Osmanlı eğitim sisteminin bir parçası olan “Sıbyan mektebi” tanımına ilkokulda sosyal bilgiler dersi okuyan herkes aşinadır bir parça…

Müjdemi isterim, son yıllarda iyice yazboz tahtasına çevrilen eğitim sistemi, tarihin derinliklerinde kaldığı düşünülen bu mekteplerle yeniden tanışıyor…

Cihan devleti Osmanlı’nın bir kurumunu daha bize kazandıran AKP elebaşlarına ne kadar teşekkür etsek az herhalde…

Biliyorsunuz, yüzyılın başında, eğitimden bilime, teknolojiden fenne, sağlıktan kentleşmeye kadar her alanda dünya birincisiydi Osmanlı!!!

Şu cumhuriyetçi kâfirler olmasa tüm anakaralarında at koşturan bir cihandar olarak dünyayı titretmeye devam edecekti!!!

Heyhat!  Frenk gâvuruyla işbirliği yapan küffar bir taife, Türk’ün kahhar gücünü cihana hatırlatmak için seferden sefere koşan Enver ve Talat Paşaları da tasfiye ederek kaderine el koydu ülkenin…

Sinsice harekete geçen mürtetler, önce Halife-i Müslimin, Emir-ül Mümin’i sürgüne yolladı memleketten, ardından yapılan bir dizi inkılapla kutlu günler sona erdi…

“Anadolu aydınlanması”uydurmacasıyla eğitimden yönetim biçimine, kültürden ekonomiye, alfabedenölçü aletlerine kadar her alanda inkılap yaparak, Ceddül Osman’ın izlerini silmeye çalıştı…

Ne gam? Demokrasi şehidimiz Adnan Menderes’le başlayıp Çoban Sülü, Hacı TÖ ile şahlanan asr-ı saadete geri dönüş hareketi, şimdilerde ışık hızına ulaştı…

Çok şükür ki, misafir ettiği bin bir ülke asakiriyle Anadolu’yu çiçekleyen ecdadımıza büyük katkı sunan sıbyan mekteplerine de kavuştuk sonunda…

 

YAŞANANLARDAN ÇOK KORKUYORUM

Aslında şaka kaldıracak bir durum değil ama bunca anlamsızlığın içinde olan biteni makaraya sarmaktan başka çare kalmadı artık…

Akıl sağlımızı korumanın başkaca yolu da yok zaten…

Biri üniversitede, diğeri lisede iki çocuk okutan bir babayım...

Duyarlı bir yurttaşın ötesinde, birebir yaşamıma dokunduğu için eğitim alanındaki gelişmelere daha çok ilgi duyuyorum…

Ve yaşananlardan tek sözcüklekorkuyorum…

İlkokulu beş yıl okuyan kızım, ortaokulda OKS’ye hazırlanırken, LGS çıktı karşısına. Soru tipleri, ölçme, değerlendirme sistemi değişti…

Liseyi üç yıl diye hesaplarken dört yıl okudu…

Sınavının adından yöntemine, tercih sisteminden puanlamasına kadar her yıl yapılan değişikliklerden başı dönmüş bir şekilde girdi üniversiteye…

Sekiz yıl diye ilköğretime başlayan oğlum, ne olduğunu anlamadan dörtte mezun oldu, beşinci sınıftan itibaren başka bir okulda, bambaşka bir sistemle sürdürdü eğitimini…

Tek sınavlı LGS’ye gidecekken bir anda çok sınavlı TEOG’la boğuşmaya başladı…

Üstelik bunların hepsi, tek parti iktidarı zamanında oldu. İşin özü AKP elebaşları da ne halt edeceğini bilmiyordu...

Ahlaksız bir şekilde alanı zapt edip, tüm kadroları paylaştığı cemaat de karşılarına geçince işler iyice arapsaçına döndü, fatura da bizim çocuklarımıza kesildi…

Benim aslan yürekliler şu ana kadar iyi kötü baş etti de bundan sonra ne olur inanın ben de bilmiyorum, ama çok endişeli olduğumu söyleyebilirim rahatlıkla…

 

SIRA ALFABE DEĞİŞİKLİĞİNDE Mİ?

Şimdi de yeni bir dönem başlıyor…

Yine AKP’nin sabık maarif bakanlarından biri, okul öncesi eğitimi zorunlu kılan bir kanun çıkardı devri iktidarında…

Kısa süre sonra 4+4+4 uygulamasına geçilince bu projeden vazgeçildi…

AKP’nin Zonguldak mitinginde asılan imzasız pankartta itiraf edildiği gibi 4+4+4’ün hedefi İslami eğitimdi…

Okul öncesi eğitimden vazgeçilmesinin hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı devreye sokuldu, MEB sertifikalı okul öncesi dini eğitim programı başladı…

4-6 yaşındaki çocuklara, pedagojik formasyonunu tamamlamış, bu alanda yıllarca özel eğitim görmüş öğretmenler değil de, 296 saatlik krediyi tamamlayan din görevlileri eğitim vermeye başladı...

Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında okullaşma oranında son sırada olduğuna işaret eden Eğitim-Sen, bunu yapmayan bakanlığın doğrudan bu projeyi desteklemesine şiddetle itiraz ediyor…

Bir eğitim kuruluşu olarak, okul öncesi kurumlarda eğitim gördükten sonra ilkokula başlayan çocukların daha katılımcı, girişken ve uyumlu olduğunu söylüyor.

Henüz “somut algı” dönemindeki çocukların dini eğitime tabi tutulmasının, psikolojik gelişimlerine de, sonraki eğitin süreçlerine de zarar vereceğini söylüyor…

Bu nedenle de her çocuğun 4-6 yaşları arasında çocukların MEB’e bağlı okullarda okul öncesi görmesini, çocuğun gelişimi açısından son derece önemli buluyor…

Bunun eğitim biliminin gereği olduğunu da sözlerine ekliyor…

Kimi çevreler de“Din düşmanı” vaveylasını koparmakta gecikmiyor elbette…

Müjdeler olsun, çocuklarımız okuma yazma öğrenmeden önce Arapça ile tanışıyor…

Sıbyan mekteplerinden sonraki adım, alfabenin değişimi olursa sakın şaşırmayın…