İtiraf ediyorum, Eyüp Alabaş’tan hiç haz etmiyorum…

Sendika yönetimini samimiyetsiz ve yetersiz buluyorum…

Ve o koltuğu hak ettiklerini düşünmüyorum…

Bu şehirde, sendikal faaliyetlerinden çok özel yaşamlarında yediği haltlarıyla tanıdığımız insanların sadece nüfusa kayıtlı oldukları il, ilçe hatta köy yüzünden sendika yönetimine seçildiklerini kim inkar edebilir?

Sendikal donanım ve tecrübesi olmayan, sınıf mücadelesinden habersiz, kitleleri harekete geçirecek bilgi, cesaret, güven ve hitabeti olmayan bir sendikacı, o koltuğa ya sermaye gruplarının ya da iktidarın kuklası olarak getirilmiştir.

Bakın bizim aslan parçası sendikacılarımıza…

Kimi tefecilerin kucağına düşmüş…

Kimi bar pavyon zevki sefada…

Kimi kadın tuzağına…

Her birinin altındaki lüks otomobiller, yol harcırahları, akaryakıt ve şişirilmiş maaşlarıyla sınıf sendikasından çok sarı sendika fotoğrafı veren GMİS yöneticileri, dün yapılan Soma eyleminde “Taşerona hayır” diye bağırırken hiç mi utanmadılar?

Taşerona hayır demek için illa 400-500 işçinin ölmesi mi gerekiyordu?

Madem taşerona karşıydınız, Soma’da ülke tarihinin en büyük maden kazsına sebep olan Soma Kömürleri A.Ş’nin, Zonguldak kömür havzasının en zengin maden yataklarını rödevans karşılığı almasına neden göz yumdunuz?

Niçin tek bir satır açıklama yapmadınız?

O tarihte, neden dün olduğu gibi sokağa çıkıp “taşerona hayır” diye bağırmadınız?

Neden en büyük hayali bu topraklarda bir termik santral daha kurmak olan HEMA’nın patronu Osman Hattat’la kol kola girip onun kirli oyununa alet oldunuz?

SOMA Kömür İşletmeleri A.Ş., elini kolunu sallaya sallaya ihaleye girerken sizi kim ya da kimler susturdu?

Şimdi hangi yüzle “Taşerona hayır” diyebiliyorsunuz!

O tarihte Halkın Sesi sayfalarında GMİS’i sessiz kaldığı için eleştirdiğimizde, “SOMA Zonguldak’a geldiğinde binlerce yüzlerce genç ekmek yiyecek. Neden tepki koyalım” diyen bay danışman, ya o yüzlerce genç Zonguldak’ta özelleştirmenin kurbanı olsaydı o zaman ne diyecektin?

GMİS’in hükümet yanlısı politikalarını eleştirdiğimiz için, bir sendikacıya yakışmayacak işler yaptıklarını yazdığımız için yüzlerce işçiyi gazete ofisi önüne getirip Halkın Sesi’ni yuhalatan sendikacalar bu tarihi utancı ömür boyu yaşayacaklar.

Dün ekmeğine, çocuklarının ve yaşadığı kentin geleceğine sahip çıkıp yürüyerek eyleme katılan tüm madencileri yürekten tebrik ediyor alınlarından öpüyorum…

Soma’da yaşanan katliam, aynı şirketin Zonguldak’ta açtığı ancak sudan gerekçelerle yarım bırakıp gittiği maden ocaklarında da yaşanabilirdi…

Bir ülkede felaket yaşanmadan tedbir alınmıyorsa, bilin ki o ülke Türkiye’dir…

Soma’da yaşanan katliam gibi kaza bir kez daha gösterdi ki, taşeron sistemi iflas etmiştir.

Çünkü dünyanın her yerinde patronlar daha çok para kazanmak için daha az masraf yapar!

Taşeron demek daha çok para, daha az iş güvenliği demektir.

Taşeron demek adam öldürmeye yardım ve yataklık etmektir…

Taşeron demek cinayettir!