Devleti kim temsil ediyor?

Garipliklerle dolu bir şehirdir Zonguldak.

Hiyerarşi her geçen gün alt-üst olmaya devam ediyor.

Bir Emniyet Müdürümüz vardı?

Ahmet Metin Turanlı diye.

O Belediye Başkanlığına soyunmuştu.

Trafiği kafasına göre düzenlemeler, ağaçları, kaldırımları boyama.

Hatta yaya çizgilerini boyama işlerini de üstlenmişti.

Belediyenin asli işlerine de haddi olmayarak müdahil oluyordu.

Bitmeyen bir sevda gibi SAHİL BANDI PROJEMİZ VAR.

Baştan beri olayın sahibi “Yeni Zonguldak” sloganı ile Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’dı.

Projenin yapım aşaması, İsmet İnönü Parkındaki rezaletten sonra çar ederek burayı Çevre Şehircilik Bakanlığı adına TOKİ yapıyor itirafını yapmıştı.

Zaman zaman işi yapan müteahhit firmanın sahibi ve sorumlularına ise fırça kayan Hz. Selim’di.

İş gecikince top Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dolayısıyla Valililiğe atıldı.

Devletin Zonguldak’ta ki –şayet rejim değişmediyse- tek başı Validir.

O zaman bu projenin sorumlusu ve sahibi Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve TOKİ adına Vali Mustafa Tutulmaz’dır.

Biz iki yıldır neden bu sahil bandı projesiyle ilgili soruları Selim Alan’a sorduk ki.

Muhatap Valiymiş meğer.

O zaman bu proje kapsamında Orduevinin karşısına bir trafo kondu.

Argo bir şey diyeceğim de hadi olmaz.

Şey gibi duran bir trafo var ortada.

İnanın orada çalışan bir amele arkadaşımıza sordum.

Kardeşim sen olsan bu trafoyu buraya koyar mısın? Veya nereye koyarsın? Diye.

Cevap netti: “Ağabey ben mal mıyım ki trafoyu oraya koyayım. Şurada Polis Lojmanlarının olduğu yerin yanında kocaman boşluk var. Ben çok gerekli ise oraya koyardım” dedi.

İşin sahibini öğrendik Valiymiş.

Yani Hz. Selim değilmiş.

Şimdi bu trafoyu ne yapacağız Sayın Vali Mustafa Tutulmaz.

Tabii ki Devlette hiyerarşi bozulmadıysa.

***

ARKADAŞIN NANKÖRÜ VE KALLEŞİ AFFEDİLMEZ

Zamanında her gün 7/24 birlikte olduğun dostların ve arkadaşların vardır.

Onlar bir yerlere talipli olur ve sende var gücünle –maddi, manevi- destek olursun.

7/24 tüm sırlarını paylaştığın arkadaşın –senin desteğinle- bir koltuğa oturur.

Ve de kalleşçe sana düşmanlık yapmaya başlar.

Vefa, dostluk ve arkadaşlık nasılda son buluyor.

Güç zehirlenmesi yaşayan ve kendisini neredeyse Hazretli görmeye başlayan kişi maalesef dostlarına kazık atmaya devam ediyor.

Haşmetli şah zannediyor kendini.

O makamlar, o koltuklar yarın altından alınır?

O zaman ne olacak hiç üşünün mü?

Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı, Sana da kalmaz Hazretleri.

Görüp göreceğin bu kadardır.

Yine adam gibi adam ki senin sattığın eski dostun.

Seninle ilgili tek kelime dahi etmiyor.

Kumardan, fuhşa v.s  her şeyini biliyor.

Senin ve avenenin karnını doyurduğu günleri bile konuşmuyor.

Kaliteli insan olmak böyle bir şey.

Sen yediğin kapların tamamını kirlettin Hazretleri.

Her şeyin bir sonu var. Belki yarın beklide yarından da yakın.

Sevgiyle kalın.