Av. Deniz Dilaver, Sosyal medya hesabından yaptığı açıklama, CHP’li Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in Parti küçük olsun benim olsun mantığı ile hareket ettiğini kaydetti. Belediye Başkanının asli görevini unutarak delege üzerinde ilçe başkanları üzerinde baskı oluşturduğuna vurgu yapan Dilaver, AKP’den İstanbul’da belediye başkanı olmuş bir Hukukçuyu Danışman yaparak yüksek miktarda ücret ödenmesinin de ayrıca bir başka parti suçu olduğunu ifade etti.
İşte Deniz Dilaver’in çok konuşulacak o açıklaması: Çok değerli sayfa arkadaşlarım, dostlarım, Saygıdeğer kamuoyu.
Bilindiği üzere 19 Ekim 2025 tarihinde “CHP Zonguldak 38. Olağan İl Kongresi” yapılacaktır. Söz konusu kongrede aday olan ve olmayı düşünen değerli isimler bulunmaktadır. Gerçekleşecek bu kongre sonucunda önümüzdeki dönemde Zonguldak’ta Cumhuriyet Halk Partisini her alanda temsil edecek ve iktidara hazırlayacak il başkanı, il yönetim kurulu üyeleri, il disiplin kurulu üyeleri ve büyük kongrede oy kullanacak kurultay delegeleri seçilecektir.
Tamda böyle bir süreçte dün, Yerel bir haber kanalı; “İLÇE BAŞKANLARI HANGİ ADAY’ a DESTEK VERDİĞİNİ AÇIKLADI! “SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?” diye bir başlık atarak kamuoyuna sormuş. İşte atılan bu başlık üzerine mümkün olabildiğince kısaltarak aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti hasıl olmuştur.
Hepimizin bildiği gibi ülkemiz ve halkımız Cumhuriyetin ilanından sonra ki en zor günlerini yaşamaktadır. Toplumsal kesimler yaşanmakta olan ağır ekonomik sıkıntılar nedeni ile büyük bir bunalım içindedirler. İnsanlar çocuklarının, torunlarının kısaca gelecek kuşakların geleceği için endişe içinde ve huzursuzdurlar.
Tarımı, Hayvancılığı, Sağlığı ve özellikle Adalet i can çekişmektedir. Toplumsal kesimlerin birbirine güveni kalmamıştır. Sevgi Saygı ve özellikle AHLAK yok olmuştur. Yaşamın her alanında tam bir çürüme ve hatta kokuşma vardır. Son mahalli idareler seçiminde Türk Halkının büyük teveccühü ile yerel iktidara sahip olan partimin seçilmiş bir kısım Büyük Şehir, Şehir ve İlçe belediye başkanları; Uluslararası Hukukun, Anayasanın ve Ceza Hukukunun temel prensipleri yok sayılarak somut ve inandırıcı olmayan, uydurma ve düzmece olduğunu düşündüğümüz delillerle tutuklanmışlardır.
İşte böylesine bir atmosferde Partimiz ve duyarlı toplum kesimleri hak, hukuk, adalet söylemi ve demokratik Türkiye özlemi ile meydanları doldurmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi yüzünü aydınlığa çevirmiş, demokrasiyi içselleştirmiş, demokrasinin bütün kurum ve kuralları ile işler halde olmasını isteyen çağdaş, laik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, hukukun üstünlüğüne inanmış üye yada üye olmadan siyasal sürece katılmayı bir sorumluluk kabul etmiş insanların oluşturduğu büyük bir ailedir.
Ancak içimizde; her yerde ve her topluluk içinde olduğu gibi günlük kişisel ve gelecekteki müstakbel menfaatleri için yasa, tüzük ve yönetmelik hükümlerini hiçe sayarak hareket eden kişi ve guruplar bulunmaktadır. Önümüzdeki süreçte bu insanlarla yol almak; partimiz üyelerini ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, kırmadan dökmeden yola devam edebilmek için “küçük olsun benim olsun” anlayışını partide yerleştirmeye çalışan insanlara, bundan sonra siyasete eşit ve özgür bir birey olarak katılmak isteyen partililer ve tüm yurttaşlar adına yasaya ve hukuka uygun davranmalarını sağlamak adına bir ders vermek gerekmektedir.
Bu ve benzeri gerekçelerle;
Cumhuriyet Halk Partisinin yürürlükte bulunan parti tüzüğünün “PARTİ SUÇLARI” başlıklı KESİN İHRACI gerektiren 68. maddesinin 1/e ve Disiplin Yönetmeliğinin 15.maddesinin 1/e hükümlerini alenen ihlal eden ilgilileri (öncelikle asli görevlerini bir tarafa bırakarak, koltuğun kendisine verdiği gücü parti içinde kendi çıkarlarına uygun kullanarak partiyi adeta akraba ve aile partisine dönüştüren, sahip olduğu güçle iş sözü vererek üyeler ve delegeler üzerinde manevi bir baskı kuran, Zonguldak ‘ da bu partiye gönül vermiş onlarca meslektaşım varken AKP den İstanbul un bir ilçesinden belediye başkanı aday adayı olmuş bir Avukatı belediyeye danışman olarak alan ve kendisine hatırı sayılır bir ücret ödeyen, meşruiyeti tartışmalı kişinin resmini arkasında ısrarla tutan seçilmiş il belediye başkanını ve yine verdikleri fotoğraf ve beyanatlarla seçildikleri ilçelerinde seçilmiş(?) delegelerin iradesini, adaylığını açıklamış veya adaylığı düşünen kişiler aleyhine manipüle aden, etkileyen yönlendirme yapan bir kısım ilçe başkanlarını) önceki dönemlerde il yönetim kurullarında, kurultay delegeliğinde, belediye meclis üyeliği ve belediyeler birliği meclis üyeliğinde bulunmuş ve görev yapmış, 2011 ve 2018 yıllarında milletvekili aday adayı olmuş hukukçu bir üye olarak bir daha bu yollara tevessül edilmemesini sağlamak için Partin İl ve Yüksek Disiplin Kuruluna şikayet etmeyi kendimde bir hak, görev ve sorumluluk olarak görüyor ve gereğini yapacağımı tüm partili kamu oyuna bildiriyorum.
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.” “Sen yanmasan ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” Tüzük madde 68/1(e) Disiplin Yönetmeliği madde 15/1(e); “ Parti adaylarına karşı veya başka parti adaylarından yana açık ya da gizli çalışmak.” Sevgiler, Saygılar ve iyi pazarlar dilerim.
Deniz Dilaver’den Tahsin Erdem’e gönderme: PARTİ SUÇU İŞLİYORSUN
Zonguldak’ın tanınmış ve önde gelen hukukçularından CHP’li Av. Deniz Dilaver, Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in parti suçu işlediğini nazik bir dille kamuoyuna açıkladı.
Bunlar da ilginizi çekebilir