Anımsayanlar olacaktır mutlaka, Genelkurmay eski Başkanlarından Doğan Güreş’in adı “Tak-şak Paşa”ya çıkmıştı. Gazetelere yansıyan haberlere göre, İngiltere Genelkurmay Başkanı’nın, zamanın Başbakanı Tansu Çiller’i kast ederek, “Kadın Başbakanınız rahat emir veriyor mu?” sorusuna cevap veren Güreş, “Ne demek rahat emir verebiliyor mu? Tak diye emir veriyor, ben de, şak diye selam çakıp uyguluyorum” demişti. Bu sözlerin mükâfatı olsa gerek, iki dönem DYP’den milletvekili de olan “Tak-şak Paşa”  TBMM’deki odasına odasına yarısı Çiller, yarısı Atatürk olan bir portreyi asmıştı.

 

Tam da bugün yıldızlara uğurlayışımın onuncu yılı olan sevgili annem sağ olsaydı, “Rahmet istedi” derdi mutlaka. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akşam aklına esip sabahleyin kükreyerek dile getirdiği her sözü gün içinde yasa hükmüne dönüştürmeye çalışan AKP meclis grubuyla, akşamı bulmadan uygulamaya sokan bürokratlar “Tak-şak Paşa”yı düşürdü aklıma... Rahmetli Paşa’nın dediği gibi, Erdoğan “tak” diye emrediyor, onlar da “şak” diye yerine getiriyor… Bunun devlete bedeli şu olurmuş, cezasını şunlar bunlar çekermiş, kimsenin aklının ucuna gelmiyor...

 

DURUMDAN VAZİFE ÇIKARAN MEKANİZMA ANINDA HAREKETE GEÇİYOR

Durum “Tak-şak Paşa”nın hallerinden çok daha da vahim... Erdoğan, çoğu zaman doğrudan emir bile vermiyor çünkü… Herhangi bir konuda fikrini söylüyor, görevli mekanizma, durumdan vazife çıkarıp anında harekete geçiyor... Sonunun nereye varacağı belli olmayan “tak” diye söylenmiş o kadar çok sözü var ki Erdoğan’ın… En korkuncu da, “Bu onun yanına kar kalmayacak” cümlesi galiba… Ne zaman birisi hakkında bu cümleyi kursa, en kısa sürede gözaltına alındığı, ya da hakkında tahkikat başlatıldığı haberleri düşüyor gazetelere… Sonra ayıkla pirincin taşını…

 

Gazetecilerden, bilim insanlarına, hukukçulardan meslek örgütlerine kadar herkes payını alıyor bundan… Daha kötüsü kişi ya da kurumlarla sınırlı kalmıyor... Eğitim gibi en temel meselede, “tak” diye söylenen bir sözle, “şak” sistem değiştiriliyor örneğin… Hiçbir hazırlık yapılmadığı gibi yerine konacak sistem için en küçük bir öngörü olmadan, salt Cumhurbaşkanı istedi diye TEOG kaldırıldı bu ülkede… Üniversite sınav sistemi temelden değiştirildi…  Milyonlarca gencin, harcadığı çaba, ailelerin onca emeği yok sayılarak, sonuçlarının ne olacağı bilinmeyen bir garip sistem kondu yerlerine…

 

CANDAŞ TOBB’U NE YAPACAKLAR ACABA

Erdoğan şimdi de Türk Tabipler Birliği ile Türkiye Barolar Birliği’ni taktı kafaya… Tüm uğraşılarına karşın kendine biat etmeyen, muhalif kurumların adındaki “Türk” ve “Türkiye” kelimelerini çıkaracakmış… Söylemeye gerek yok, birileri kollarını çoktan sıvamış, yapılacak düzenleme hakkında harıl harıl çalışmaya başlamıştır bir yerlerde… Birkaç güne kadar işin rengi belli olur… Uygulamadan başta TMMOB olmak üzere AKP karşıtı kuruluşların da nasibini alacağı kesin de candaş TOBB’u ne yapacaklar acaba? Öyle ya onlar da adında Türkiye olan bir meslek kuruluşu sonuçta…

 

Erdoğan yapılacak düzenlemeyle, başka meslek kuruluşlarının kurulmasına da izin vereceklerini söyledi o açıklamada… Anlaşılan o ki, tıpkı Memur-Sen ve Hak-İş’le işçi ve memurlar arasında kurduğu egemenliği, yeni kurulacak oda ve barolarla doktorlar, mimar mühendisler, avukatlara arasında da sağlayacak… Her yerden tek ses yükselerek, ülke, dikensiz gül bahçesine dönecek böylece… Bir kamu kurumu niteliğinde olan o örgütlerin kamusal denetim ve meslek ilkelerini koruma çabaları da bitmiş olacak… Erdoğan “tak” diye atıp, “şak” diye birkaç kuş vuracak… Bu o kadar kolay olacak mı? Zor soru bence…