Aralarında sanatçı, yazar, bilim insanı ve farklı siyasi görüşten siyasetçilerin bulunduğu bin kişi bir deklarasyon yayımlayarak barış ve demokrasi için çağrı yaptı…
AKP kurucularından ANAP yöneticilerine, eski-yeni HDP’lilerden CHP’lilere kadar çok geniş yelpazeden siyasetçilerle Rakel Dink, Şevket Pamuk, Oya Baydar, İhsan Eliaçık gibi farklı kültürel yapıdaki aydınlardan oluşan imzacılar, referandum sonuçlarının şaibeli olduğunu dile getirirken OHAL’in de kaldırılmasını istedi…
Bu zamana değin yayımlananlar içinde en çoğulcu yapıya sahip bildirgede beni en çok çarpan, “Savaşa sürüklenmekten, çatışmacı ortamdan, nefret dilinden, hukuk ihlallerinden, haklarımızın özgürlüğümüzün kısıtlanmasından, can ve mal güvenliğimizden, toplumun vicdanını yitirmesinden, ahlâk aşınmasından, toplumsal duyarsızlıktan endişe duyuyoruz” cümlesi oldu…
Siyasi kutuplaşmanın en üst seviyede yaşandığı ortamda bu endişe yaşamsal önemde bence de…
Böyle bir ortak akla, arayışa ihtiyacımız olduğunu düşünüyor, dile getirilen görüşlere tümüyle katılıyor ve ikirciksiz olarak imzamı atıyorum…
Bildirgeyi tam metin olarak yayımlayarak herkesin dikkatine sunuyorum:
 
EVETÇİ-HAYIRCI DİYE BÖLÜNMEK, ONLAR-BUNLAR DİYE AYRIŞTIRILMAK İSTEMİYORUZ
“Bu toprakların ortak sahibi olan bizler; ortak yaşamı kurmak, korumak, geliştirmek için, siyasî parti, ideolojik aidiyet, inanç, din, mezhep, milliyet, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin 80 milyona sesleniyoruz.
Bizler kutuplaşmak, birbirimize düşmanlaşmak, Türk-Kürt, dindar-laik, evetçi-hayırcı diye bölünmek, onlar-bunlar diye ayrıştırılmak istemiyoruz.
İnancımızı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü, hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi, özgür, eşit, korkusuz, huzur içinde yaşamak; birbirimize güvenmek, dayanışmak istiyoruz.
Savaşa sürüklenmekten, çatışmacı ortamdan, nefret dilinden, hukuk ihlallerinden, haklarımızın özgürlüğümüzün kısıtlanmasından, can ve mal güvenliğimizden, toplumun vicdanını yitirmesinden, ahlâk aşınmasından, toplumsal duyarsızlıktan endişe duyuyoruz. 
Tek adam rejimi ve partili devlete, adaletsizlik ve hukuksuzluğa, meclisin etkisizleştirilmesine, her çeşit muhalefetin baskı ve tehditle sindirilmesine karşıyız.
Yüzbinlerle kamu çalışanını, siyasetçiyi, akademisyeni, medya, yargı ve güvenlik mensuplarını haksız, hukuksuz keyfî uygulamalarla, tutuklamalarla, baskılarla tasfiye eden despotik siyasetin yarattığı bütün mağduriyetlere hayır diyoruz!
 
OHAL ACİLEN KALDIRILMALIDIR
Geleceğimizi karartan bu anlayışı anayasallaştırmaya çalışan referandumun şaibeli sonuçlarını ve halk iradesinin yasalar yok sayılarak açıkça çiğnenmesini kabul etmiyoruz.
Bir arada güven içinde yaşamak için, acilen:
Hukuk ihlallerine yol açan OHAL’in kaldırılmasını, toplumun tümüne yayılan mağduriyetlere karşı adalet ve hukuk güvenliğinin sağlanmasını,
Meclisin yasama ve denetleme yetkisinin güçlendirilerek iadesini,
Hesap veren, anayasal, şeffaf devlet için kararlı adımlar atılmasını, gizli oy ve şeffaf sayım temelli sandık güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz.
Korku, gerilim ve kutuplaştırma siyasetinden güç devşirenlere karşı; ülkemizin geleceğinden sorumlu tüm yurttaşları, farklı kanaat önderlerini, sivil girişimleri, siyasi partileri güç birliğine çağırıyoruz!
Adaletli, hakkaniyetli, tarafsız ve bağımsız yargı ilkesine dayalı ‘hukuk devleti’nin, bireysel ve toplumsal insan haklarını tam uygulayan eşitlikçi,  çoğulcu demokrasi anlayışının, başta yerel yönetimlerde olmak üzere katılımcılığı teşvik edecek bir idari yapının, ideolojik dayatmacı, cinsiyetçi, ayrımcı olmayan; özerk ve eleştirel düşünceye dayalı bir eğitim sisteminin, bölge halkları ve dünya ülkeleriyle eşit haklı işbirliğini gözeten barışçı bir siyasetin, egemen kılınması için, güçlerimizi ortaklaştırmaya çağırıyoruz.”