamını, gelenekleri-görenekleri sermiş önümüze. Özellikle evlilik ve düğün alışkanlıkları çok canlı verilmiş.

     İnsan kişilikleri, betimlemeleri etkili vurgulanmıştır anlatımlarda. Tilki Osman'la ders verilmiş biz okuyuculara:
     "Kafayı kullanamazsan ömrün; elin cahilinin elindeki bir kibrit çöpünün yanması ile sönmesi arasındaki 'an' kadardır."

     Kitap böyle bitirilmiş.

     Peki kim okumalı bu kitapları?

     Bana bakmayın! Ben her kitabı okurum. Beğendiğime "Beğendim.", beğenmediğime "Beğenmedim." derim. Sizi yanıltmaktan korkarım.

     Köyünün çeşmesini, değirmenini, tarlasını, ormanını, tüm geride bıraktıklarını özleyenler bu kitaplardan hoşlanırlar. Bir de büyüklerinin yaşadıkları masalsı dünyayı merak eden çocuklar ve gençler çok zevk alırlar bu kitaplardan.

     Bu yazarlar da bir garipler doğrusu! Kendileri büyük kentlerdeyken akılları ta nerelerde, ta kimlerde. Bırak, yaşamana bak sen! Sana mı kaldı köydeki kargayı, yetimi düşünmek!

     Tabii ben de bir garibim! Aç televizyonu, dal git kardeşim! Sana mı kaldı Tilki Osman'ın dünyasına dalmak?!

     Bağışlayın, ben, güzel kitap görünce her şeyi bırakıyorum bir tarafa hâlâ. Meşe ağacının gölgesini özlüyorum ta şubattan.

     Salih Bey, bırak bizi, yazma daha! Okumadan duramıyoruz.

     Okumak yaşamaktır bize.

     Sevgilerimle...

      (Hayri Sarı)