Bir anne olarak yazıyorum bu satırları, erkek çocuğu ve asker annesi olarak.
Ne yazık ki yine şehit haberleriyle yüzleştiğimiz, acının düştüğü bir günden kelimeler diziyorum acının tarifine.
Acıyı tarif etmek ne mümkün oysa…
Vatani görevlerini olması gerektiği gibi yapan iki asker annesi olarak empati yapmaya, şehit annelerinin acısını anlamaya çalışıyorum, buna imkan yokken üstelik yapıyorum bunu.
Kendimi soyutladım bütün sıfatlarımdan ve bir evlat ne kadar zor yetiştirilir onun üzerinden yola çıkarak duygularımı aktarmaya çabalıyorum.
Kelimeler cümle olamıyor bir türlü, heceler boğazıma takılan bir kılçık gibi canımı yakıyor. Hangi söz, hangi duygu bu acıları yeteri kadar tanımlayabilir ki. Mümkün değil tarif edebilmek ve mümkün değil paylaşarak acıyı azaltabilmek. Ateş düştüğü yeri yakmaya devam ediyor kısacası.
Evlat sahibi olabilmek elbette bir lütuf, bir ayrıcalık zaten başlı başına ama bir o kadarda çok büyük sorumluluk, çok büyük korku, çok çok büyük gurur aynı zamanda. Bütün bunların bir cümle içinde yer alıyor olması da sorumluluğun ne denli çok olduğunu gösteriyor zaten.
Evet, bir evlat sahibi olmak, sorumluluk duygusunun en yüksek çıtasıdır. Bir ömür boyu omuzlarınızda taşımanız gereken yüktür aynı zamanda, yüksünmeden taşıdığınız bir yük.
Bir asker annesi olabilmek kadar, Vatanına hizmet eden, onu koruyanlardan olabilme gururuna erişebilmek de bir o kadar kutsaldır. Çünkü Vatan kutsaldır çünkü Vatan şereftir Vatan namustur. Bu uğurda ölümü göze alabilmek ise sadece onurlu insanların özelliğidir. Ama gerektiğinde göze alabilmek yok yere ölmek asla değil.
Bu demek değildir ki evlatlarımız haince kurulan pusular yüzünden ölmek zorundalar.
Bu demek değildir ki her askere uğurladığımız çocuklarımızı, her saniye kaybetme korkusuyla yürek yüreğe görev sonunu kadar korkuyla endişeyle beklemek zorundayız.
Bu demek değildir ki eşit olmayan şartlarda, Vatani görevini yapmak zorunda bazı çocuklarımız.
Vatan hepimizin üzerinde yaşadığı topraklardan oluşuyorsa ki öyle, korunması sahip çıkılması gereken durumlarda herkesin aynı görev bilinciyle yüreğini taşın altına koyması gerekiyor.
Çok uzun yıllardır acıların tam da ortasından gelen şehit haberleriyle yüreklerimiz parçalanıyor. Elbette anne baba olan birçok insan, bu acıya ortak oluyor ve paylaşıyor ama hiç birimiz, bir şehit annesinin ve bir şehit babasının acısını ne anlayabilir ne de onlar gibi hissedebiliriz.
Şehit çocuklarının ve eşlerinin neler hissettiklerini ise hiç yorumlayamıyorum.
Ülkenin bölünmez bütünlüğüne el veren gönül veren ve bu uğurda şehit olan, gazi olan her evladımızın vebali var üzerimizde. Benim ki ve senin ki ve onların ki diye ayrıştırılmayacak bir bakış açısıyla sahip çıkılmalı adı Vatan olan bu topraklara. Garibanın evladı, ciğer parçası canını ortaya koyarken, şerefine ve namusuna sahip çıkarken, kendini kayıranlarla aynı kefeye konulmamalı. Birilerinin şerefleriyle yaşamaya çalıştığı yerde, bir diğeri şerefsizlik yapmamalı.
Evladını bir asker olarak en yüksek mertebede görmek sanılmasın ki can yakmıyor. Bir anne evladının yaşamasını ve mutlu olmasını her şey den çok ister. Bir anne evlatlarıyla her zaman gurur duymak ister.
Şehit annelerini anlayabilmek onların acısına ortak olabilmek kolay yapılabilir bir şey değildir. Artık dillerimize pelesenk olmuş olan o sözü yinelemek kaçınılmaz hale gelmiştir. Her ne kadar anladığımızı paylaştığımızı ifade etsek de “ateş düştüğü yeri yakıyor” ve hep nedense garibanın evlatları bu Vatana canlarını feda ediyor. Askerlerimizin sayesin de korkusuzca yaşadığımızı unutmayalım. Vatanına canını adamış tüm askerlerimizin alınlarından öpüyorum. Vatanı için şehit düşen askerlerimize rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum. Gün geçmiyor ki yeni şehit haberleri gelmesin. Yüreğim bir anne olarak acıyor ama bir şehit annesini anlayabilmek acısını hafifletebilmek imkânsız geliyor bana.
Canından kopan bir parçayı gözünden sakınan bir anne, evladını toprağın kucağına koyarken neler hissediyor bunu sanırım hiç birimiz anlayamıyoruz ve anlayamayacağız.
Bir anne olarak kendimi sorumlu hissediyorum ve tüm şehit annelerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Vicdanım canımı çok yakıyor hakkınızı helal ediniz.