Yazıma başlamadan evel sevgülü Çetin Sezgin’e çok teşekkür etmek isteyon. Bazaman yazılam birileni rahatsız ediya mı, bu işi yapamayon mu deyi düşünüyon. İşte öyle zamanladan birinde torunla beni çavırdı bilgisayarıy başına. Dede, Çetin Sezgin senden bahsetmiş bu yazısında dedile. Oğlum eyi bakıy, ben deyülündür o dedim. Yok dede, sey adıyı yazmış dedile. He dedin şindi, bitti bu iş, Çetin Bey yazılamı beyenmedi, tüh dedim. Okuyvay bakam dedeyize yazıyı dedim gorka gorka. Bunla başladıla. Okudukça bem kollam gabarıya tabi. En son da “ Deyve dayının deyve “ demezle mi. Ohooo, beni görceyiz. Koyde ormancı neyse, ben de evde öyle oldum. Bu vesileynen Sayın Çetin Sezgin’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyon, çok teşekkür ediyon.

  Şimdi hayal âlemimize geri dönelim. Şu örnek koy hayaline… Ne yapcay, umut fakiriy ekmevi. Önceliklen yer konusunu çözüyoz. Kokaksuyun ollada, yani gaca sınılları içinde, dere kenarında bi yer buluyoz. Burayı örnek bi Zonguldak köyü gibi yapcoz. İçinde çöşmesinden deymenine, dübevinden afedesiyiz eşek nallama yerine gada her şey olcak. Yol boyunca savlı sollu dört beş tana eski köy evi yapcoz. Bu evlen eskiden tam, sayat olarak kullanılan yelenli dükyan  yapcoz. İkinci gatlana da yatak, yorgan goycoz, otel gibi yapcoz yani.

 Mesela bi eviy altında oyuncakcı olcak. Oğra taftadan oyuncak yapılıp satılcak. Bi eviy altında koyleden gelen bal, pekmez, tana, peynir gibi şeyle satılcak. Üçüncü eviy altında taze süt, meyve zebze, yumurta satılcak. Köyüy ortasında goca bi furun olcak. Ora tezegen serme, komeç büşürüp vercey millete. Tam garşıda lokanta olcak gene koy evinden. Yimek olarak da goce çorbası,  zılbıt, malay, komeç, cizleme ekmek, baklıvı, bahallı manca dolması olcak.

 En çok da okul uşaklanı, telebeleri götürcey buray. Uşakla önce deymende un yapcakla, sonra furunda büşürcekle. Kendi oyuncaklanı kendileri yapcakla taftadan. Dübek dövcekle mesela, inekleri alaflaycakla.

Bilenle bülü emme ben yeşillikle içinde bi eviy de resmini sizlenen paylaşyon. Bi taki yazıda gorüşürüz.

Allasmaladuk.