Başkanın karnesi…

Abone Ol

Oh ne ala…

Seçilene kadar işkembe-i kübradan salla…

Seçildikten sonra 5 yıl o koltuktan kalkma…

Özellikle son dönemde Zonguldak Belediyesi’ne yönelik eleştiriler o kadar sıkça konuşuluyor ki Gazipaşa’da…

Aksayan asfalt çalışmaları ve köstebek çukuru yollar…

İhalesi yılan hikayesine dönen halk otobüsleri...

Belediyede proje üretmek yerine dedikodu üretilmesi…

Yapılan ihalelerdeki soru işaretleri…

Ve daha birçok şey!

Bence birileri bu eleştirileri daha gür sesle konuşmalı…

CHP dahil siyasi partilerin tümünün böyle bir sorumluluğu var…

Medyaya da önemli görevler düşüyor elbette…

Ama keşke seçmenin yerel yönetimlere ara karne verme şansı olsaydı…

Geride kalan 15 ayın sonunda size göre Zonguldak Belediyesi ne yaptı?

Akdemir, hangi sorunu çözdü?

Geleceğe dair umut veriyor mu?

Ben sizlerin cevabını merak ediyorum…

Ve bu köşeyi her gün okuma zahmeti gösterip zaman ayıran tüm dostlarımızın düşüncesini önemsiyorum…

Meslek yaşamı boyunca öğrencilerine karne veren Akdemir, bakalım Zonguldaklıların onun için vereceği karne notunu beğenecek mi?

Ama şu kesin… Akdemir’i çok zor bir dönem bekliyor…

Bahanelerden sıyrılarak, üzerindeki ölü toprağını üzerinden atıp, sokağa çıkmadıkça işi bir hayli zor!

Böyle giderse sadece muhalif partiler değil…

CHP’de bile kazan kaynar haberi olsun!

                                         ***

Geçenlerde sessiz sedasız bir genel kurul yapıldı Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’nde…

Ne gariptir ki, onca iddiaya rağmen kongre kaynadı gitti…

İddiaların odağındaki adam başkan seçildi…

Bu nedenle artık Derya Akbıyık’ı kızmıyorum…

Bana göre burada tek suçlu, Akbıyık’ı o koltuğa yeniden seçen meslektaşlarımız da…

Kimin başkan olduğu değil, kirlenmemiş bir ismin olması yeterliydi halbuki…

Geçmişte defalarca yazdığım için yeniden yazmaya gerek görmüyorum…

Ama şu kadarını söyleyebilirim…

Hakkında yazdığım onca iddiaya rağmen cemiyetin gelir gider tablosunu kamuoyuyla paylaşmayan, yanına aldığı üç-beş kafadarla birlikte yaptığı harcamaları açıklamayan, şişirilmiş faturaları izah edemeyen, ödenmediği için cemiyeti icralık duruma düşüren,  uyduruk geziler ve alışveriş rüşvetiyle yanındakilere sus payı dağıtan, evine yaptığı market alışverişinin faturasını cemiyette gazetecilere tabldot yemek çıkıyormuş gibi gösteren Derya Akbıyık neden beni hala mahkemeye veremiyor bir düşünsünler…

Tabi herkes halinden memnunsa bize susmak düşer…

Yok eğer “Evet çalıyor ama çalışıyor da” diyorsanız o sizin bileceğiniz iş… 

Kendi meslek örgütündeki yolsuzluğa sessiz kalan gazeteciler mi ülkede yaşanan yolsuzluklara dur diyecek?

Bu utanç o gün o salonda oy kullanan tüm gazetecilerin!