-Çocuklarını Arap ülkelerindeki nitelikli okullarda değil ABD ve İngiltere’de okuturlar.
-Londra, Malta, Paris, Miami, Los Angeles gibi şehirlerde lüks evleri vardır.
-Giysilerini Gucci, Chanel, Hermes, Prada, Versace, Dior, Hermès, Burberry, Balenciaga, Fendi, Yves Saint Laurent, Dolce Gabbana, Louis Vuitton gibi markalardan seçerler.
-Özel güvenlikli, korunaklı, havuzlu, ultra lüks villalarda yaşarlar.
-Audi, Mercedes, BMW, Lexus, Rolls-Royce, Bugatti, Ferrari, Lamborghini, Aston Martin, Maserati vb. marka otomobillere binerler.
-Tümü Yahudilere ait olan ultra lüks otellerde ikamet ederek Hac ve Umre ibadeti(?) yaparlar.
-“Faiz haram” derler ama kamuya ait bankalara tüm akrabalarını işe sokarlar.
-Dindeki “sağ-sol” benzetmelerini politikadaki “sağ-sol” kavramlarına karıştırıp eğitimsiz halkı yanlarına çekerler.
-Çok lüks otellerde zengin ahbaplarına iftar daveti vermeyi pek severler.
-Birikimlerini daima Dolar, Euro, Frank olarak tutarlar.
-Tarikat, cemaat şeyhlerini her daim koruyup, kollayıp; müritlerin oylarını devşirirler.
-Emperyalist ülkelerde ikamet etmeyi tercih eden sahte şeyhleri mehdi gibi görürler.
-İş yerlerinde, fabrikalarında çalışan işçileri köleleri gibi idrak ederler.
-Sofralarında onlarca çeşit yemek olmadan doymazlar.
-“İsraf haramdır” derler ama buna kendileri riayet etmezler.
-Yahudilere “Siyonist” derler ama kullandıkları her şey Yahudi üretimidir.
-"Faiz, örtünme, miras, karma eğitim, hukuk" konularında asla ortak noktaları yoktur.
-Fakirlere İmam Hatip okullarını önerirler, kendi çocuklarını ise asla buralara yollamazlar.
-Son 80 yılda hangi parti iktidara gelmişse hemen onun yanında pozisyon alırlar.
Bu özelliklere sahip kişiler bilerek ya da bilmeyerek ABD+İngiltere’nin arzu ettiği ılımlı, uyumlu, itaat eden, uysal, sömürüye ses etmeyen, hakkını aramayan, hukuk istemeyen din modeline hizmet etmektedirler. Gerçek din bu değildir...