“Solfobikler”;-Sosyalistlerin, Emekten yana, yaşadığı çevreyi, dünyayı kendisine emanetmiş gibi koruyanların, insanın insanı sömürmediği, din, dil, ırk farkı gözetmeyenlerin oluşturduğu birlik-beraberlikten korkanlara denir.
Emeğin sömürüsüne-Savaşa karşı çıkanlar; devletin yoksula üç beş kuruş sadaka, iki çuval kömür, iki paket makarna vermesi yerine; yoksula-işsize istihdam yaratıp onların çalışmalarını savunur. İktidarı elinde tutan erk nedense bu istemleri ve bu istemlerin yaratacağı toplumsal hareketleri tehlikeli görüyor, tıpkı yakın tarihte yaşadıkları “Gezi Parkı” eylemlerinden ürktükleri gibi. Neydi gezi parkı? İnsanım diyenin çevresine sahip çıkmasından başka bir şey değildi. İnsanlar oradaki ağaçların kesilmesine karşı çıkmıştı. Polisin; savaşta düşmanın üzerine gider gibi önüne gelene copla ve gazla saldırması geziye katılanları birbirine daha da kenetledi. Hem demokrasi diyeceksin hem de çok masumane bir demokratik hakkımı kullanırken bana karşı orantısız gücünü kullanacaksın. Öyle yağma yok, devletsen devletliğini bileceksin. Hem unutmayın bu gün kullanılan “demokrasi-demokratik haklar”,yani seçme seçilme başta olmak üzere tamamı parlamenterler tarafından halka ulufe olarak dağıtılmadı bu haklar sokaklarda alındı. Siz seçilmişlerde şimdi bu hakları halkın tepesine vura vura kullanırken halk da bu haklarına doğal olarak sahip çıkacak. Bu hak insanın doğuştan hakkıdır.
Haaa birde “Gezi başkaldırısını yapanlar fetoculardı” diye adamla sanki dalga geçiyorlar. Heyyy bunu diyenler, icazetçiler, yıllarca fetocularla aynı yatağı paylaşanlar Gezi Parkı kahramanlarımıydı yoksa sizler miydiniz? Tabii ki sizlerdiniz.
Oh be ne güzel şey, ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali suçu işle sonrada “ben yapmadım onlar yaptı” de, öyle yağma yok. Senden olmayanlara bu kin bu nefret neden? Bu öfkenin nedeni;Emperyalist ülkelerin “merkezi parlamenter sistemi”;uluslar arası mal ve para dolaşımı önünde engel gördüğü için başkanlık sistemini desteklediği halde, içeride çoğunluğun bu sisteme destek vermediği karşı çıktığı için mi? Herkes senin ümmetin olmak zorunda mı? İnsanlar bir iş yaparken senden icazet almak zorunda mı? Tabii ki soldan korktuğun için bunları söylüyorsun. Sende biliyorsun ki solcuların-sosyalistlerin değil fetoyla hiçbir tarikat-cemaatle ilgisi-ilişkisi olmaz ama senin geleneğinde cemaat-tarikat var.  Bazıları da iktidara yalakalık yapmayı marifet sayıyor, bunlarda yalaması için birilerinin bir kemik atmasını bekler durur.“Barışseverlik ve Savaş karşıtlığı”.  İnsanım diyen herkes sadece bunu sesli haykırma hakkına değil aynı zamanda bunu sokağa taşıma hakkına da sahip. Sanırım başta savaş yanlıları ve kandan beslenenler hemen “ O da nereden çıktı, Türkiye içinde ve dışında ortalık kan gölüne dönmüşken barış istenir mi” diye tepki gösterecekler. Ne yani ortalık kan gölü diye savaş yerine barış istemeyelim mi? Bu paylaşım savaşında “tüm dünyada silah üretimi durdurulsun” diye tepkimizi koymayalım mı?“Daha kırk yıllık Kıbrıs sorunu çözülememişken Türk ordusunun dışarıda ne işi var” diye sormayalım mı? Irak ve Suriye’de akan kanların, talan ve tahribin durdurulması için dünya genelinde barışı savunmak için çalışmak varken ;“Acaba bende bu Hasanın böreğinden nasıl pay alırım” gibilerden hesap peşinde olmak ne kadar insani? Mültecileri bir avantaj görüp bunu emperyalist ülkelere şantaj yapma yerine sınır kapılarını açın. Bırakın mazlum insanlar istedikleri ülkeye gitsin. Zaten başta ABD olmak üzere birçok emperyalist ülkenin ekonomik kalkınmasında bu mazlum insanların atalarının payı yok mu? Bu mazlum insanların ülkelerini ve bedenlerini sömürerek ekonomik üstünlük sağlayanlar emperyalist ülkeler değil mi? O halde açın sınır kapılarını.
Emperyalist paylaşım Savaşına hayır! Barış hemen şimdi! Silah üretimi durdurulsun!