Yılbaşına yaklaştığımız şu günlerde, din adamı kisvesi altındaki bir takım yobazlar yine sahneye çıkıp fetvalar vermeye başladılar. Bunlara göre yılbaşı kutlamaları yapmak günahmış; zira bu Hazreti İsa'nın doğum gününü kutlayan Hristiyanların, yani gavurların adetiymiş. Gerçek ve aydın din adamlarını tenzih ediyorum; onlara saygım sonsuz. Ama dini kullanarak bir takım safsatalarla ve hurafelerle yüzyıllardır halkımızın kafasını karıştıran ve bu yüzden Türkler'in cahil ve geri kalmalarına sebep olan bu yobazlara da artık dur demek lazım. Halkın dini duygularını istismar ederek çıkarlarını buradan sağlamaya çalışan bu insanları ciddiye almamalıyız. 

Yüzyıllardır dincilik yaparak halkın sırtından geçinen bu asalakların zararlarını Cumhuriyet idaresi görmüştür. Bu nedenle de onların zararlı faaliyetlerini durduracak önlemleri de almıştır. İşte bu yüzden onlar Cumhuriyet'e düşmandırlar. Aydınlıktan korkan bu karanlık adamlar Cumhuriyet'in aydınlattığı Türkiye'de uzun yıllar yer altında saklanarak uygun zamanı beklemişlerdir. Şimdi ise ortamın uygun olduğunu düşünerek  ''zombiler'' gibi tekrar yerüstüne çıkıp palazlanmaya ve zehir saçmaya başlamışlardır.

Şimdi gelelim yılbaşı kutlamalarına. Bir kere benim bildiğim hiç bir Türk yılbaşını Hz. İsa'nın doğum günü diye kutlamıyor; bu aklına bile gelmiyor. Ya ne için kutluyor? Yeni bir yılın gelişini kutluyor. İstiyor ki yeni yıl uğur getirsin, yeni yılı sağlıklı ve mutlu geçirsin. Bu arada benim gibi bazıları da  güzel geçtiği için eski yılı da uğurlayarak kutluyor.

Ayrıca, bu adamlar cahil oldukları için yılbaşı kutlamalarını aslında Türkler'in başlattığını ve bir Türk geleneği olduğunu da bilmiyor. Gelin bu konuyu biraz açalım da Türk milletinin gülmesinden ve eğlenmesinden rahatsız olan bu cahil insanlar ve onlara inananlar işin gerçeğini öğrensin.

Türkiye'nin yetiştirdiği ünlü bilim insanı Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ diyor ki: Noel ve yılbaşı kutlamaları Orta Asya'daki eski Türklere ait bir gelenektir. Noel'in geçmişteki adı ''Nardugan''dır. Nar: Güneş, Dugan: Doğan anlamına gelip Türkler bunu güneşin yeniden doğuşu şerefine ''Yeniden Doğuş-Çam Bayramı'' diye kutlamışlardır.  Eski Türkler'in inanç kültüründe akçam ağacı kutsal sayıldığı için, Türkler bu ağacı süsleyerek altında eğlenirlerdi.

Nardugan geleneği Hun akınları ile Avrupa'ya taşınmış ve orada Noel adıyla kutlanmaya başlanmıştır. Yani Türkler sanıldığı gibi yılbaşı kutlama geleneğini Avrupa'dan almamışlar; tam tersine Avrupalılar Türkler'den almıştır!

Konuyu daha iyi anlatabilmek açısından şu tespitlerin yapılmasında da fayda görüyorum:

-Yılbaşı kutlamaları Hz. İsa'nın doğum günü kutlaması değildir; zira Hristiyanlara göre Hz. İsa 25 Aralık’ta doğmuştur. Bu nedenle, Hristiyanlar arasında Noel kutlamaları 25 Aralık’ta başlar ve bir hafta devam eder; yılbaşı kutlamalarının Noel ile alakası yoktur.

-Yılbaşı kutlamalarında Hristiyanlar dini ayinler yapmazlar veya dini ritüeller kullanmazlar. Bu nedenle yılbaşı kutlamalarının dini bir yönü yoktur.

-Yılbaşı kutlamalarının dinden çok kültürle bağlantısı olup insanlıkla yaşıttır.

-Son günlerde referans aldığımız Osmanlılar 1829 tarihinden itibaren Hristiyanlarla birlikte yılbaşını kutlamaya başlamışlardır. Üstelik bunu gösterişli ve şaşaalı bir şekilde yaparlardı!

O halde burada günah olan nedir? Dinimize göre günah; insanın kendine ve başkalarına zarar verebilecek eylemlerde bulunmasıdır. Tabii ki yaptığımız eylemler kendimize ve başkalarına yarar sağlıyorsa bu da sevaptır. Yani günah ve sevabın kriterleri bu kadar basittir. Peki, yılbaşında insanlar kimseye zarar vermeden gülüp eğleniyorsa bu kutlamalar neden günah olsun? Bana göre, insanlar mutlu oldukları için, sevap bile sayılabilir! Akıl ve mantık bunu böyle söylemiyor mu? Eğlence duvarını aşan bir avuç insan  bahane edilerek  tüm toplum neden bu güzel gelenekten mahrum edilmek isteniyor? Bunların üstünde iyi düşünmemiz lazım!

 

SONUÇ: Yılbaşı kutlamaları; asla günah olmayıp, birlik ve beraberliğin, sevginin, sevinçlerin ve mutlulukların sevdiklerimizle paylaşılmasıdır!  Bunu böyle bilelim ve yılbaşımızı ağız tadıyla kutlayalım.

       

NOT: Bu vesile ile tüm dostlarımın, Zonguldaklı hemşehrilerimin ve yurdumun çağdaş düşünceli insanlarının yeni yılını kutluyor, sevdikleri ile birlikte sağlıklı ve mutlu bir yıl daha geçirmelerini diliyorum.