Anlaşılan bu hafta spor konuşacağız…

Bir kentin futbol takımı birilerinin oyuncağı oluyorsa…

Ve konuşması gerekenler susuyorsa…

Futbol topu kabak zanneden adamın biri çıkar ortaya bir bomba atar!

“Alın 1461’i, dindirin bu acıyı”

Tabi ya olmadı Barcelona ne güne duruyor!

Tıpkı köşesinde bu absürt fikri kurtuluş reçetesi olarak kamuoyuna lanse eden gazeteci arkadaşımız gibi futbola uzak okurlarımız için küçük bir anımsatma:

Bank Asya Birinci Ligi’nde mücadele eden 1461 Trabzonspor, Trabzonspor’la aynı şirket bünyesinde olduğu için Süper Lig’e çıkamıyor. Ya kongre yapıp yasal düzenleme yapılacak ya da isim hakkı satılacak.

Bilenler bilir, bu sezon inanılmaz bir çıkış yaparak dikkatleri üzerine çeken 1461 Trabzonspor’un bugünkü değeri yaklaşık 15 milyon avro yani 35 milyon TL civarında…

Eğer Süper Lig’e çıkarsa, reklam gelirleri, yayın gelirleri derken bu rakam 3’e hatta 4’e bile katlanır.

Peki bugünün şartlarında 35 milyon TL verip 1461’i alacak kaç işadamı var bu şehirde…

Yoksa neyi ve niye tartışacağız!

Yok efendim Köksal Toptan isterse olurmuş…

Toptan isteseydi, TBMM Başkanı olduğu tarihte Zonguldakspor’a sahip çıkar takım küme düşürmezdi… Kimi arasa Zonguldakspor’a istediği katkıyı alırdı…

Demek ki istemiyormuş ki, bugün koca kentin takımı mahalli lige kadar düştü!

Zonguldak Kömür Spor’un bu yıl ki değerinin 3-4 milyon TL olduğu konuşuluyor.

Gerçi kimsenin bir şey bildiği yok ya!

Sanki tüm para Salih Demir’in cebinden çıkmış gibi…

Önümüzdeki sene bu yıl ki gibi şanslı bir gruba düşeceğimizin de kimse garantisini veremez.

Bu saatten sonra aynı havayı yakalamamız çok zor.

Yürüye yürüye şampiyon olacağımız bir grupta işi son haftaya bırakmak bile ayıbın daniskasıydı… Ama artık önümüze bakma zamanı…

Peki şimdi ne olacak?
Ortaya attığı “Zihni Sinir”lik öneriyle herkesi gülümseten Pusula’dan Ali Rıza Tığ, bugünkü yazısında önerimizi “saçma” bulup bakın ne demiş:

“Deniyor ki: “Trabzon’a gidinceye kadar Kilimli’yi alıverelim.”

Bakalım verecekler mi?

Bu soru bile ne kadar saçma…

Biz Zonguldak ile Kilimli arasında bile birliktelik kuramamışken, 1461’i alsak ne olur?

Zonguldak’ın Kilimli’yi alması değil, Kilimli’nin “Alın Kilimli’yi” demesi lazım.

“Demiyor” diye Kilimli’ye kızmak yerine de, dönüp aynaya bakmamız lazım.”

Yazıyı internette okuyunca hemen Kilimli Belediye Spor Başkanı Engin Aygün’ü aradım.

Her ne kadar konu spor bile olsa, haberi bugün manşete taşıdık.

Çünkü bu hafta şehrin her köşesinde pazar günü yaşananlar ve kaçan şampiyonluğun arkasındaki nedenler konuşuluyor.

Futbol bazen sadece spor değildir.

Bazen kent insanının morali, bazen övünç kaynağı, bazen şehir ekonomisine can suyu, iyi bir tanıtım aracıdır. Bazen de o şehrin kartvizitidir. Pazar günü kale arkasında asılan “The team of proletarya”  ve “İşçi takımı Zonguldak Kömür Spor” pankartlarını görünce bu şehirde yaşadığım için bir kez daha gurur duydum. “İşte bu” dedim içimden. Günümüzde futbol taraftarı ya sinema izler gibi maç seyrediyor, ya da holigan! Ülkemizde sosyal ve politik olaylara tepki gösteren bir taraftar profili yok denecek kadar az. “Çarşı” taraftar grubu, bu anlamda diğerlerinden biraz daha öne çıkıyor. Yıllar sonra Zonguldak Kömür Spor taraftarının bu ruhu yeniden yeşertmesi eminim beni gibi birçok Zonguldaklıyı da heyecanlandırmıştır.

Pazar günü şehir stadında yaşadığımız hüsran dışında her şey muhteşemdi. O gün orada olanlar tarihi bir olaya tanıklık etti. Muhteşem bir resitalin galasıydı adeta… O zaman gelin bu heyecanı hep birlikte diri tutalım.

İlk önce Cumartesi günü saat 15.30’da Ankara’nın Yeni Mahalle semtinde bulunan Hasan Doğan Stadyumu’nda Hacettepe ile kader maçına çıkacak olan Kilim Belediye Spor’u yalnız bırakmayalım.

Sonra mı,  sonrasına bakarız… Bana göre, ne Engin Aygün ne de Kilimli halkı tüm kenti ilgilendiren böylesine hassas bir konuda bencillik yapmaz. Ve gerekli şartlar oluştuğunda Kilimli halkının gereken fedakarlığı yapacağına inancım tam.

Pazar günü herkes unuttuğu bir şeyi bir kez daha hatırladı:
Zonguldak bir emekçi kentidir…

Zonguldakspor’un tapusu ise patronların değil, madenlerce can veren işçiler ve onların çocuklarınındır!