Gurbetçi yılda bir kısa süreli tatile gelir, geldiğine de pişman olup döner. Kimi kredi çeker, karayolu ile vatana gelir. Kimi de yaz sezonunda pahalı uçuş bileti ile gelir.
Bakar ki; ülkede fiyatlar ikiye katlamış, para yetiremez. Başlar yakınmaya. 1 Euro 47 TL olsa da uçuk fiyatlar karşısında yetmez.
İkginç olan;
Gurbetçiysen, kandırılıyorsun.
"Almancıda para çok"
Gurbetçiden "Almancı" diye diye bahsedenleri sürekli uyarırım, " şu Almancı kelimesini bırakın artık" diye...En çok dikkatimi nazik davranmayan esnaf çekmekte.
Hani bizde bir söz var: " müşteri velinimettir" derler ya..
Nazik davranmayı öğrenin artık.
Konu Türkiye'deki esnafın "Böyle devam ederse batacağız" diye dert yanması.
Aynı manzarayı geçen sene de yaşandı. Geçen sene hem turistlerin hem de gurbetçilerin bilinçli bir tepkisi olmuştu. Çoğu bilerek Türkiye'de tatil yapmamış veya yapsa da dışarıdan keyfi alışverişi kesmişti.
Durum Turizm bölgesindeki esnaf için oldukça ağır olmuştu. 2 Euro'luk dondurmayı 10 Euro'ya satanlar, 10 Euro'luk terliği 30-40 Euro'ya gagalamaya çalışanlar, 5 Euro'luk nar suyunu aşırı yüksek fiyatlara satanlar sezonu hüsranla kapatmıştı.
Bu sene onlar açısından durum daha da kötüleşti. Hem insanların esnafa olan öfkesi, hem de Türkiye'deki ekonomik durumla beraber fiyatların aşırı yükselmesi var. Çoğu tatilci ya başka ülkelere kaçıyor, ya da Türkiye'de bulunsa da pek alışveriş yapmıyor.
Esnafımız yine "Batarız" demeye başladı. Ancak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın öfkesi hala dinmiş değil. Turizmavrupa takipçileri şunları yazmışlar:
"Boşuna ağlamayın. Ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda kazıkladıklarınıza sayın. Şimdi daha önce haksız yere kazandıklarınızı yersiniz."