Yüzleşme…

Sevgili Mustafa ÖZDEMiR, 

Ben Saime Gülçin Tutuğ,

Zonguldak'ta bir kamu kuruluşunda 28 yıl şube müdürü olarak görev yaptım.

Şimdi aynı kurumda araştırmacı olarak görev yapıyorum. İşin bu kısmı konu ile pek alakalı değil ancak eşim gibi benim de devlet memuru olduğumu anlatmak için bir giriş olsun… 

Eşim ve ben, gazetenizi her gün takip eder okuruz.

Özellikle sizin köşe yazınızı hiç atlamadan okur ve hep cesaretinizi, doğruluğunuzu, gözü pek olayların üzerine gidişinizi takdir eder, aramızda konuşurduk.

Ta ki 28 Mart 2016 tarihinde "İtinayla rapor hazırlanır" başlığı ile yapılan habere kadar!

 Ellili yaşların ortalarına doğru gelen bizlere; gazete ve gazetecilere kesinlikle güvenilmeyeceğini, ortada hiçbir kanıt, hiçbir belge olmaksızın temiz bir insanın nasıl lekelenebileceğini, iftira ile kişilik haklarına saldırılabileceğini, böyle mesnetsiz, içi boş suçlamalarla bir aileyi durup dururken huzursuz ve mağdur edilebileceğini ve bundan böyle okuduğumuz her haberi sorgulamamız ve bu türlü hiçbir habere itibar etmemiz gerektiğini öğrettiniz.

Bunun sonucunda 5 Nisan 2016 tarihinde yayınlanan yazınız ile olayın doğrusunu yazmaya çalışmışsınız…

Sadece “işi doğrulttum” demek için olsa gerek iftira yazınızda maden bulmuşçasına manşetten verip de, işin doğrusunu yazmaya gelince “ararsan belki bulursun” tarzında bir yere zorunlu olarak yazılmış izlenimi veren şekilde sıkıştırılmış bir yazıyla geçiştirmeniz üzdü beni. 

Sevgili Mustafa Bey,

Yaklaşık bir haftadır süren bu süreçte, hissettiklerimi sizinle paylaşmak istedim.

Ne yazık ki bundan sonra yaptığınız ve yapacağınız hiçbir habere aile olarak biz ve yakın çevremiz güvenmeyeceğiz.

Ama yine de siz, lütfen haber yaparken kaynağınızın güvenilirliğine, haberin gerçek olup olmadığına, belgesinin bulunup bulunmadığına dikkat ediniz. 

Sevgiler…

S.Gülçin Tutuğ 

                       *** 

Sevgili Gülçin Hanım,

Bazen sözler insanın yüzünde tokat gibi patlar ya…

Sizin ki de öyle oldu…

Meslekte 20 yılı geride bırakmış birisi olarak her gün yeni bir tecrübe benim için…

Tüm öfkenize rağmen nezaketinizi elden bırakmadan yazdığınız tatlı-sert bu mektup sayesinde…

En azından bundan sonra yazarken iki kez düşüneceğim…

Sözlerinizi kulağıma küpe edeceğime hiç şüpheniz olmasın…

Her ne kadar mektubunuzda “belgesiz” demiş olsanız da aynı mal alımı için 2 ayrı rapor düzenlendiğine dair belgeleri yayınladığımı hatırlatmak isterim…

Kızgınlığınızı, bir anne ve bir eşin sahiplenme duygusuyla vereceği refleks olarak düşünüyorum…

Sizin de bahsettiğiniz gibi daha önce konuyu izah etmiştim…

TTK tarafından satın alınan tali vantilatörünün ilk ses ölçümlerinin teknik şartnameye göre uygun olmadığı gerekçesiyle ikinci kez ölçüm yapılması dünyanın neresine giderseniz gidin haberdir…

Ya ilk ölçüm hatalıdır ya ikincisi…

Haberin ardından gazeteye gönderilen belgelerin eşinizi zora sokmak için dolaylı şekilde bize ulaştırıldığını, ilk ölçümlerin beton zeminde yapılması gerektiği için yüksek çıktığını da yazdım…

Tüm bu izahata rağmen istemeden de olsa kırdığım, zora soktuğum birileri olmuşsa özür dilemekten yerinmem…

Tepkinizi mektup gibi naif bir yöntemle dile getirmeniz nedeniyle cevabımı ben de size mektup yazarak vermek istedim…

Lütfen kasıt aramayın…

Ta ki eşinizle ilgili yaptığımız habere kadar güvendiğiniz, takdir ettiğiniz bir gazeteci olarak…

Yeniden güveninizi ve sevginizi kazanabilmek umuduyla…

Saygılarımla…

Mustafa Özdemir